Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/10/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı … davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin …. kod numarasını alan başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın, …..sayılı … kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa dava konusu markanın hem ibareler hem de mal ve hizmetler yönünden müvekkili markaları ile aynı ve/veya benzer olduğunu, dava konusu markanın tescil edilmesinin 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/4 maddesi hükümlerine aykırı bulunduğunu, başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, …’in … sayılı kararının iptaline, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, 13.11.2017 tarihli cevap dilekçesinde davayı kabul ettiklerini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, ancak hükümsüzlük davası yönünden davalı Şirketin davayı kabul ettiği gerekçesiyle davalı … aleyhine açılan davanın ve ….kararının iptali talebinin reddine, davalı …aleyhine açılan davanın kabulü ile… sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, 19.12.2019 tarihli ek kararla, davalı Şirket tarafından istinaf harçlarının yatırılmaması nedeniyle davalı Şirketin istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesinin kararına esas aldığı bilirkişi heyeti raporuna yönelik itirazları karşılanmadan karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, marka kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer bulunduklarını, bu hususun mahkemenin de kabulünde olduğunu, müvekkilinin itirazına mesnet markalarının esas unsuru olan “…” veya “…” ibaresinin, dava konusu markada da aynen asli unsur olarak kullanıldığını, markalar arasında, sözcük unsurları açısından yazılış, okunuş ve görünüş itibariyle benzerlik bulunduğunu, dava konusu başvuruya farklı olarak “5” rakamının eklenmesinin başvuruyu ayırt edici kılmadığını, müvekkili markalarının tanınmış olduklarını ve bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca da başvurunun tescil edilemeyeceğini, davalı tarafın yapmış olduğu başvurunun, müvekkili markalarının tanınmışlığından faydalanılarak haksız bir yarar sağlama amacıyla yapıldığını ve bu nedenle de kötü niyetli bir başvuru olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, ilk derece mahkemesince verilen önceki kararı istinaf ettiklerini ve tüm masrafları yatırdıklarını, fakat istinaf incelemesinde ileri sürdükleri istinaf nedenleri incelenmeden kararın kaldırıldığını ve dosyanın mahkemesine iade edildiğini, masrafların kendilerine iadesi gerekirken hiçbir masrafın iade edilmemesi nedeniyle kararın hatalı olduğunu, kendilerinden tekrar masraf istenilmesinin hukuka ve mevzuata uygun olmadığını, davaya cevap süresi içerisinde davayı kabul ettikleri halde tüm yargılama giderinden sorumlu tutulmalarının doğru bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :1-Dava,… kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince 19.12.2019 tarihli ek kararla istinaf harçlarının yatırılmaması nedeniyle davalı Şirket vekilinin istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, davalı Şirketin çıkarılan muhtıraya rağmen istinaf harçlarını yatırmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen 19.12.2019 tarihli ek kararda bir isabetsizlik olmadığı, her ne kadar davalı Şirket vekilince, ilk derece mahkemesinin önceki kararını istinaf ettikleri ve tüm masrafları yatırdıkları, önceki kararın istinaf itirazları incelenmeden kaldırıldığını ve yaptıkları masrafların kendilerine iade edilmediği, bu nedenle kendilerinden yeniden masraf istenmesinin doğru olmadığı ileri sürülmüş ise de Dairemizin önceki 10.05.2019 tarih,…. karar tarihli kararının hüküm kısmının 4 nolu bendinde, davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde kendisine iadesine dair hüküm kurulduğu, dolayısıyla davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalı Şirket vekilinin 19.12.2019 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; işlem dosyasının incelenmesinden davalı Şirketin “…+şekil” ibaresinin, 29 ve 35. sınıflarda tescili için davalı Kuruma başvurduğu, davacının “…” ve “…” asıl unsurlu markalarına dayalı olarak başvuruya itiraz ettiği,… itirazın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı tarafça yapılan itirazın ise …’in 23.05.2017 tarih,…. sayılı kararı ile reddedildiği, bu kararın 02.06.2017 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İşbu dava, iki aylık hak düşürücü süre içinde 01.08.2017 tarihinde açılmış olduğundan işin esasının incelenmesi gerekmekte olup, görüldüğü üzere uyuşmazlık, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve dava konusu başvurunun kötü niyetli yapılıp yapılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409).
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; dava konusu “…+şekil” ibareli başvuruda, kelime unsuru şekil unsuruna göre ön plana çıktığından başvurunun asli unsurunu “…” ibaresi oluşturmaktadır. Davacının itirazına mesnet markaların asli unsurlarını ise “…”, “…” ibareleri teşkil etmektedir. Zira, itiraza mesnet markalarda yer alan diğer unsurlar, ya ayırt edicilikte etkisi olmayan yardımcı unsurlar ya da davacının çatı markası olan “…” ibaresidir. Öte yandan, “…” ibaresi, marka kapsamındaki ürün ve hizmetler bakımından derhâl ve doğrudan doğruya ürün ve hizmetlerin cinsini, vasfını veya herhangi bir hâlini belirtmediğinden somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfını haiz olduğu gibi esasen uzun süreli kullanımla ayırt ediciliği de yükselmiştir. Nitekim, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.03.2019 tarih, …. karar sayılı onama ilamında da “…” ibaresinin ayırt edici olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda, “…” ve …” asıl unsurlu itiraza mesnet markalarla, “…” asıl unsurlu dava konusu başvuru arasında, benzerlik bulunmaktadır. Gerçekten de taraf markaları arasındaki tek farklılık, başvuruda yer verilen “5” ibaresinden kaynaklanmakta olup, bu farklılığın başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağladığı söylenemeyecektir.
İltibas tehlikesinin varlığından söz edilebilmesi gerekli olan diğer şart ise, marka kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasındaki ayniyet ya da benzerliktir. Bu yönden değerlendirildiğinde, davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarında 29,30, ve 32. sınıfta yer alan mallar bulunmaktadır. İçinde gıda mühendisinin bulunduğu bilirkişi heyetince hazırlanan raporda da açıklandığı üzere, başvuru kapsamında bulunan 29. sınıf malların tamamı, itiraza mesnet markaların kapsamlarında aynen yer almaktadır. Bunun yanında ticari bir malı üreten işletmenin, ürettiği malı satmasının, işin doğası gereği ve ticari faaliyetin zorunlu bir sonucu olduğu gözetildiğinde, başvuru kapsamındaki 29, 30 ve 32. sınıf malların satışına özgü 35. sınıf mağazacılık hizmetleri ile itiraza mesnet markaların kapsamlarında yer alan mallar arasında da benzerlik bulunmaktadır. Sayılan mal ve hizmetler dışında başvuru kapsamında kalan 35/1-4. sınıf hizmetler ile 31. Sınıf malların satışına özgü 35. sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden ise böyle bir benzerliğin bulunmadığı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. Buna göre, başvuru konusu ibare ile davacının itirazına mesnet markalar arasında, yukarıda sayılan mal ve hizmetler yönünden ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Her ne kadar davacı tarafça itiraza mesnet markalarının tanınmış olduğu ileri sürülmüş ise de dosya kapsamındaki delillerle davacı markalarının tanınmış marka oldukları ispat edilemediğinden, davacının bu iddiası yerinde görülmemiştir. Yine, sırf başka bir marka ile benzer marka başvurusunda bulunmak kötü niyet olarak değerlendirilemeyeceğinden ve dava konusu başvurunun kötü niyetle yapıldığına dair başkaca bir delil de sunulmadığından davacı tarafın kötü niyete dayalı itirazlarına da itibar edilmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve……sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğundan Dairemizce, dosyada mevcut bilirkişi raporundaki iltibas ile ilgili değerlendirmelere itibar edilmemiş, ayrı bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve … kararının iptali istemli davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, istinaf incelemesine konu olmayan hükümsüzlük davası yönünden ise ilk derece mahkemesince kurulan hükümde bir değişiklik yapılmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin 19.12.2019 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/10/2019 gün ve ….. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile …’in 23.05.2017 tarih, …. sayılı kararının, 29. sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.” malları ile 35. sınıftaki “”Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden İPTALİNE, … kararının iptaline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Davalı …. Şti aleyhine açılan markanın hükümsüzlüğü istemli davanın kabulü ile …sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan ve davalı Şirket … kararının iptali istemli davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden kısmen reddedilen … kararının iptali davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 292,70 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 68,50 TL tebligat masrafından oluşan toplam 2.161,20 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2’si olan 1.080,60 TL’ye, 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harç tutarı eklenerek toplam 1.143,40 TL’nin davalılardan (davalı Şirket … kararının iptali istemli davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden) alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 14,00 TL posta masrafından oluşan yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2’si olan 7,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı Kuruma verilmesine, bakiyesinin davalı Kurum üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı Şirket tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
11-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
12-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
13-Davalı şirketten alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalı şirketten tahsili ile Hazineye irat kaydına,
14-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/11/2021
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…