Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1757 E. 2022/1109 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1757
KARAR NO : 2022/1109
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2017
NUMARASI : 2016/338 E. – 2017/718 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Alacak

Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/10/2017 tarih ve 2016/338 E. – 2017/718 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Trabzon 1. Noterliğinde 25/07/2015 tarihinde tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını, sözleşme konusunun üreticilerinin … ve … olduğunu, bu kişiler tarafından üretilen ürünlerin dağıtıcı-davacı şirket tarafından perakende ve toptan olarak satılması ve bu ürünlerin tüm haklarının dağıtıcıya ait olduğunun tespiti gerektiğini, sözleşmenin ihlal edildiği dönemde üretici konumundaki davalılardan …’in … Ltd. Şti.’nin yetkili kurucu ortağı ve genel müdürü olduğunu, diğer davalı …’ın ise … Ltd. Şti.’nin yetkili kurucu ortağı ve genel müdürü bulunduğunu, sözleşmede dağıtıcı-Teksatıcı konumunda ise…’ın yer aldığını, …’ın bahsi geçen tek satıcılık sözleşmesine ilişkin tüm hak ve yetkilerini, 26/07/2012 tarihinde müvekkili davacı… Ltd. Şti.’ye devrettiğini, bu devre dayanak olarak devir protokolünün dosyada yer aldığını, tek satıcılık sözleşmesi metniyle üreticinin ürünlerin dağıtıcı dışında her hangi bir kişi ya da kuruma toptan ya da perakende satışı, dağıtım ve pazarlamasını yapamayacağını, … – … ile … Ltd. Şti.’nin yakınlarının adlarına yatan her paranın üçüncü kişiye yapılan satış miktarlarına ilişkin bulunduğunu,… firmasına ait marka değeri oluşturmak için bir çok çaba harcandığını, … firması üzerinden haksız bir şekilde kazanç elde edilip kendilerinin zarara uğradığını, üreticilerin sözleşmeye aykırı olarak bayi olmayan eczane ve aktar gibi satış noktalarına ürün satarak …’yı zarara uğrattığını, davalıların aktar ve eczanelere ürün satarak sahtelerini meşrulaştırdığını ve tüketicilerin sahte ürüne muhattap ettirilip güven eksilmesine neden olduğunu, Tarım Bakanlığınca … H1 adlı üründe sağlığa zararlı madde bulduğunu belirleyip … hakkında soruşturmaya neden olunduğunu ileri sürerek şimdilik 5.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, davaya konu olayda taraf olmadığını, davacı ile organik ya da inorganik bir bağı ve alışverişi bulunmadığını, davanın husumet yönünden esasa geçmeden reddi gerektiğini, yetkili mahkemenin Kayseri Ticaret Mahkemesi olduğunu, tek satıcılık sözleşmesinin geçersiz bulunduğunu, bayilerle bir anlaşma bulunmadığını,…’in birden fazla firmaya fason üretim yaptırdığını, ürün sahibinin…. Ltd. Şti, genel dağıtıcının … ….. Ltd. Şti olarak yazıldığını, bu davanın kötü niyetli açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … ve…… Ltd. Şti vekili, davacı iddiasının zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesine delillerin eklenmediğini, esasa ilişkin olarak … olarak isimlendirilen firmaların…’in distrübütörü olarak ürün satışını üstlendiğini, …’in sahibi olduğu ürünlerin Ankara’da fason üretildiğini, 08/04/2011 tarihinden itibaren yönetim kurulu başkanlığını …’in yaptığını, … …. Ltd. Şti. unvanını alan firmanın kendi tesisini kurmakla üretim yerinin Kayseri’ye nakledildiğini, … grubun…’in sahip olduğu markaların önemli bir bölümünü herhangi bir bedel ödemeden aldığını, davaların kötü niyetli olarak açıldığını, sözleşme olarak sunulan belgenin ve sonrasında fiilen ve hukuken olmayan hakların … ….Ltd. Şti’ne devri davacı ile bayilik sözleşmesinin imzalanması gibi bir takım hileli usule aykırı iş ve işlemlere girişildiğini, davacının ürünün bozulduğu ve haksız rekabet yapıldığı iddialarının tümüyle gerçek dışı olup haksız kazanımlara bahane yaratabilmek için davacı tarafın uydurulduğunu, nitekim sözleşmede ürünlerin içeriğinin düzenlenmediğini, sözleşmeye göre…’in ürün satış yetkisine sahip olduğunu, eczane ve aktar gibi üçüncü şahıslara satışların davacı veya davacı gibi bayilerce yapıldığını, kısaca iddiaların kendi sorumluluklarını örtüleme kastıyla ortaya atıldığını, haksız ve dayanaktan yoksun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Trabzon 1. Noterliğinin 25.07.2015 tarihli tek satıcılık sözleşmesinin yapılan incelenmesinde üreticinin, … ve …, tek satıcının … olduğu, bu sözleşmeye ek yapan 26.07.2012 tarihli protokol ile …’ın tüm hak ve yetkilerini 3. kişi konumundaki davacı firmaya devrettiği, bu sözleşmelerde davalı … Ltd. Şti.’nin hiç bir şekilde taraf olmadığı, bu şirketi bağlayıcı bir sözleşme veya protokolden bahsedilemeyeceğinden bu davalının pasif husumeti bulunmadığı, diğer yönden tek satıcılık sözleşmesinde isimleri yer alan gerçek kişiler … ve …’in ise noterde sözleşme bedeli itibariyle tüm dünyaya iletilecek ve dağıtılacak bir ürünün ve bundan sonra da üreticiler tarafından yapılacak tüm ürünlerin bedelini kapsadığı şeklinde bir değer açıklanarak sözleşme yapılmış olması, buna dayalı hakların devir ve temlik edildiğinin açıklanması vergilendirilmemiş ve harçlandırılmamış sözleşme hükümleri ve haklarının devri niteliğinde görülmekle …’ın bu sözleşme ile devredilebilir hukuk önünde sağlıklı olarak doğmuş hak ve yetkilerinin olmadığı, bu hak ve yetkileri 3. kişi konumundaki davacıya geçiriminin hukuka uygun olduğunu ileri süremeyeceğinin kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemenin davalı … yönünden verdiği kararın hatalı olduğunu, taraflar arasında Trabzon 1. Noterliği’nde imzalanan sözleşme davalı …’i bağladığını, bu sözleşmenin, davalılar … ve … ve her iki davalının 1. derece yakınlarının ortak oldukları şirketleri de bağladığını, sözleşmenin 3. maddesinde sözleşmeye konu ürünlerin tek tek sayıldığını, sözleşmede sayılan ve iş bu davaya konu olan ürünlerin tamamının sözleşme tarihinde davalı … tarafından üretildiğini, bu nedenle de sözleşmenin davalı …’i bağladığını, sözleşmedeki üreticilerin… Şirketi üzerinden sözleşmeye konu ürünleri ürettiklerini, … Şirketinin ise …’tan devraldığı hak ile bu ürünleri dağıttığını, arada başkaca yazılı sözleşme olmasa bile satıcının her halde sattığı ürünlerden sorumlu bulunduğunu, ürün kalitesindeki düşüş nedeniyle uğranılan zararları araştırılmadan… yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle verilen ret kararının hatalı olduğunu, mahkemenin, vergilendirilmemiş sözleşmeden bahisle sözleşmenin sıhhatini sorgulamasının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, davalıların dava dışı tek satıcı … ile yaptıkları sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle uğranıldığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, yukarıda açıklanan gerekçe ile davacının uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin talebini davalılara yöneltemeyeceği gerekçesiyle davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davalılar … ve … ile dava dışı … arasında imzalanan sözleşmenin konusu, davalılarca üretilecek ürünlerin, dağıtıcı olan tek satıcı … tarafından satılması olup, sözleşmenin 2/E bendinde, dağıtıcının sözleşmeye konu ürünleri, başka kişiler eliyle satabileceği, dağıtıcının yetkilendireceği kişi ya da kurumların da bu sözleşmede dağıtıcıya verilen hak ve yetkileri üretici olan davalılara karşı kullanabileceği düzenlenmiştir.
Davalılar ile dağıtıcı … arasında düzenlenen sözleşmeye dayalı olarak bu kez, … ile yine dava dışı … arasında protokol düzenlenmiş ve bir önceki tek satıcılık sözleşmesindeki hak ve yetkiler, … şirketine devredilmiştir. Bu defa, ilk sözleşmedeki yetkileri devralan … şirketi ile davacı arasında 05.09.2012 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşmenin konusu da, davacı bayinin sözleşmeye konu ürünleri, nihai tüketiciye perakende satışı olup sözleşmenin 12.8. maddesinde, söz konusu ürünlerin sözleşmeye aykırı üretilmesi ya da dağıtılması nedeniyle bayinin zarara uğraması halinde, ayrıca muvafakate ihtiyaç duyulmaksızın … şirketinin, ürünler üzerindeki hak ve yetkisini tam bir halef olarak kendi nam ve hesabına kullanabileceği, zararını ilgili kişiden tazmin edebileceği düzenlenmiştir.
Bu durumda, borçlar hukukundaki sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde davalıların, dava dışı kişi ile imzaladıkları 25.07.2012 tarihli sözleşmede, ürettikleri ürünleri yalnızca … aracılığıyla piyasaya sunmayı taahhüt ettikleri, anılan kişinin ise bu ürünleri başkaları eliyle piyasaya sunabileceğini ve bu kişilerin de sözleşmeyle dağıtıcı …’a tanınan hak ve yetkileri kendilerine karşı kullanabileceklerini kabu ettikleri, davacının da zincirleme sözleşmelerle bu yetkiyi elde ettiği gözetildiğinde, davalıların söz konusu 25.07.2012 tarihli sözleşmeye aykırı davrandıkları iddiasıyla açılan işbu davada, davalılara husumet yöenltilebileceğinin ve davacının da açıklanan nedenlerle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacının aktif husumet, davalıların ise pasif husumet ehliyetlerinin bulunduğu belirlendikten sonra çözümlenmesi gereken sorun, davalıların sözleşmeye aykırı davranıp davranmadıkları ve davacının bu nedenle zarara uğrayıp uğramadığıdır. Davacı tarafça, davalıların sözleşmeye aykırı olarak söz konusu ürünleri tek dağıtıcı olan … AŞ dışındaki kişiler eliyle piyasaya sunduğu ileri sürülmüş ise de, davalıların bu yönde eylemlerde bulunduklarına dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmamaktadır. Her ne kadar dava dışı firmalar tarafından düzenlenen faturalara dayanılmış ise de, davalı gerçek kişilerin satış yaptığına ilişkin herhangi bir delil dosyaya sunulmamıştır. Davalı … şirketine ilişkin olarak sunulan kayıtlarda ise herhangi bir ürün ismine yer verilmemiştir. Kayıt dışı satışa ilişkin de söz konusu eylemlerin davalı tarafça gerçekleştirildiğine ilişkin somut deliller sunulmadığından davacı tarafın belirtilen iddiasını ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın bir diğer iddiası ise davalıların ürünlerin içeriğini ve kalitesini haksız olarak düşürdükleridir. Davalılar ile dava dışı ilk dağıtıcı arasında ürünlerin kalitesine ilişkin herhangi bir standart tespit edilmemiştir. Bununla birlikte, söz konusu ürünlerin kendilerinden beklenen nitelikleri taşımaması halinde, davalıların sorumluluğuna gidilebileceğinin kabulü gerekmektedir. Ancak, dosyaya sunulan kanıtlarla bu iddianın kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Piyasada çok sayıda sahte ürünün bulunduğu gözetildiğinde sırf ürünün etiketi üzerindeki bilgilerden hareketle davalıların sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir. Ayrıca tüketicinin güven duyduğu … ismi ve resmini … Şirketi bayilerinin mağazalarından kaldırmanın bir sonucu olarak satışların azaldığı ve ticari zarara neden olduğu şeklindeki davacı iddiasının da dava dosyasında ispatı mümkün olmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmelidir. Diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilen yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmemiş, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin ise yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/10/2017 tarih ve 2016/338 E. – 2017/718 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın yukarıda açıklanan gerekçe ile REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 1.793,14 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.712,44‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalılar hakkındaki ret sebebi ortak olduğundan ve ilk derece mahkemesince vekalet ücreti yönünden kurulan hükme yönelik davalılarca istinaf başvurusunda bulunulmadığından davalılardan … ve… …. Ltd. Şti kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılardan … ve… …. Ltd. Şti’ne verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
8-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 31,40 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip