Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1745 E. 2022/1428 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1745
KARAR NO : 2022/1428
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2020
NUMARASI : 2018/283 E. – 2020/69 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVAYA MUVAFAKAT
EDENLER :
VEKİLLERİ :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/02/2020 tarih ve 2018/283 E. – 2020/69 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar … ve … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının … sayılı “…” ibareli 29 ve 43. sınıf emtiaları kapsayan başvurusunun, müvekkilinin 2007/34060, 2010/07697, 84/080136, 2007/66882, 2010/41718, 2010/33738, 2011/29389 ve 2010/44119 sayılı ve “…” asıl unsurlu markalarıyla benzer olduğunu, buna rağmen müvekkilinin başvuruya itirazlarının 2018-M-4829 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa müvekkilinin “…” ibareli birçok marka üzerinde hak sahibi olduğunu, dava konusu markanın bu haliyle müvekkilinin bir seri markası olarak algılanacağını, markalar kapsamındaki emtiaların benzer olduklarını ileri sürerek, davalı… kararının 29. sınıf emtialara ilişkin olarak iptalini ve diğer davalı markasının aynı mallar için hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … savunmada bulunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında davalı başvurusu ile davacı markalarının benzer olmadığı, hizmet sınıfları aynı tür olsa da işaretlerin benzer olmaması nedeniyle 8/1-b anlamında benzerliğin ve karıştırma riskinin bulunmadığı, KHK’nın 8/4 maddesinde yer alan risklerin varlığını ispatlayacağına ve bu maddede yer alan koşulların ortaya çıkacağına ilişkin delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda tarafların markaları arasında 29. sınıf mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunun belirtildiğini, mahkemece buna rağmen neden anılan raporun kabul edilmediğinin ve aksine karar verildiğinin gerekçeli kararda açıklanmadığını, “…” ibaresinin coğrafi kaynak bildirdiği tespitinin de yerinde olmadığını, kaldı ki müvekkilinin markalarının sadece anılan ibareden oluşmadığını, müvekkilinin uzun süreli kullanımları sonucunda tanınmış hale getirdiği ve ayırt ediciliğini güçlendirdiği markasının korunmamasının haksızlık olacağını, tarafların markalarının benzer olduğunu ve başvurunun müvekkilinin markalarının serisi izlenimini yarattığını, dava konusu markanın miras yoluyla … geçtiğini, MK 640/4 maddesi uyarınca mirasçılardan her birinin ve MK 702/son maddesi uyarınca da ortaklardan her birinin, terekeye veya topluluğa giren hakların korunmasını tek başına dava açma ehliyetinin bulunduğunu, buna rağmen mahkemece tüm marka sahiplerinin muvafakatinin aranmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince davacı … tarafından açılan işbu davaya, davacının dayandığı markaların maliki olarak gözüken … ve …’nın muvafakatinin alınmasına karar verilmiş, anılan kişilerce de davacı … vekiline vekalet verilmesi suretiyle davaya muvafakat edilmiştir. Oysa bu şekilde açılan bir davaya muvafakat verilmesi ile … ve …’nın davacı sıfatını kazanması mümkün değildir. Davacı vekili tarafından ise mahkemece verilen hüküm, davacı …’nın yanında … adına da istinaf edilmiştir.
Bu durum karşısında … vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Davacı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “…” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli marka işaretleri arasında iltibas tehlikesi bulunmadığından, taraf markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki anlamında benzer olmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin, bir coğrafi yer adı olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26.11.1999 tarih, 1999/5790-9590 E.K. sayılı kararında da belirtildiği gibi ülkemizdeki şehir, bölge, coğrafi yer veya maruf mahal isimlerinin tek bir sözcük olarak bir kişinin tekeline bırakılamayacağı, bu şekildeki şehir, ilçe veya maruf yerleşim yeri adlarının coğrafi işaret anlamını taşımamak kaydıyla ilave ekler yapılması suretiyle marka olarak tescilinin mümkün bulunduğu, dava konusu markanın “…” ibaresinden, davacının itirazına mesnet marklarının ise “…”, “….” ibarelerinden oluştuğu, görüldüğü üzere taraf markalarında “…” ibaresi ortak olsa da anılan ibarenin coğrafi yer adı olması nedeniyle taraf markalarında bu ibarenin ortak olarak yer almasının iltibasa neden olmayacağı, bunun dışında dosya kapsamına sunulan delillerle davacının “…” ibaresini kullanım sonucu ayırt edici hale getirdiğini de ispatlayamadığı gibi, aynı davacı tarafından işbu davaya konu başvuru tarihinden sonra yapılan marka başvuruları nedeniyle açılan davalarda, davacının “…” ibaresini kullanım sonucu ayırt edici hale getirip getirmediğinin tespiti için Dairemizin 2019/1331 E.- 2021/1467 K. ve 2020/31 E.- 2021/1467 K. sayılı dosyalarında duruşma açılarak alınan bilirkişi raporlarında da “…” ibaresini kullanım sonucu ayırt edici hale getirildiğinin ispatlanamadığının açıklandığı, ayrıca taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığından davacı markalarının tanınmış olup olmadığının sonuca etkili bulunmadığı, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, diğer taraftan davacının murisine ait ve murisinden intikal eden markalara dayalı olarak açtığı işbu davayı TMK’nın 702/son maddesi uyarınca diğer mirasçıların muvafakati olmadan tek başına açabilecek olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince diğer mirasçıların davaya muvafakatinin sağlanması yönünde karar verilmesi yerinde değilse de bu hususun sonuca etkili bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-… vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE,
2-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca davacı …’dan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı … vekili tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin anılan davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan davacıların uhdelerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip