Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/235 E. 2021/1305 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2019
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/10/2019 tarih ve……. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili Şirket adına tescilli seri marka niteliğindeki ….. numaralı “… … zirvesi”…… numaralı “… …” ibareli markaların bulunduğunu, davalı Şirketin ise bu markalarla karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzer olan ……” ibareli marka başvurusunu yaptığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı … tarafından nihai olarak reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu ve bu benzerliğin iltibasa yol açacağını, dava konusu marka başvurusunun tamamen müvekkili Şirketin markalarının ticari itibarından ve getirisinden faydalanmak amacıyla yapılmış bir marka başvurusu olduğunu, dava konusu başvurunun müvekkili markalarının yeni bir versiyonu olduğu ya da markalar arasında işletmesel bağlantı bulunduğu algısını yarattığını, bu haliyle müvekkili markalarının serisi olarak değerlendirilebileceğini, davalı markasının, müvekkili markasının gücünün ve etkileme alanının zayıflamasına neden olacağını ve markaların tüketici gözünde ürün veya hizmetin kaynağını belirtme fonksiyonunu giderek zayıflatacağını ileri sürerek, ……sayılı kararının iptaline, dava konusu……. ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, … kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, markalarda ortak olarak yer alan “… …” ibaresinin genel olarak kullanılan bir ibare olduğunu ve bu ibarenin ortak olarak kullanılmasının iltibasa yol açmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı Şirkete ait “… …” ibareli marka başvurusu ile davacı Şirkete ait tescilli markaların benzer olmadığı, taraf markalarının aynı ve aynı türden malları kapsıyor olsa da 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında taraf markalarının ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ve ilişkilendirme ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, mahkemece dava konusu başvurunun asli unsurunun “…” ibaresi olduğu belirtilmiş ise de benzerlik dolayısıyla davalının, müvekkilinin çözüm ortağı olarak algılanmasının, iltibasın varlığı için yeterli olduğunu, dava konusu başvuruda yer alan “… …” ibaresi nedeniyle davalı markasının, müvekkili markalarının yeni versiyonu olarak algılanacağını, bu hususlar da gözetildiğinde dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK Kararının İptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “… …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “… …” ibareli markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira dava konusu başvurunun asli unsurunu “…” ibaresi oluşturduğu gibi markalarda ortak olarak yer alan “… …” ibaresinin, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yaygın olarak kullanılan ve bu nedenle ayırt edicilik taşımayan bir ibare olduğu, söz konusu ibarenin markalarda ortak olarak yer almasının açıklanan nedenlerle iltibasa yol açmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2021

…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.