Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/219 E. 2021/1256 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : … Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/11/2019 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin …. ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun yayınlandığını, davalı şirketin…. sayılı ve “……. ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın reddine karar verildiğini, davalı Şirketin bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez …. karan ile kabul edilerek başvurularının nihai olarak reddedildiğini, oysa davalının daha önce de müvekkili adına tescilli olan … markalarına gerçek hak sahipliği ve kötüniyet iddialarıyla itiraz ettiğini, itirazı değerlendiren Kurumun ….. firmasının Türkiye’de ciddi bir ticari faaliyeti bulunmadığı, yurtdışında ise sadece 25. sınıfta ….. alanında marka kullanımı ve tescilli markası bulunduğu, 24 ve 35. sınıflar ile 25. Sınıf arasında iltibas oluşturmayacağı ve kötüniyet bulunmadığı gerekçesi ile iş bu itirazları reddettiğini ve markaların tesciline karar verdiğini, 2012 ve 2013 yıllarında verilen bu kararlara karşı davalı …..firmasının herhangi bir hukuksal girişimde bulunmadığını ve dava açmadığını, markaların müvekkili adına tescil edildiğini, aradan geçen 4/5 yıl boyunca davacının söz konu markaları fiilen kullandığını, üretim ve satış yaparak Türkiye hatta eski doğu bloku ülkelerinde hatırı sayılır bir konuma getirdiğini, davacının markalar üzerinde aktif ve yoğun marka kullanımı sonrası ….. firması tarafından “Gerçek Hak Sahipliği, 5 yıl İçinde Markayı Kullanmama ve Kötüniyet” iddialarıyla İstanbul …. sayılı dosyasıyla hükümsüzlük ve iptal davası açıldığını, açılan bu hukuksuz davaya karşı olarak müvekkillerinin karşı dava ile kötüniyet ve 5 yıl içinde markayı kullanmama iddialarıyla hükümsüzlük ve iptal talep ettiğini, aynı zamanda hukuksuz olarak açılan davada kullanmama def’i savunmasının da kendilerince ileri sürüldüğünü, toplanan deliller sonrası dosyanın bilirkişiye gönderildiğini, raporun lehe olduğunu, … kararının çoğu zaman olduğu gibi yabancı firmalar lehine oluşturulduğunu, hakkaniyetsiz, hukuksuz ve gayrı milli bir karar olduğunu, kullanmama def’i savunmasının dikkate alınmadığını, davalı ….” markasını sadece “….” alanında yurtdışında kullandığını, markaya itiraz eden davalı firmanın 24 ve 35. sınıflarda kullanımının bulunmadığını, SMK 19 ve 29 madde kapsamında ileri sürülen kullanmama def’i savunmasının … tarafından dikkate alınmadığını ve yabancı firma lehine yanlı bir karar verildiğini, “…, italian … …, italian …” markalarının 24 ve 35 sınıflarda zaten müvekkili adına tescilli olduğunu, ayrıca diğer davalardaki bilirkişi raporlarına itiraz eden davalının 24 ve 35. sınıflarda marka kullanımı olmadığını da ispatladığını, gelinen aşamada sadece logo değişikliğinden ibaret olan yeni marka başvuruları için yapılan itirazda iltibas ihtimalinden bahsetmenin mantık dahilinde olamayacağını, çünkü 24 ve 35. sınıflarda artık bu markaların müvekkilleri adına tescilli olduğunu ileri sürerek … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun dava konusu…. sayılı kararının iptaline, ….. markasının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili tarafından …. sayılı markanın hükümsüzlüğü istemiyle dava açıldığını, dosyanın İstanbul 1. FSHHM’nin….. sayılı dosyası ile derdest olduğunu, davacı şirkete karşı açılmış iş bu dava süreci devam ederken dava konusu markaların birebir aynılarını aynı sınıflarda tescil ettirme girişimi olduğunu, bu sebeple huzurdaki dava konusu …. numaralı marka başvurusunun iyi niyetli tescil olarak kabul edilmediğini ve dava konusu …. kararı ile başvurunun reddedildiğini, iş bu … kararının yerinde olduğunu, dava konusu…. numaralı marka başvurusunun reddi gerektiğini, müvekkilinin “…” markasının gerçek sahibi olduğunu, taraflar arasında süregelen ihtilafların davacı şirketin ticaret unvanı olan “…” ibaresi kapsamında olmadığını, müvekkilinin tescilli ve tanınmış markası olan “…” markasının davacı tarafından birebir aynı yazım stiliyle kullanılması ve marka başvurularına konu edilmesine ilişkin olduğunu, hükümsüzlük tehdidi altındaki markanın hak teşkil etmeyeceğini, davacının kendisinin dahi hükümsüzlük davası konusu markasının hükümsüz kılınacağından emin olduğundan iş bu dava konusu marka başvurusunu yaptığını, davacının logo değişikliği yaptığı iddiasının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası (kapatılan İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosyası) kapsamında süren marka hükümsüzlüğü davası bulunduğu, söz konusu davada davacı – karşı davalı tarafın (iş bu davanın davalısı), davalı-karşı davacı (iş bu davanın davacısı) adına 24. Sınıfta tescilli …sayılı “…” ve 24 ile 35. Sınıflarda tescilli …..+şekil” markalarının hükümsüzlüğünü talep ettiği, hükümsüzlüğü talep edilen markaların, 28.02.2012 başvuru tarihli 14.05.2014 tescil tarihli …sayılı “…”; 26.11.2013 başvuru tarihli 17.09.2015 tescil tarihli ….sayılı …..+şekil” ibarelerinden oluştuğu, kapsamında 24, 35. Sınıftaki emtianın bulunduğu, taraflar arasında derdest olan davaya konu…… sayılı marka işaretinin, huzurdaki davaya konu… sayılı marka işareti ile aynı olduğu, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosyası (kapatılan İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. sayılı dosyası) ile görülen dava 06.01.2016 tarihinde açılmış olup, dava konusu marka başvurusunun bu davadan 2 ay gibi kısa bir süre sonra 28.03.2016 tarihinde yapıldığı, dava konusu marka başvurusunun, hükümsüzlük davasına konu marka ile aynı/aynı tür malları (24. Sınıf) kapsadığı, bu kapsamda davacı şirketin, hükümsüzlük tehdidi ile karşı karşıya olan markasının aynısı için başvuru yapmak suretiyle bu markayı yedeklemeyi, yargılama sonucu verilebilecek olası hükümsüzlük kararını etkisiz kılmayı ve hükümsüz kılınabilecek markadan kaynaklı tescilin sağladığı hak ve güvenceleri muhafaza edip markasal kullanımını sürdürmeyi amaçladığı, davacı … başvurusunun kötüniyetli olarak kabul edilebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili Şirketin ortaklarının yaklaşık 30 yıldır “ev tekstil ve çeyiz eşyaları imalatı ve satışı” alanında faaliyet göstermekte olan bir aile olup en son 2011 yılında davacı şirketi kurduklarını, müvekkilinin, ulusal ve uluslararası piyasada “… …” unvan ve tescilli markasıyla tanındığını, 2012 yılında 24 (ev tekstil ürünleri) ve 35 (satış/mağaza hizmetleri) alanında …..” ibareli marka tescilleri almış ve aralıksız olarak kullandığını, müvekkilinin unvan ve marka tesciline dayanarak marka kullanımlarını 2012 yılından bu yana aralıksız ve ciddiyetle gerçekleştirdiğini, İstanbul 1. FSHHM nezdinde açılan karşılıklı davalarda alınan tüm resmi ve özel bilirkişi raporlarının “tamamen veya büyük ölçüde” müvekkili firma lehine olduğunu, müvekkilinin lehine sonuçlandığını, 24. Sınıfta yer alan “… … …” ibaresiyle 25. Sınıfta yer alan “…” ibaresinin benzer olmadığını, bilirkişi heyetinde sektör bilirkişisinin olmaması hatalı rapor oluşmasına neden olduğunu, kötüniyet değerlendirmesinin hukuki bir konu olup bilirkişi raporlarında yer almasının hukuka aykırı olduğunu, Medeni Kanun uyarınca asıl olanın iyiniyet olduğunu, kötüniyetin kesin ve bariz olarak ispatlanması gerektiğini, İstanbul 1. FSHHM’nin…… sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, … marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin… sayılı dosyası ile görülen davanın 06.01.2016 tarihinde açıldığı, dava konusu marka başvurusunun ise bu davadan 2 ay sonra yapıldığı, dava konusu marka başvurusunun, hükümsüzlük davasına konu marka ile aynı/aynı tür malları kapsadığı, bu bağlamda davacının hükümsüzlük tehdidi ile karşı karşıya olan markasının aynısı için başvuru yapmak suretiyle bu markayı yedeklemeyi, yargılama sonucu verilebilecek olası hükümsüzlük kararını etkisiz kılmayı ve hükümsüz kılınabilecek markanın sağladığı hak ve güvenceleri muhafaza edip markasal kullanımını sürdürmeyi amaçladığı, davacının marka başvurusunun bu nedenle kötüniyetli olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip