Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1743 E. 2021/605 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/07/2019 tarih ve … sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ….başvuru numaralı “…” ibareli marka hakkında 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK’nin 8/1- b bendine aykırılık gerekçesiyle ret kararı verildiğini, yaptıkları itiraz üzerine de Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 21.11.2017 tarih ve …. kararının 21.11.2017 tarihinde taraflarına tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin, … numaralı “…” ibareli markasıyla, faaliyet gösterdiği ve tescil başvurusu esnasında da belirttiği emtianın tamamında tescile bağlanması gerektiğinden ve hakkında Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunca verilen itirazlar ve başvurunun reddi kararının haksız olduğunu, uyuşmazlık konu işaretler arasında ne görsel, ne işitsel ve ne de anlamsal bir benzerliğin bulunmadığını, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 21.11.2017 tarih ve …. numaralı marka tescil başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının tescilini talep ettiği, “…” markası ile müvekkili adına…. başvuru no ile tescilli “…” markası arasında 556 sayılı KHK.nın 8. maddesi kapsamında benzerlik bulunduğundan YİDK kararı usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davada husumet yönünden hata bulunduğunu, davacı başvurusunun Marka Bülteninde yayımının ardından iki itirazın dosyalandığını, bu itirazlardan birinin … … …, diğerinin ise … …. ve Tic. AŞ tarafından yapıldığını, ancak … …. ve Tic. AŞ tarafından yapılan itirazın YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, davacı başvurusunun … … …’nin itirazı üzerine kötüniyet gerekçesi ile reddedildiğini, açıklanan nedenlerle davacı tarafından yanlış hasım gösterdiğini, öncelikle bu nedenle davanın husumetten reddinin gerektiğini, davanın esasına ilişkin olarak ise açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının iptalini talep ettiği YİDK iptali yönünden taraf gösterdiği …. itirazının Marka Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiği, YİDK’da da bu davalı yönünden itirazının reddedildiği, bu durumda bu davalı yönünden iptalini talep ettiği YİDK kararı ile davacı lehine reddolunduğundan 6100 Sayılı HMK’nın 114/h maddesi gereğince davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, davacı vekilinin HMK 124. maddesi kapsamında taraf değişikli yapılmasını talep etmiş ise de, yanlışlığın maddi hata olarak değerlendirilemeyeceği gibi itiraz edenlerin iki fakrlı şirket olmaları iki ayrı tüzel kişi olması nedeniyle yani davalının doğru gösterilmesi ve ancak unvanının yanlış gösterilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı, iki ayrı şirket tarafından yapılan iki ayrı itiraz nedeniyle alınan karara karşı açılmış olduğu, HMK 124. madde kapsamında maddi hata olarak kabul edilemeyeceği, kabul edilebilir bir yanılgı olarak görülemeyeceği, zira YİDK kararının taraflara ayrı ayrı tebliğ edildiği, tebliğ edilen YİDK kararında da kimin itirazının kabul edildiği, kimin itirazının reddedildiğinin ayrı ayrı belirtilerek her bir itiraz yönünden ne karar verildiğinin açık olduğu, yine MDK’nın da başvuru sahibine ve itiraz edenlere ayrı ayrı bildirildiği, davanın avukat aracılığı ile takip edilip açıldığı, avukatın hukuki bilgisi dahilinde tarafın kim olduğunu bu kararlar doğrultusunda bilebileceği ve dava açmak için bu dökümanları aldığının kabulü gerektiği, bu nedenle eldeki dökümanlara göre kabul edilebilir bir yanılgı olmayacağı, davalı tarafların açık muvafakatları da bulunmadığından HMK 124. üncü maddesinin uygulama olanağının da iş bu davada uygulanma olanağı bulunmadığı gerekçesi ile davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkiline ait… başvuru numaralı “…” ibareli marka hakkında 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK’nin 8/1-b bendine aykırılık gerekçesiyle ret kararı verildiğini, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 21.11.2017 tarih ve…. kararı ile marka başvurunun reddedildiğini, iş bu davanın ikamesinde, maddi hata yapılarak marka başvurusuna itirazı kabul edilen taraf yerine itirazı reddedilen tarafa husumet yöneltildiğini, hatanın düzeltimesi için 08/07/2019 tarihinde HMK 124 anlamında iradi taraf değişikliği talebi sunulmuşsa da, talebin dikkate alınmadığını, davada husumetin yanlış tarafa yöneltilmesi maddi hata niteliğinde olup usul ekonomisi gereği söz konusu hatanın düzeltilmesi için süre verilmesi gerekirken davanın usulden reddi yönünde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerden, davacı tarafın “…” ibareli markanın tescili için başvuruda bulunduğu, başvurusunun Marka Bülteninde yayımının ardından bu başvuruya yönelik iki tane itirazın dosyalandığı, itirazlardan birinin … … …., diğerinin ise … …. ve Tic. AŞ tarafından yapıldığı, … … ….’nin itirazının Markalar Dairesi tarafından kabul edildiği, … …. ve Tic. AŞ tarafından yapılan itirazın ise Markalar Dairesi tarafından reddedildiği, … … ….’nin itirazının Markalar Dairesi tarafından kabul edilmesine davacı başvuran tarafından itiraz edildiği, … …. ve Tic. AŞ tarafından yapılan itirazın ise reddine ise yine … …. ve Tic. AŞ tarafından itiraz edildiği, bu itirazların YİDK’nın…. sayılı kararı karara bağlandığı, bu YİDK kararı ile davacı başvuran tarafından yapılan itiraz ile … …. ve Tic. AŞ tarafından yapılan itirazın reddine, yani itirazların ve başvurunun reddine karar verildiği görülmektedir.
… …. ve Tic. AŞ tarafından yapılan itirazın Markalar Dairesi tarafından reddedilmiş olması ve bu karara yönelik bu şirket tarafından yapılan itirazın da YİDK tarafından reddedilmiş olması nedeniyle, davacı başvuranın marka başvurusunun reddine davalı … …. ve Tic. AŞ nin itirazının etkili olmadığı, davacı başvuranın başvurusunun dava dışı … ….’nin itirazı nedeniyle reddine karar verildiği, yani davacının davasını … yanında, … … ….’ya yöneltmesi gerekirken yöneltmediği, davasını başvurunun reddi ile ilgisi bulunmayan ve kendisine husumet düşmeyen … …. ve Tic. AŞ’ye yönelttiği anlaşılmaktadır.
Davacı taraf esasen … sayılı YİDK kararının iptalini talep etmiş olup, sonuç itibariyle başvurusunun reddinin yanlış olduğunu ileri sürdüğüne göre, bu YİDK kararının tarafı olan ve itirazı nedeniyle davacının marka başvurusunun reddine neden olan … …. Şirketinin iş bu davada davalı olarak bulunması gerekmektedir.
Davacı tarafça iş bu hatanın düzeltilmesinin HMK’nın 124. maddesi anlamında iradi taraf değişikliği ile düzeltilebileceği ileri sürülmüş ve mahkemece de bu talep yerinde görülmemiştir. Esasen mahkemece somut uyuşmazlığa HMK’nın 124. maddesinin tatbik edilmemesi yerinde ise de, az önce açıklandığı üzere davacının marka başvurusunun reddine neden olan … …. Şirketinin iş bu davada davalı olarak bulunması gerektiğinden, bu Şirkete karşı bu dava ile birleştirilmek üzere başka bir dava açılması ve sonrasında da iş bu dava ile birleştirilmesi yönünde davacı tarafa kesin süre verilmeden yargılamaya son verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu nedenle davacı tarafa, YİDK iptaline ilişkin iş bu davada zorunlu dava arkadaşı olarak bulunması gereken davalı … …. Şirketine karşı başka bir dava açılması ve sonrasında iş bu dava ile birleştirilmesi için davacı tarafa kesin süre verilmesi, sonrasında da hasıl olacak duruma göre dosyanın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp esas hakkında yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/07/2019 tarih ve… sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip