Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/184 E. 2021/833 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Telif Tazminatı

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/11/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin ülkemizde mühendislik üzerine bilgisayar yazılımı üreten sayılı firmalardan biri olduğunu, “…” isimli bilgisayar yazılımının, … uyarınca eser sahibi bulunduğunu, davalı Şirketin, müvekkili şirketin sahibi olduğu bilgisayar yazılımlarını herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın şifre kırmak suretiyle bilgisayarlarında kullandığını, bu programlardan haksız kazanç elde ettiğini, diğer davalılarında davalı Şirketin temsilcisi olduklarını ve bu nedenle sorumlu bulunduklarını, müvekkili şirkete ait bilgisayar programlarının davalılar tarafından izinsiz ve lisansız kullanılması nedeniyle müvekkili şirketin mali haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL’nin haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin söz konusu şantiye ile bir ilgilerinin olmadığını, bu nedenle müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tespit yapılan yol yapım şantiyesinde, 2 ayrı bilgisayarda … isimli bilgisayar programının lisanssız olarak yüklendiği ve çalışır vaziyette bulunduğu, davalı firma ve yetkilileri hakkında dava açılmış ise de belirtilen işyeri ile ilgili … 13. Bölge Müdürlüğünün 22/10/2019 tarihli yazısında, yapılan işin yüklenici firmasının ve şantiye sahibinin …… olduğunun belirtildiği, … … İl Müdürlüğünün 16/09/2019 tarihli yazısından da arama tutanağında adı geçen kişilerin davalı Şirkette çalışmadıklarının anlaşıldığı, bu durum karşısında somut davada davalı Şirket ile diğer davalıların pasif husumetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkeme kararı uyarınca yapılan arama tutanağında açıkça belirtildiği üzere, söz konusu şantiyede iş sahibi olarak…, taşeron firma olarak da… iş ortaklığının bulunduğu bir levhanın bulunduğunu, mahkeme kararına dayalı aramanın, … bulunduğu şantiyede yapıldığını ve arama tutanağının, şantiyede bulunan kimselerce de ihtirazı kayıtsız bir şekilde imzalandığını, müvekkil şirket yazılımlarının izinsiz ve lisansız olarak yüklü bulunduğu bilgisayar isimlerinin …. olduğunu, tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak işbu davanın asıl işveren olan davalı şirkete ve temsilcilerine yöneltildiğini, ancak davalı tarafın husumet itirazında bulunması üzerine …. müzekkere yazıldığını ve iş sahiplerinin… iş ortaklığı olduğunun bildirildiğini, 25.11.2019 tarihli duruşmada taraf vekillerine söz verilmediği gibi gelen müzekkere cevaplarını dahi incelemelerine imkan tanımadan usul ve yasaya aykırı bir şekilde dava şartı nedeni ile husumetten davanın reddine karar verildiğini, mahkemenin davanın esasına girerek gerçek iş sahibini belirlediğini ancak HMK’nın 124. maddesini dikkate almadan hatalı bir şekilde karar verdiğini, somut olayda davalıların iş sahibi olmadığı bir şantiyede kendilerini iş sahibi gibi göstermelerinin, bu yönde levha kullanmalarının, bilgisayarlara kendi şirket isimlerinin verilmesine göz yummalarının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüklerine aykırı davrandıklarının göstergesi olduğunu, bu nedenlerle kendilerine husumet yöneltilmesine sebebiyet verdiklerini, davalı yana husumet yöneltmelerinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığını, HMK’nın 124. maddesi koşullarının somut olayda bulunduğunu ve mahkemece kendilerine süre verilmediği için taraf değişikliğinin yapılamadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve taraf değişikliği için kendilerine süre verilmesine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, davacının hak sahibi olduğu bilgisayar programının, davalı tarafça izinsiz olarak bilgisayarlarına kurulduğu ve kullanıldığı iddiasına dayalı telif tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının mali haklarına sahip oldukları bilgisayar programlarının izinsiz olarak kuruldukları bilgisayarların bulunduğu şantiyenin davalı Şirkete ait olmadığının, dosyaya gönderilen Karayolları Bölge Müdürlüğü yazısından anlaşıldığı, davacı tarafça, davalı Şirkete ve onun temsilcilerine davayı yöneltmelerinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı ve taraf değişikliği taleplerinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı ileri sürülmüş ise de, davacı tarafın şikayeti üzerine başlatılan ceza soruşturmasında ifade veren şantiye sorumlusu … açıkça, söz konusu bilgisayarların….ortaklığına ait olduğunu beyan ettiği, dava tarihinden önce 03.10.2018 tarihli iddianamede de bu durumun belirtildiği, bu durumda davacının eldeki davanın davalılarına husumet yöneltmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığının ya da taraf değişikliği talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığının söylenemeyeceği, HMK’nın 124. maddesi koşullarının somut olayda bulunmadığı, her ne kadar mahkemece pasif husumet yokluğu dava şartı olarak değerlendirilmiş ise de HMK’nın 114/1-d maddesinde tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmalarının dava şartı olarak öngörüldüğü, somut olayda davalıların taraf ve dava ehliyetine sahip oldukları, taraf sıfatının ise dava şartı olmayıp, itiraz niteliğinde olduğu ve davanın esasına ilişkin bulunduğu, dolayısıyla bu yönden ilk derece mahkemesinin kabulü yerinde değil ise de bu durumun sonuca etkili olmadığı, diğer bir deyişle pasif husumet eksikliği nedeniyle davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yerinde bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip