Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1754 E. 2022/1505 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/12/2019 tarih ve 2018/401 E. – 2019/585 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDIA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirketin 2017/99821 başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusuna müvekkilinin ……+şekil” ibareli markalarını mesnet göstererek yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa davalıya ait marka ile müvekkiline ait markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, markaların aynı hizmetleri de kapsadığını, orta seviyedeki tüketiciler tarafından taraf markalarının karıştırılması ve başvurunun müvekkilinin seri markası olduğu imajının oluşması ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 14/09/2018 tarih ve 2018-M-7701 sayılı kararının iptaline, davalının marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu “…” ibareli markanın kapsamındaki mallar ve hizmetler ile davacıya ait itiraza mesnet markaların kapsamında bulunan mallar ve hizmetler karşılaştırıldığında başvurunun 16. sınıfta “Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları.” 35. sınıfta “Müşterilerin malları elverişli bir sekilde görmesi ve satın alması için Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” yönünden davacı markalarının kapsamındaki mallar ve hizmetler ile aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olduğu, dava konusu “…” ibareli marka ile davacı markalarında ortak unsur olarak yer alan “…” ibaresinin değişik anlamlarda günlük hayatta çok sık kullanıldığı, dolayısıyla ayırt edici niteliğinin zayıf olduğu, “…” ibareli markanın isim tamlaması olarak oluşturulduğu ve sadece “…” kelimesinden ziyade görsel, işitsel ve kavramsal olarak bütüncül sekilde “…” olarak tüketicinin zihninde kalacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde taraf markaları arasında karıştırmaya yol açacak derecede benzerlik bulunmadığı, gerek bütünsel gerekse içerisinde bulunan diğer unsurlar nedeniyle başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçiminde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı, tanınmışlığın ispatına yönelik delil sunulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ek rapor alınması talepleri reddedilerek savunma haklarının ihlal edildiğini, taraf markalarının birebir aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, markaların aynı hizmetleri de kapsamasının orta seviyedeki tüketiciler tarafından markaların karıştırılması veya aralarında bağlantı olduğunun düşünülmesine sebebiyet vereceğini, seri marka imajının oluşabileceğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, YİDK marka kararının iptali ve hükümsüzlük istemine iliskindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava konusu YİDK kararının davacı tarafa, 19/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, 5000 sayılı Kanun’un 15/C maddesi uyarınca Yeniden İnceleme ve Degerlendirme Kurulunun kararlarına karşı, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde dava açılabileceği, somut uyuşmazlıkta HMK’nın 92/2. maddesi uyarınca bu sürenin 19/11/2018 Pazartesi günü dolduğu, ancak işbu davanın 20/11/2018 Salı günü açıldığı anlaşılmıştır.

Dava şartları, mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan “…” ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme, hem davanın açıldığı günde, hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, incelemek durumunda olup; bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı degildir (6100 sayılı HMK’nın 114 – 115. maddeleri).
Dava konusu uyuşmazlığa uygulanması gereken 5000 sayılı Kanun’un 15/C maddesi uyarınca Kurumun nihai kararının YİDK tarafından tesis edilen karar olduğu, YİDK kararının iptali için kararın bildiriminden itibaren iki ay içinde Ankara Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmis olup, sürenin hak düsürücü nitelik taşıdığı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10/03/2014 gün ve 2014/3072 E – 4547 K sayılı, 01/06/2015 gün ve 2015/2531 E – 7355 K sayılı emsal kararlarından anlaşılacağı üzere bu hususun dava şartı olduğu, buna göre, davacıya yapılan tebliğin tarihi dikkate alındığında, hak düşürücü sürenin dolmasını müteakip davanın açıldığı anlaşıldığından, açıklanan nedenle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece hatalı değerlendirme ile işin esasına girilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, özel kanunda dava şartı olarak düzenlenen süre yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince işin esası incelenmeden kararın kaldırılması ve davanın yeninden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki sekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi 12/12/2019 gün ve 2018/401 E. – 2019/585 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Kararın niteliğine göre, davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği ve harç tahsil işlemlerinin yerel mahkemece yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/11/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.