Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1761 E. 2022/1527 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1761
KARAR NO : 2022/1527
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020
NUMARASI : 2017/437 E. – 2020/377 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Tespiti, Meni

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10/09/2020 tarih ve 2017/437 Esas – 2020/377 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin “…” markasıyla mobilya sektöründe yıllardır faaliyet gösteren köklü ve müşteri odaklı bir firma olduğunu, davalı Şirketin ise “www…com” adlı internet sitesinin yer sağlayıcısı olarak faaliyet gösterdiğini, bu sitede tüketicilerin firmalar hakkındaki şikayetlerinin yayınlandığı, ancak bunu yaparken sadece şikayette bulunanların gerçekte var olan kişiler olup olmadığına ilişkin bir SMS doğrulaması yaptığını ve tüketicilerin tüm şikayetlerine rastgele sitede yer verdiğini, müvekkili hakkında haksız, göndericisi belli olmayan, karalayıcı yorumların da bu sitede yayınlanmak suretiyle müvekkilinin açıkça zarara uğratıldığını, müvekkili hakkında olumsuz yorum yapanların kimlik bilgilerinin müvekkiline verilmediğini, müvekkilinden mal/hizmet aldıkları dahi belli olmayan birçok tüketicinin şikayetinin sitede yayınlandığını, müvekkili hakkındaki şikayetlere cevap verilmek istendiğinde ise müvekkilinden üyelik ücreti talep edildiğini, yine şikayette bulunan tüketicilere ulaşabilmek, mağduriyetleri varsa bunları giderebilmek ve savunma haklarını kullanabilmek amacıyla müvekkili hakkında şikayette bulunan kişilerin ad, soyad ve iletişim bilgilerinin taraflarına verilmesini talep ettiklerinde de üyelik ücreti istenildiğini, müvekkilinin cevap hakkını kısıtlayan üyelik sisteminin açıkça haksız rekabet teşkil ettiğini, davalıya ihtarname gönderilerek haksız rekabet teşkil eden tüm hukuka aykırı fiillere son verilmesinin, müvekkili hakkında şikayette bulunan kişilerin isim ve iletişim bilgilerinin müvekkiline bildirilmesinin istenilmesine karşın davalının hukuka aykırı fiillerine son vermediğini ileri sürerek, haksız rekabetin tespitine ve menine, müvekkili hakkında yapılan şikayetlerin yayınlanmasının engellenmesine, olmadığı takdirde davalı yanın yer sağlayıcısı olduğu www.şikavetvar.com adlı internet sitesinin kapatılmasına, bu talebin de kabul edilmemesi halinde aynı sitede ücretsiz olarak müvekkilinin savunma ve beyanlarının yayınlanması hakkının tanınmasına, müvekkili hakkında şikayette bulunan tüketicilerin iletişim bilgilerinin ücretsiz olarak müvekkiline verilmesine, giderilen şikayetler hakkında da giderildiğine ilişkin olarak sitede ücretsiz bilgilendirme yapılmasına, haksız rekabet sonucu ortaya çıkan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin yer/hizmet sağlayıcı olduğunu, bu nedenle söz konusu içeriklerden sorumlu olunmadığını, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin, şikayet sahiplerinin bilgilerini talep halinde ilgili firmalarla paylaştığını, bu hususun davacıya gönderilen cevabi ihtar ve maillerden de anlaşılacağını, www…com platformunda içeriklerin tamamen üye kullanıcılar tarafından oluşturulduğunu, hiçbir şekilde müvekkilince bu içeriklere müdahale edilmediğini, siteye üye olmak için SMS onayı gerektiğini, dolayısıyla kullanıcıların gerçek kişiler olduklarını, müvekkiline ait internet sitesinde, hakkında şikayet yayınlanan kurumların cevap haklarını kullanabildiklerini, cevap haklarının kısıtlanmadığını, bunun için ücret de talep edilmediğini, ücretsiz cevap hakkının kullandırılmadığına dair herhangi bir delilin dosyada bulunmadığını, davacı tarafından şikayetçi bilgilerinin hiçbir şekilde müvekkilinden talep edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, teknolojinin gelişmesi ile birlikte e-ticaret kavramının ortaya çıktığı, tüketicilerin birçok ürünlerini internet üzerinden sipariş ederek temin eder hale geldiği, ihtiyaç sahibi tüketici ve diğer şahısların internetteki geniş ürün yelpazesinden hangi ürünü tercih edeceklerini bilemeyebilecekleri, bilinçli tüketici ve ihtiyaç sahiplerinin nihai hedefinin en uygun fiyata en kaliteli ürünü alabilmek olduğu, internet ortamında çok fazla satıcı firma bulunduğu, bu firmalardan hangi firmaların ürünlerinin kaliteli hangilerinin kalitesiz olduklarını yine internet ortamında sadece yer sağlayıcılığı yapan davalı şirket gibi bir kaç platformun ortaya koyduğu, söz konusu platformların ihtiyaç sahipleri tarafından takip edilerek satın alınacak ürünlerin kalitesi hakkında fikir sahibi olunmasına imkan sağladığı, böylece ihtiyaç sahiplerinin yanıltılmadıkları ve TTK’nın 55. maddesinin amacına yaklaşıldığı, davalı tarafın https://www…com” isimli sitesinde yer alan üyelik sayfası incelendiğinde; hem şikayetçi hem de marka sahiplerine üye olma imkanı verildiği, marka sahiplerine ayrıca davalı site sahibi firma ile sözleşme imzalayarak kurumsal üye olunarak şikayetlere doğrudan cevap verme imkanı tanındığı, davalı tarafın da ifade ettiği üzere şikayetlere cevap vermek için kullanıcı adı veya şifreye ihtiyaç bulunmadığı, gönderilen e-maillerle de sitede cevap haklarının kullanılabildiği, ayrıca her tüketici gibi davacı şirket yetkililerinin de sisteme giriş yaparak şikayetin altına şikayeti giderici çözümlere yer vererek cevaplandırabilecekleri, davacının bu yola gitmemesinin kendi seçimi olduğu, davacının cevap hakkının kısıtlanmış ya da yasaklanmış olmadığı, bu durumda haksız rekabetten söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalının dava konusu eylemlerinin ve müvekkilinin cevap hakkını kısıtlayan üyelik sisteminin açıkça haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının, müvekkili hakkındaki şikayetlere karşı müvekkilinin savunma hakkınının kısıtlandığını, davalı sitesine üye olan firmalar ile üye olmayan firmalar arasında tüketiciler gözünde farklı bir görünüm oluşturularak haksız rekabet ortamının oluşturulduğunu, nitekim davalı hakkında açılmış başka bir davada, davalı eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun Yargıtay tarafından da kabul edildiğini, tüm ihtarlarına ve iyi niyetli girişimlerine rağmen davalının haksız rekabet teşkil eden hukuka aykırı fiillerine son vermediğini ve müvekkili hakkında şikayet yazan kişilerin kimlik ve iletişim bilgilerini müvekkiline bildirmediğini, mahkemece son derece yetersiz, yüzeysel ve hatalı bir gerekçeyle davanın reddedildiğini, davalının şikayetlere cevap verilebilmesi için üyelik şartı aramasının ve üyelik için ücret talep etmesinin haksız rekabet oluşturduğunu, dosya kapsamında alınan ilk ve ikinci bilirkişi raporunda müvekkili lehine yapılan tespitlerin göz ardı edilerek ve bilirkişi raporlarında yapılan tespitle tamamen çelişir şekilde hatalı karar verildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE :Dava, haksız rekabetin tespiti ve meni istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı tarafça, davalının, davacı hakkındaki haksız ve karalayıcı tüketici yorumlarını yayınladığı, yorum yapan bu kişilerin kimlik bilgilerini davacıya vermediği, şikayetlere cevap verilmek istenildiğinde davacıdan üyelik ücreti istenildiği, davacının cevap hakkını kısıtlayan üyelik sisteminin haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürülmüş, davalı ise yer sağlayıcısı olması nedeniyle işbu davada kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, hakkında şikayet yayınlanan kurumların cevap haklarını kullanabildikleri, bunun için ücret talep edilmediğini savunmuş, mahkemece de yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd. maddelerinde haksız rekabet düzenlenmiş olup, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” denilerek, hangi fiillerin haksız rekabet teşkil ettiği genel olarak belirtilmiştir. Müteakip madde de ise örnekseme yoluyla başlıca haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda her ne kadar davacı tarafça, hakkında yazılan şikayetlere cevap verebilmek için davalı sitesine ücretli olarak üye olunması gerektiği ileri sürülmüş ise de, siteye üye olunmadan da hakkında şikayet olan şirketlerin, şikayetlere cevap verebildikleri dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarından anlaşıldığından, davacının bu iddiası yerinde görülmemiştir. Yine, şikayetçilere ilişkin bilgilerin davacıya verilmediği iddiası da dosya kapsamı ile sübut bulmadığından, bu yönden de bir haksız rekabetin varlığından söz edilemez.
Ancak, HMK’nın 141. maddesi uyarınca, taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Somut olayda da, davacı tarafça sunulan cevaba cevap dilekçesinde, davalının siteye üye olan firmalar ile üye olamayan firmalar arasında tüketiciler gözünde farklı bir görünüm oluşturarak haksız rekabet ortamı oluşturduğu ileri sürüldüğünden, bu iddia yönünden de değerlendirme yapılması gereklidir. Davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesinde de açıkça,. üye firmalara verilen öncelik hakkı ile şikâyetin yayınlanmadan çözülmesi imkânı tanındığı belirtilmiştir. Öte yandan dosya kapsamında alınan ek bilirkişi raporunda da, üye olan firmaların, haklarındaki şikayetlere modül üzerinden cevap verebildikleri açıklanmıştır. Bu durumda, davalının, kendisine ücret ödeyerek üye olan üye firmalara verilen öncelik hakkı ile şikayetin yayınlanmadan çözülmesi imkanını tanıması, buna karşılık üye olmayan şirketlerin ise ancak haklarındaki şikayetler internet sitesinde yayınlandıktan sonra bu imkana sahip olmaları haksız rekabet teşkil etmektedir. Zira, üye şirketlere şikâyetleri yayınlanmadan çözme imkânı sağlanırken, üye olmayan şirketlere bu imkan verilmemekte, bu suretle davalı sitesine ücret ödeyerek üye olan şirketler yararına bir avantaj sağlanmaktadır. Davalının bu şekildeki eylemi, piyasadaki şirketleri davalı sitesine üye olmaya zorladığından, iyi niyetli ve ticari dürüstlüğe uygun bir eylem olarak kabulü mümkün değildir. Tüm bu nedenlerle, davalının kendisine üye olan firmalara verdiği öncelik hakkını, davacı şirkete vermemesinin haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılmıştır. Nitekim, Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 02.03.2020 tarih, 2019/3986 E., 2020/2200 K. sayılı ilamı da bu yönde bulunmaktadır.
Ayrıca; davacı taraf hükmün ilanını da talep etmiş olup, haksız rekabet teşkil eden eylemin niteliğine göre hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğundan, Dairemizce hükmün, kararın kesinleşmesine müteakip gideri davalıdan alınmak suretiyle Türkiyede ulusal çapta yayın yapan yüksek trajlı bir gazetede ilanına karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça, kendisinin sadece yer/hizmet sağlayıcısı olduğu ve bu nedenle sitede yayınlanan şikayetlerin içeriklerinden sorumlu bulunmadığı savunulmuş ise de, Dairemizce, davalı sitesinde yayınlanan şikayet içeriklerinin değil, davalının kendisine üye olan şirketlerle olmayan şirketler arasında farklı uygulamalara yer vermesi ve bu şekilde üye olan şirketlere haksız avantaja neden olması haksız rekabet olarak kabul edildiğinden, bu savunma yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafça, haksız rekabetin tespiti ve meni dışında müvekkili hakkında yapılan şikayetlerin yayınlanmasının engellenmesi, olmadığı takdirde davalı yanın yer sağlayıcısı olduğu www…com adlı internet sitesinin kapatılması, bu talebin de kabul edilmemesi halinde aynı sitede ücretsiz olarak müvekkilinin savunma ve beyanlarının yayınlanması hakkının tanınması, müvekkili hakkında şikayette bulunan tüketicilerin iletişim bilgilerinin ücretsiz olarak müvekkiline verilmesi, giderilen şikayetler hakkında da giderildiğine ilişkin olarak sitede ücretsiz bilgilendirme yapılması yönünde hüküm kurulması talep edilmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere davacının zaten ücretsiz olarak şikayetlere cevap verme hakkına sahip olduğu, öte yandan şikayet içeriklerinin yayınlanmasının değil, davalının üye şirketlerle üye olmayan şirketler arasında farklı uygulamaya gitmesinin haksız rekabet olarak kabul edilmesi, şikayet, eleştiri ve ifade özgürlüğü hakkının Anayasal bir hak olduğu, Türk Medeni Kanunu ile korunan kişilik hakkına saldırı olmaksızın, bu hakkın kullanılmasının engellenemeyeceği, davalı tarafça internet sitesinde tüketicilerce bildirilen muhtelif şikayetlerin yayınlanmasının haksız rekabet olarak nitelendirilmesinin mümkün bulunmadığı, anayasal bir hakkın kullanılması sınırını aşmayan şikayetlerin siteden kaldırılmasına karar verilemeyeceği hususları gözetildiğinde bu talepler yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10/09/2020 tarih ve 2017/437 Esas – 2020/377 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının, “….com” adlı internet sitesine üye olan şirketlere öncelik hakkı vermesinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve bu eylemin menine,
3-Kararın kesinleşmesini müteakip, hüküm özetinin gideri davalıdan alınmak kaydıyla Türkiyede ulusal çapta yayın yapan yüksek trajlı bir gazetede ilanına
4-Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile kalan 26,30 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 940,00 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 16,50 TL tebligat ve posta gideri, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 2.355,10 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı takdiren 1/2 kabul edilerek, bu orana tekabül eden 1.177,55 TL’ye 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.240,35 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 01/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip