Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/202 E. 2021/1234 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/10/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin “…” isimli bilgisayar yazılımının FSEK mevzuatı uyarınca eser sahibi olduğunu, müvekkilinin sahip olduğu programların kullanılması ve sair şekilde çoğaltılması, değiştirilmesi v.b konularında ülke içinde veya dışında hiçbir kişi ya da kuruluşa izin ya da yetki vermediğini, müvekkili şirkete gelen ihbarlar ve şikayetler dikkate alınarak Uşak 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…. sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu düzenlenen 28/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalıya ait bilgisayarda mali hakları müvekkiline ait olan … 5.1 yazılımının çeşitli modülleri ile birlikte kurulu ve aktif olarak çalışır durumda olduğunun tespit edildiğini, bu olay nedeniyle davalı hakkında ceza soruşturması başlatıldığını, davalının müvekkili şirketin sahibi olduğu bilgisayar yazılımlarını herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın, şifre kırmak suretiyle bilgisayarında kullandığı, davalının iş ve faaliyet alanı gereği bu programlardan haksız kazanç elde ettiği, bu şekilde müvekkili şirketin eser sahipliğinden kaynaklanan mali haklarına tecavüzde bulunduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000TL’nin haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari(reeskont) faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 17.826,60 TL’ye yükseltmiş ve anılan miktarın haksız eylemin tespit tarihi 23/12/2016 tarihinden işleyecek reeskont faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı, yetki itirazında bulunarak davacı tarafın kötü niyetli olduğunu ve fırsatçılık yaptığını, kendisinin emlak komisyoncusu olduğunu mühendislik işi yapmadığını, programın içeriğinin ne işe yaradığını bilmediğini sadece ada parsel sorgulaması yapmak ve konum bilgisi görmek amacı ile birkaç kez kullandığını, davacı şirketin programın internetten indirilmesine izin verip, indirenleri tespit edip program için fahiş fiyatlar isteyerek haksız kazanç elde ettiğini, 5846 sayılı kanunun 66/4. maddesine göre öncelikle davanın reddine karar verilmesini, ancak mahkemece aksi kanaatte olunması halinde “kusurun varsa ağırlığının” göz önüne alınmasını, davacı şirket ile sözleşme yapılmış olsa idi sadece Ada ve Parsel sorgulama için programın kısmi bir bölümü için anlaşma yapılmış olacağını, bu hizmetin de … kadastro …. tarafından ücretsiz sağlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının iş yerinde bilgisayarında mali hakları davacıya ait olan eser vasfına haiz bulunan … 5.1 isimli bilgisayar programının lisanssız olarak kurulduğunu ve çalışır vaziyette bulunduğu, davalının, hak sahibinin FSEK m.22’den kaynaklanan çoğaltma hakkının ihlal ettiği, davacı hak sahibinin FSEK’in 68. maddesi uyarınca telif tazminatı isteminde bulunmasının mümkün olduğu, … 2016 yılı listesine göre lisans bedelinin KDV hariç toplam 5.942,20 TL olduğu, FSEK m.68 uyannca en fazla 3 kat telif tazminatı istenebileceğinden, tazminat tutarının, KDV hariç, en fazla 5.942,20 TL x 3 = 17.826,60 TL’ye kadar olabileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 17.826,60 TL telif tazminatının (10.000 TL kısmının 23/12/2016 tarihinden geçerli olmak üzere ve 7.826,60 TL kısmının da ıslah tarihi olan 04/09/2019 tarihinden geçerli olmak üzere) reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesi kararının faiz başlangıcı yönünde hatalı bulunduğunu, davanın haksız fiiliden kaynaklanması nedeniyle hükmedilen telif tazminatından müvekkili şirkete ait yazılımın izinsiz kullanıldığının tespit edildiği 23/12/2016 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının faiz başlangıcı yönünden kaldırılarak faizin 23/12/2016 tarihinden itibaren işletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu ve fırsatçılık yaptığını, müvekkilinin emlak komisyoncusu olduğunu mühendislik işi yapmadığını, programın içeriğinin ne işe yaradığını bilmediğini sadece ada parsel sorgulaması yapmak ve konum bilgisi görmek amacı ile birkaç kez kullandığını, müvekkilinin mühendislik eğitimi almadan bu programı kullanması ve programın içeriğini bilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca müvekkilinin dava konusu programı internet sağlayıcıları üzerinden ücretsiz şekilde indirdiğini ve kullanmaya başladığını, müvekkilinin amacının … kadastro Genel Müdürlüğü tarafından ücretsiz sağlanan ada parsel sorgulaması yapmak ve konum bilgisi görmek olduğunu, davacının fahiş ücret talep ettiğini, davacının öncelikle dava konsu programı ücretsiz şekilde indirilmesi hizmetini sunan sağlayıcılara karşı FSEK’in ek madde 4 ile getirilen “uyar-kaldır” yöntemine başvurması gerektiğini, mahkemece gerekçesi belirtmeksizin 3 kat tutarında tazminata hükmettiğini, 3 kat tutarında tazminata hükmedilmesinin TBK’nın 51/1 hükmü açıkca çeliştiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, FSEK’in 68. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının mali haklarına sahip olduğu ilim ve edebiyat eseri niteliğindeki yazılımın, davalıya ait iş yerindeki bilgisayara izinsiz biçimde yüklendiğinin tespit edildiği, bu durumun davacının mali haklarından olan çoğaltma hakkını ihlal ettiği, izinsiz olarak kurulan yazılımın rayiç değerinin de usulüne uygun biçimde tespit edildiği, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre haksız fiilin tespiti halinde rayiç bedelin üç katına hükmedileceği, bu konuda hakimin takdir yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; özünde haksız eylemin bir türü olan FSEK’e dayalı davalarda, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren, zararın tamamı için temerrüte düşmüş olur. Dolayısıyla zarar gören, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Somut uyuşmazlıkta da davacı taraf haksız eylemin tespit tarihi olan 23/12/2016 tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahip olup, davacı vekili de, dava dilekçesinde 10.000 TL’lik kısım için ve davada ıslah edilen kısım yönünden 23/12/2016 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edilmiştir. Bu taleplere göre mahkemece tüm alacağa 23/12/2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, 10.000 TL’lik kısma 23/12/2016 tarihinden kalan kısma ise ıslah tarihi olan 04/09/2019 tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenle kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş, yerel mahkeme kararı sadece faizin başlangıcı yönünden kaldırıldığından hükmedilen tazminat miktarına dokunulmadığından ve esas yönünden bir karar verilmediğinden, yerel mahkeme karar tarihine göre vekalet ücreti hesaplanması gerekmiş ve buna göre hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/10/2019 gün ve…. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KABULÜNE,
4-Davacı tarafça talep edilen ve bilirkişi raporu ile hesaplanan 17.826,60 TL telif tazminatının 23/12/2016 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 1.217,73 TL. nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 170,78 TL ile ıslah harcı olarak alınan 140,00 TL olmak üzere toplam 310,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 906,95 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 3.931,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 41,10 TL ilk masraf, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 129,80 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan tebligat giderleri 49,00 TL olmak üzere toplam 819,90 TL yargılama gideri ve peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 310,78.TL harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.130,68 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Davalıdan alınması gereken 1.217,73 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.173,33 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/10/2021 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip