Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2019
NUMARASI :……
DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/10/2019 tarih ve……. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirketin 12,35,36 ve 37. Sınıfa yer alan mal hizmetlerde tescili istenen…… sayılı “……. ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın … tarafından kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 36. Sınıf hizmetlerin ve 35. Sınıfta yer alan bir kısım hizmetlerin çıkarıldığını, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının … tarafından reddine karar verildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin tanınmış “…” ibareli markaları ile başvuru kapsamında bırakılan diğer mal ve hizmetler yönünden de iltibas tehlikesinin bulunduğunu, itirazlarına mesnet markaların tescil kapsamlarında 12,35 ve 37. sınıf emtianın yer aldığını, davalı şirketin müvekkilinin markasının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığını, daha önce davalının itirazlarına mesnet markaları ile benzer olan marka başvurularının reddine karar verildiğini, yine dava konusu başvuru ile benzer bir başka başvurusu nedeniyle Ankara 2. FSHHM’nin…… esas sayılı dava dosyasında açtıkları davada markaların benzer kabul edildiğini ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davalı şirketin kötüniyetli olduğunu, asıl amacının müvekkiline ait “…” ibareli markayı kullanmak olduğunu nitekim davalıya ait internet sitesinde…….. sayılı … kararının ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilin … ve … şirketlerinin … alanına taşınması için kurulduğunu, Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağladığını, davacının dava dilekçesinin konu bölümünde hükümsüzlük talep ettiğini, netice ve talepte iptal talep ettiğini, hükümsüzlük ve iptalin farklı olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, dava konusu marka başvurularının asıl unsurunun şekil ve “…” ibaresi olduğunu, müvekkilinim “…” ibareli çeşitli markaları bulunduğunu, … ibaresinin alalade bir kelime olup bu ibareli çok sayıda marka tescilinin bulunduğunu, müvekkilinin davacının tanınmışlığından yararlanmasının afaki ve mesnetsiz iddialar olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı şirketin “…+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markaları arasında, marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediği gibi davacının tanınmış olduğu iddia edilen markasından haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği somut delillerle kanıtlanmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ancak davalı şirketin 2012 91760 sayılı marka başvurusu ilgili taraflar arasında çıkan uyuşmazlık Yargıtayca onanmışken, onama kararından yaklaşık 4 ay sonra davalının i ve y harfini değiştirip ek unsurlarla yeniden dava konusu başvuruyu yapmış olmasının ve davacının “…” ibareli markası ile aynı ibareyi içeren markaların tescili için seri halde başvuru yapmış bulunmasının iyi niyetli olmadığı , davacının davalının kötüniyetli olduğuna dair dava sırasında sunduğu delilleri …’e itiraz aşamasında ileri sürmediği bu itibarla … kararının yerinde olduğu gerekçesiyle … … kararının iptali açısından açılan davanın reddine, hükümsüzlük yönünden açılan davanın kabulü ile, dava konusu …..sayılı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, mahkemece davalı Kuruma husumet yöneltilen … kararının iptali istemi reddedilmesine rağmen davacı lehine hükmedilen ve yargılama giderinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı gibi müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretinin 1/2 oranında değil tam olarak hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesinin belirtilen yönler bakımından kaldırılmasını istemiştir.
Diğer davalı vekili, yerel mahkeme kararının çelişkili olduğunu, zira taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı ve aynı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların da oluşmadığı kabul edilmesine rağmen çelişkili olarak dava konusu markalarının hükümsüzlüğüne karar verildiğini, yine mahkemece HMK’nın 25 ve 26. maddelerine aykırı olarak davacının iddiasının yorumlanarak mahkeme tarafından belirlendiğini, davacının dava dilekçesinin konu bölümünde marka hükümsüzlüğünü netice ve talepte marka iptalini talep ettiğini, hükümsüzlük ve iptal taleplerinin farklı olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinin açıkca HMK’nın 119. maddesine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, göreviyle bağdaşmayan yorumlarda bulunan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının ve yeni bir bilirkişi raporu ve ek rapor alınması taleplerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, hukuki dinlenilme ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, kötü niyetin varlığının hakimin genel bilgi ve tecrübeleriyle tespit edebileceği bir husus olup bilirkişi heyetinde kötü niyet hususunda tespit ve değerlendirmede bulunamayacağını, bu nedenle mahkemece gerekçeli kararda bilirkişi raporuna atıf yaparak kötü niyete ilişkin bilirkişi raporunun esas alınmasının açıkca usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, dava konusu markaları ile davacının itirazına mesnet “…”, “…”, …..”…” markaları arasında ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik olmadığını, davacının kötü niyet iddiasını ispatlar bir delil sunmadığını, dava konusu marka başvurusunun Ankara 2 FSHHM’nin…..sayılı dosyasında verilen karar kesinleşmeden yapıldığını, kötü niyetli olmadıklarını savunarak ilk derece mahkmesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde; hükümsüzlük yönünden verilen karara karşı bir diyeceklerinin bulunmadığını ancak mahkemenin … kararının iptali istemi yönünden verdiği red kararının yerinde olmadığını, zira taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, Ankara 2 FSHHM’nin…… esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucu dava konusu marka başvurusu ile benzer olan başka bir marka başvurusunun müvekkilinin itirazına mesnet “…” markaları ile benzer kabul edildiğini, kesinleşen bu karara rağmen markaların benzer olmadığı kabulünün hukuka aykırı bulunduğunu, somut olay bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki şartların da oluştuğunu, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :1- Dava, … kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava dilekçesinde dava konusunun … kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü olarak belirtilmesine rağmen sonuç kısmında … kararının ve marka iptalinin talep edilmesi üzerine ön inceleme duruşmasında mahkemece davacı vekilinden HMK 31 kapsamında açıklama istenildiği, bunun üzerine davacı vekilinin dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ettiklerini bildirdiği, buna göre mahkemece davadaki talebin marka hükümsüzlüğü olarak kabul edilip karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının hem davalı Kurum aşamasındaki itirazlarında hem de dava dilekçesinde “…” ve “…” markalarına dayandığı, mahkemece, dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığı ancak davalının dava konusu başvuru gibi davacının … markası ile aynı ibareyi içeren markaların tescili için seri halde başvuru yapmış olmasının iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği, aşağıda ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere mahkemenin dava konusu marka ile davacının “…” ibareli markaları arasında benzerlik bulunmadığı yönündeki kabulü yerinde değilse de davacının katılma yolu ile istinaf isteminin … kararının ipatli isteminin reddi kararına ilişkin olması ve davacı tarafça açıkça marka hükümsüzlüğü yönünden verilen karara karşı bir diyeceklerinin olmadığını belirtilmesi karşısında bu hususun marka hükümsüzlüğü yönünden verilen karar bakımından kaldırma nedeni yapılamayacağı, öte yandan Yargıtay HGK’nun 16.07.2008 gün ve……. sayılı kararında da belirtildiği gibi marka hukukunda genel olarak kabul gören anlayışa göre, tescil yoluyla sağlanan marka korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuru ve tescillerin kötü niyetli olarak kabul edildiği, kötü niyetin varlığının, her somut olayın özellikleri göz önüne alınarak belirlenmesi gerektiği, yine Yargıtay HGK.’nun 21.09.2005 gün ve …….. sayılı kararında da belirtildiği gibi Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca iyiniyetin asıl, kötüniyetin istisna olması sebebiyle davalının kötüniyetli olduğunun delil ve gerekçelerinin gösterilmesi gerektiğinden davacı tarafça davalının kötüniyetli bulunduğunun kanıtlanması ve mahkemece de bunun delil ve gerekçesinin gösterilmesi gerektiği, mahkemece dava konusu marka tescilinin kötü niyetli olarak kabulünün gerekçesi olarak davalının dava konusu marka ile benzer başka bir marka başvurusu nedeniyle taraflar arasında görülen Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin……. Karar sayılı dava dosyasında taraf markaları benzer görülerek başvurunun reddine karar verilmesi, kararın Yargıtay tarafından onanması, onama kararından sonra dava konusu olan benzer marka başvurusunu yapması ve yine davacının “…” ibareli markaları ile benzer seri marka başvurularının yapmasının belirtildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2020 tarih…..Karar sayılı ilamında, kötü niyete ilişkin başka bir emare olmaksızın, salt, hükümsüzlük davasının varlığına rağmen marka başvurusu yapılması olgusu başvurunun kötü niyetli olduğunu kabul için yeterli olmadığı belirtilmişse de somut olay bakımından davalı şirketin dava konusu marka gibi davacının “…” markası ile benzer seri marka başvuruları yapması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde mahkemece davalı şirketin kötü niyetli olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca mahkemece dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet “…” markaları ile benzer görülerek dava konusu markanın kötüniyet gerekçesiyle hükümsüzlüğüne karar verilmesinde herhangi bir çelişki bulunmadığı anlaşıldığından davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf itirazlarının incelenmesine gelince, yukarıda da belirtildiği üzere; mahkemece davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları ile dava konusu marka arasında işaretler bakımından benzerlik bulunmadığı , dava konusu başvurunun davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları ile benzer olup davalı şirketin kötü niyetli bulunduğu ancak davacının davalı Kurum nezdindeki itirazlarında kötü niyet iddiasını ispatlar delil sunmadığından dava konusu … kararının yerinde olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde … kararının iptali isteminin reddine karar verilmiş, davacı tarafça da katılma yolu ile istinaf isteminde ise , itirazlarına mesnet “…” ibareli markaları ile dava konusu markanın benzer olduğunu, aynı taraflar arasında Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin…… sayılı dosyasında görülen dava dosyasında işbu davanın konusu marka ile benzer olan başka bir markanın müvekkilinin “…” ibareli markaları ile benzer kabul edildiğini, “…” ibareli markası tanımış olduğundan somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların da oluştuğunu ileri sürmüş olup bu duruma göre istinaf incelmesine konu uyuşmazlık dava konusu başvuru ile davacının “…” ibareli markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunup bulunmadığı, aynı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların somut olay bakımından oluşup oluşmadığı ve bu bağlamda dava konusu … kararının yerinde olup olmadığı noktasındadır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı şirketin 24/05/2016 tarihinde, 12. , 35, 36. ve 37 sınıfta yer alan mal ve hizmetler için……. sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğu, davacı şirketin “…” ve “…” ibareli markalarına dayanarak 556 sayılı KHK’nın 8/1-b, 8/4 maddeleri uyarınca iltibas , tanınmışlık ve kötü niyet iddialarıyla marka başvurusuna yaptığı itirazının, … tarafından, dava konusu başvurunun davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları ile benzer olduğu gerekçesiyle, kısmen kabulüne karar verilerek başvuru kapsamından 35 sınıfın 1-2-3-4 alt gruplarında yer alan hizmetler ile 36. sınıftaki tüm hizmetler yönünden reddine karar verildiği, davacının ve davalı şirketin bu karara itirazlarının …. sayılı kararı ile reddine karar verildiği, davanın iki aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin……Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı … ……. ” ibareli marka başvurusunun, davalı … …. A.Ş’nin “…” ibareli markalarına dayalı olarak yaptığı itirazı üzerine reddine dair … kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda mahkemece dava konusu başvuru ile redde mesnet” …” ibareli markalar benzer kabul edilerek davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409).
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, mahkemece görüşülen başvurulan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; dava konusu marka kapsamında bırakılan uyuşmazlık konusu 12. sınıf mallar ile 35. sınıfta 12. sınıf malların satışına özgülenmiş mağazacılık hizmetleri ve 37. sınıfta yer alan hizmetler davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu marka kapsamlarında yer alan mallarla aynı/ aynı türdür.
Marka işaretlerinin karşılaştırmasına gelince; dava konusu marka başvurusu araba şeklinin altına yerleştirilmiş “…” ibaresinden oluşmaktadır. Dava konusu markada yer alan araba görselinden oluşan şekil unsuru markaya ayırt edicilik katmadığından dava konusu markanın asli unsuru “…” ibaresidir ve tek kelimede oluşan bu ibare “…-…” şeklinde okunup telaffuz edilecektir. Davalı şirketin yukarıda bahsi geçen…… sayılı “… …” ibareli markası da, aynı şekilde “… …” şeklinde telaffuz edilecek olup işbu davanın konusu oluşturan markanın asli unsuru ile …… sayılı marka başvurusu arasındaki tek fark markalardaki “…-…” ibarelerinin Türkçe ve İngilizce yazılmasından kaynaklanmaktadır. O halde davalı şirketin “… … … …” ibareli ve ……. sayılı marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markalarının benzer olduğu yukarıda bahsi geçen kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olduğuna göre “…” ibareli dava konusu markanın da davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları ile benzer olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet “… “ibareli markaları arasında, dava konusu edilen tüm mal ve hizmetler bakımından, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas bulunduğu anlaşıldığından mahkemece … kararının iptali istemi bakımından yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi yönünden yapılan değerlendirmede ise yukarıda açıklandığı üzere başvuru kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin tamamı bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddei anlamında iltibas koşulları oluştuğundan somut olay bakımından aynı KHK’nın 8/4. maddesindeki koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılması sonuca etkili görülmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve …… sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiş, teknik yönlerden mevcut bilirkişi raporundan faydalanılmıştır.
Bu itibarla; mahkemece dava konusu “…” ibareli marka ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları arasında uyuşmazlık konusu tüm mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunduğu gerekçesiyle … kararının iptali isteminin de kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazlı şekilde karar verilmesi doğru olmamış HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun, olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenle kabulüne karar vermek gerekmiş ve 1 nolu bentte açıklanan gerekçelerle davalılar vekillerinin marka hükümsüzlüğü yönünden verilen karara karşı istinaf istemleri reddedildiğinden mahkemenin marka hükümsüzlüğüne ilişkin kararına aynen yer verilerek HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/10/2019 gün ve …. K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KABULÜ ile, …….saylı kararının iptaline ,
4- Dava konusu…….sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde … Kurumuna müzekkere yazılmasına,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90 TL. harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 41,10 TL ilk masraf, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 172,00 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 92,50 TL olmak üzere toplam 2.105,60 TL yargılama gideri ve 35,90 TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.141,50 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
9-Davalı şirket tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 44,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
13-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/10/2021
…..
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.