Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/174 E. 2021/1278 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/11/2019 tarih ve ……. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin ….. sayılı ve “…” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazların nihai olarak davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa taraf markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, dava konusu markanın tescil edilmek istendiği ve müvekkilinin markasının tescilli olduğu 5. sınıfta yer alan emtianın hitap ettiği tüketici bilinçli olsa da markalar arasında benzerliğin iltibası önlemeyeceği, ilaç markaları bakımından doktor ve eczacıların hiç yanılmayacağı gibi bir tespit yapılamayacağını, bu yönde mahkeme kararları ve Yargıtay ilamları bulunduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek……. sayılı kararının iptali ile dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu marka işaretleri arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, kötüniyet iddiasının ispatlanamadığını savunarak, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir
Davalı şirket vekili, taraf markaları arasında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunmadığını, zira markalarda yer alan “…” ve “…” ibarelerinin etken madde olduğunu bu nedenle iltibas değerlendirilmesinin “…” ve “…” ibareleri dikkate alınarak yapılması gerektiğini, müvekkili markasında yer alan “…” ibaresinin ticaret ünvanını çağrıştırdığını ve Almanca’da “…” anlamlarına geldiğini, davacının itirazına mesnet markasını reçete ile satılan ilaç emtiasında kullandığını, ilaç emtiasının tüketici kitlesinin doktor ve eczacılar olduğu gözetildiğinde markaların karıştırılmasının mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 5. Sınıf emtianın davacının itirazına mesnet markası kapsamında yer alan 5. Sınıf emtia ile aynı/aynı tür bulunduğu, davacının itirazına mesnet markasının kullanıldığı ürünün reçeteli olarak satılan bir göz kulak damlası olduğu, marka işaretinin son eki olan –… ibaresinin ise ürünün etkin maddesi olan Deksametazon (Dexamethasone) molekülünden alındığı, dava konusu “…” ibareli marka işaretinin başlangıç kısmında yer alan “…” ibaresi Almanca olup “…” anlamına geldiği, buna göre dava konusu markaların sonunda yer alan –… / -… ibaresinin etken maddenin kısaltması olması, davalı marka işaretinin başlangıç kısmında yer alan … ibaresinin anlamı bulunması ve okunuş olarak İngilizce “…” kelimesi ile anlamsal bağın kurulmasının mümkün olması, dava konusu 05. sınıf emtiaların dağıtıcı ve tüketicilerinin bilinçli bulunması ve … ve … ibarelerinin işitsel, görsel ve anlamsal olarak farklı olması sebebiyle dava konusu marka işaretleri arasında ortak bazı harflere bağlı olarak iltibas tehlikesinin doğmayacağı, taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK m. 6/1 anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davalı şirketin kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, taraf markalarının benzer olduğunu, her iki markanın da “…” ibaresi ile başladığını, ayırca son kısımlarının okunuşlarının da aynı bulunduğunu, müvekkiline ait markanın etken maddeden oluştuğu iddiasının yerinde olmadığını, kaldı ki etken maddeyi içeren bir ibare olsa dahi davalının bu etken madde ile bir bağlantısı olmadığından markaların yine benzerlik teşkil ettiğinin açık olduğunu, mahkemece iltibas değerlendirilmesinin markaların hecelerine ayırma yöntemi ile yapılmasının hatalı bulunduğu gibi tüketicilerin dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin “…” ibaresi ile anlamsal olarak bağdaştıracağı ve bu sebeple markalar arasında benzerlik olmayacağı yönündeki tespitinde doğru olmadığını, taraf markalarının tescilli oldukları 5. sınıf içerisinde yer alan ilaç emtiası bakımında da markaların benzer olduğunu ve bilinçli tüketici bakımından da iltibasa neden olacağını, 05. Sınıf malların tüketici bilinçli olsa da marklar arasındaki harf farklılığın iltibası önlemeyeceğini, bu konuda emsal mahiyette kararlar bulunduğunu, dava konusu markanın tescil edilmek istendiği mallar arasında reçetesiz verilen birçok mal bulunduğunu, bu mallar açısından markalar arasında iltibas bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğini ancak mahkemece taraflara ait markalarrın sadece reçeteli ilaçlar dikkate alınarak değerlendirildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden bilirkişi bilirkişi raporu aldırılarak karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ” … ” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında uyuşmazlık konusu 5. sınıf malların bilinçli ve dikkat düzeyi yüksek olan tüketicisi nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında eczacılık fakültesi farmasotik kimya bölümünden öğretim üyesininde yer aldığı bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ve “…” ibaresinin etken madde olduğu, bu nedenle sırf bu ibarenin iki markada ortak olarak yer almasının iltibasa yol açmayacağı, bunun dışında markalarda yer alan “…” ve “…” ibareleri arasında da benzerlikten söz edilemeyeceği, anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2021

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.