Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2019
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü ile
Sicilden Terkin
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/10/2019 tarih ve ……. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı Şirketin başvuru yaptığı “…” ibaresi ile müvekkili adına tescilli ve tanınmış … markaları arasında iltibas olduğunu, davalının yurtiçinde faaliyet gösteren bir şirket olduğu da dikkate alındığında bunun yaratıcı bir marka olmadığını, iltibas yaratma niyeti ile hareket edildiğini, davalı işaretinin tescili halinde m. 6/5 ile aranan (3) koşuldan birinin gerçekleşme ihtimali bulunduğunu, davalı markasının davacı markalarının yeni bir versiyonu, serisi gibi algılanacağını, davalı markasının, davacı markasının gücü ve etkileme alanının zayıflamasına neden olacağını, tüketici gözünde ürün veya hizmetin kaynağını belirtme fonksiyonunun giderek zayıflayacağını, somut uyuşmazlık ele alınırken ilgili tüketici kesiminin genel alışveriş alışkanlıkları ve eğilimlerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, dava konusu … ve cepte markalarının seri marka niteliğini haiz olduğunu, davalının yaptığı marka tescil başvurusunda kötüniyetli olduğunu ileri sürerek …’nın 27/09/2018 tarih ve….sayılı kararının iptalini, davalıya ait….. sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, … kelimesinin kullanımının kimsenin tekeline verilemeyeceğini, kaldı ki dava konusu markanın ayırt edici unsurunun davacının ticari unvanı olduğunu ve bu unvanının davacının tescilli markalarından çok daha uzun yıllardır kullanıldığını, davacı unvanının bütünüyle ve özel stilde yazılmış “…” kelimesi ile tanındığını, bu unsurların tek başına markanın ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, dava konusu markanın yazı şekli ve renkleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı markalarının serisi içinde algılanacağını, günümüzde … kelimesinin ayırt edici niteliği bulunmadığını, davacının kötüniyet iddialarının mesnetsiz olduğunu, kaldı ki dava konusu markalar arasında benzerlik bulunduğu iddiasının tek başına kötüniyet kapsamında değerlendirilemeyeceğini, davacının itiraz talebinde ve işbu davada, itiraza ve davaya mesnet gösterdiği markaları fiilen kullandığını ispatlayamadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı…… kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı Şirketin başvurusuna konu markasının, davacının … esas unsurlu markalarından farklılaştığı, yeni ve ayırt edici bir marka olduğu, dava konusu markalar arasında, 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, öte yandan dava konusu markaların benzer olarak değerlendirilmemesi ve davalı markasının farklı mal/hizmetler içermemesi sebebiyle SMK’nın 6/5. maddesi kapsamında başka bir inceleme yapmaya gerek olmadığı, davacının kötüniyet iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “… matik” markası ile davalı Şirket marka başvurusunun birebir aynı olduğunu, markanın başına ayırt ediciliği zayıf “…” ibaresi getirmenin haksız rekabeti ve iltibası ortadan kaldırmayacağı gibi, bir başka şirketin markasının aynısını ayırt ediciliği zayıf “…” ibaresi getirerek tescil ettirmeye çalışmanın kötü niyetli bir davranış olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markalarının ayırt ediciliğinin zayıf olduğu iddiası dayanaksız olup, müvekkilinin markalarının seri marka olmasının yanı sıra kullanım ile de ayırt edici hale geldiğini, müvekkiline ait “…” ibareli markaların seri marka niteliği taşıyan ve kullanım sonucu ayırt edicilik kazanmış markalar olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, … kararının iptali, marka hükümsüzlüğü ile sicilden terkin istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin başvuru konusu yaptığı “…” ibareli marka ile davacının dosya kapsamında itirazına mesnet gösterdiği “…” ibareli markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, dosya kapsamında bulunan delillere göre tanınmışlık ve kötüniyet iddialarının ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2021
…..
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.