Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/258 E. 2022/51 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/10/2019 tarih ve 2017/573 E. – 2019/886 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili teşekküle bağlı….İşletme Müdürlüğünde arızalanan 2 adet … marka … model ateşleme ünitesinin, 21.09.2016 tarihinde tamir edilmesi maksadıyla Ankara’ya gönderilmek üzere davalının … Şubesine elden teslim edildiğini ancak malzemelerin alıcısına teslim edilmediğini, davalı tarafça taşımaya konu ürünlerin kaybedildiğini, 2 adet ateşleme ünitesinin yaklaşık bedelinin 7.400 Euro olduğunu ve bu miktardan davalının sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 7.400 Euro’nun 21.09.2016 tarihinden itibaren EURO’ya uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte aynen, bu talebin kabul edilmemesi halinde belirtilen meblağın karşılığı 24.613,88 TL’nin 21.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … AŞ vekili, davaya konu … içeriğinin bilinmediğini, bu sebeple bedelin 7.400 Euro olduğunun kabul edilemeyeceğini, … içeriği taşıma sözleşmesi sırasında bildirilmediği için sadece … miktarının ödenmesi gerektiğini, kaybolan kargonun ağırlığının 10 kg olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … … vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, davacı talebinin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacıya ait …İşletme Müdürlüğü’nde arızalanan 2 adet ateşleme ünitesinin tamir edilmesi amacıyla 21/09/2016 tarihinde … Kargoya teslim edildiği, kargonun aynı tarihte alıcının bulunduğu Ankara ilindeki … … acentesine ulaştırılmak üzere yola çıkarıldığı, 22/09/2019 tarihinde ulaşım sağlanarak zimmetlendiği, ancak 26/09/2016 tarihinde … takip sistemine “,,,,” olarak kaydının girildiği, davaya konu olan kargonun alıcısına teslim edildiğine dair herhangi bir bilgi ve belgenin mevcut olmadığı gibi bu hususun aksinin davalı taraflarca usulünce ispatlanamadığı, bu durumda kargonun kaybedildiğinin kabulünün zorunlu olduğu, her ne kadar davacı tarafça 7.400,00 Euro ürün bedeli zarar olarak talep edilmiş ise de taşıma sözleşmesi sırasında ürünün niteliği ile ilgili taşıyıcı firmaya herhangi bir bilgi verilmediği gibi ürünün sigortasız olarak gönderildiği, bu durumda ürünün sıfır fiyatının zarar olarak talep edilemeyeceği, TTK’nın 882. maddesi uyarınca değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu, bu halde davacının uğradığı zararın TTK 882. maddesince kaybolan kargonun ağırlığına göre … hesaplaması uyarınca tazmin edilmesinin zorunlu bulunduğu, olay tarihindeki … miktarı esas alınarak yapılan hesaplamaya göre 10 Kg x 8,33 x 4.1516 = 345,83 TL … bedelinin zarar olarak davalılardan talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 345,83 TL hasar tazminatının 21/09/2016 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkilince taşınmak üzere davalı tarafa teslim edilen kargonun kaybedildiğini, kargonun, davalıların kusuru nedeniyle kaybolduğunu, dolayısıyla davalıların oluşan zarardan sorumlu bulunduklarını, taşıyıcının göndereni bilgilendirme ve aydınlatma sorumluluğunun olduğunu, davalı tarafın bu sorumluluğu yerine getirmediğini, bu husus göz önüne alınmaksızın …’ye göre hesaplama yapılmasının, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ürünlerin gerçek değerlerinden çok düşük bir bedele hükmedildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Somut olayda da, davacı tarafından taşınmak üzere davalı tarafa teslim edilen eşyanın alıcısına ulaştırılmadığı, taşınan eşyanın kaybedildiği sabit olduğundan, eşyanın ziyaı nedeniyle davacının uğradığı zarar, davalıların sorumluluğunda bulunmaktadır.
Davalı tarafça, davaya konu … içeriğinin bilinmediği, bu sebeple bedelin 7.400 Euro olduğunun kabul edilemeyeceği, … içeriği taşıma sözleşmesi sırasında bildirilmediği için sadece … miktarının ödenmesi gerektiği savunulmuş, ilk derece mahkemesince de taşıma sözleşmesi sırasında ürünün niteliği ile ilgili taşıyıcı firmaya herhangi bir bilgi verilmediği gibi ürünün sigortasız olarak gönderildiği, bu durumda TTK’nın 882. maddesi uyarınca değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu, buna göre kaybolan kargonun ağırlığına göre … hesaplaması uyarınca davacının zararının tazmin edilmesinin zorunlu bulunduğu gerekçesiyle 345,83 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak, TTK’nın 856. maddesinde, tarafların birinin istemi üzerine taşıma senedinin düzenleneceği, taşıma senedi düzenlenmemiş olsa bile, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile taşıma sözleşmesinin kurulacağı, eşyanın taşıyıcıya tesliminin, taşıma sözleşmesinin varlığına karine oluşturacağı hüküm altına alınmış, 858. maddesinde ise iki tarafça imzalanan taşıma senedinin, taşıma sözleşmesinin yapıldığına, içeriğine ve eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığına kanıt oluşturacağı düzenlenmiştir. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenmiş bir taşıma senedi olmayıp, taşıma ilişkisinin ise kurulduğu şüphesizidir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince taşıma sözleşmesi sırasında ürünün niteliği ile ilgili taşıyıcıya herhangi bir bilgi verilmediği ve ürünün de sigortasız gönderildiği gerekçesiyle doğrudan davalının sınırlı sorumlu olduğu miktara hükmedilmesinin yasal bir dayanağı yoktur. O halde, davacının sıfatı, dosyaya sunduğu kanıtlar, gönderinin teslim edilme yeri ve alıcısı, gönderinin miktarı ve ağırlığı ve somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak, gönderinin içeriğinin belirlenmesi gereklidir.
Dosyadaki belgelerden dava konusu gönderinin 10 kg/desi ebat ve ağırlığında koli olduğu anlaşılmakta olup, bunun dışında gönderinin içeriğine ilişkin bir bilgi bu belgelerde bulunmamaktadır. Dairemizce, davacının gönderildiğini ileri sürdüğü ürünlerin, 10 kg/desi ebat ve ağırlığında olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu aldırılması için HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşma açılmış, gönderildiği ileri sürülen ürünlerin ağırlığından anlayacak makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır. Sunulan bilirkişi raporunda, davacının gönderildiğini ileri sürdüğü ürünlerin, 2,6 desi hacim oluşturduğu, ağırlıklarının ise 8.6 kg bulunduğu, dolayısıyla bu ürünlerin 10 kg/desi ebat ve ağırlığında olacakları açıklanmıştır. Davacı tarafından sunulan sözleşme, şartname ve ihale evrakı ile taşımaya ilişkin diğer belgeler ve davacının elektrik üretim şirketi olduğu, gönderilen ürünlerin de bu işle ilgili bulunduğu gözetildiğinde, Dairemizce dava konusu gönderinin davacının, gönderildiğini ileri sürdüğü ürünler olduğu kabul edilmiş, bu ürünlerin kaybı nedeniyle davalıların sorumlu bulunduğu değerlendirilmiştir.
TTK’nın 880. maddesi uyarınca, taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanacağından, bu hususta da bilirkişi incelemesine başvurulmuştur. Davacı tarafa gönderi konusu ürünlerin marka, model, üretim yılları ve arızalarına ilişkin belgeleri sunmak için kesin süre verilmiş, davacı tarafça bu hususlara ilişkin bir kısım bilgiler Dairemize sunulmuştur. Bu kapsamda inceleme yapılarak Dairemize sunulan bilirkişi raporunda, söz konusu ateşleme ünitelerinin bir adetinin ikinci el arızalı fiyatının, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerinin 6.000,00 TL olduğu açıklanmış, Dairemizce de bu rapora itibar edilerek, davalı tarafın iki adet ateşleme ünitesi nedeniyle toplam 12.000,00 TL’den sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
TTK’nın 882. maddesinde taşıyıcının sınırlı sorumluluğu öngörülmüş ise de aynı Kanun’un 886. maddesinde, pervasızca bir davranışla zarara sebebiyet verilmesi halinde taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda da kendisine taşınmak üzere teslim edilen gönderiyi kaybeden ve kaybın nedeni hakkında da bir açıklama yapmayan davalı tarafın, pervasızca hareketi ile zarara sebebiyet verdiği, bu nedenle sorumluluk sınırlandırmalarından faydalanamayacağı kabul edilmiş, meydana gelen zararın tamamı hüküm altına alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.10.2019 gün ve 2017/573 Esas – 2019/886 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile 12.000,00 TL’nin 21.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 819,72.TL nispi karar ve ilam harcından, peşin harç olarak alınan 522,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 297,55 TL’nin, davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, davanın kabul edilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 5.100,00.TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar … … ve … … …AŞ kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, davanın reddolunan kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.400,00.TL bilirkişi ücreti, 412,80.TL tebligat ve posta gideri, istinaf aşamasında yapılan 1.000,00.TL bilirkişi ücreti, 297,50.TL tebligat ve posta giderinden oluşan toplam 3.110,30.TL yargılama giderinden, davanın kabul ret oranına tekabül eden 1.219,24 TL’ye, davacı tarafından yatırılan 522,17.TL peşin harç, 31,40.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.772,81 TL’nin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açıldığından ve tek duruşma yapıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerince belirlenen 2.550,00.TL vekalet ücretinin, davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
12-Davalılar vekilleri istinaf aşamasında duruşmaya katılmadıklarından, davalılar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-İİK’nın 36. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan bir teminat olmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda yapılan açık yargılama sonucunda 26.01.2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2022