Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1739 E. 2021/834 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2020
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU :… Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/03/2020 tarih ve …K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili Şirketin ….. sayılı “… … …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı Şirket tarafından bu başvuruya yapılan itirazın … tarafından reddedildiğini, bu karara yapılan itirazın ise … tarafından kötü niyet gerekçesi ile kabul edildiğini ve başvurunun reddine karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, zira müvekkilinin …..’nin ortağı olduğunu ve bu firma faaliyetleri kapsamında 2002 yılından bu yana kimya sektöründe hizmet sunduğunu, yine müvekkilinin 2006 yılında ilk fuarı olan “… … …” ile fuarcılık sektörüne de adım attığını, müvekkiline ait “…” ve “…” sözcüklerinin bulunduğu birçok tescilli marka bulunduğunu, bu ibareleri kimya sektörünün en büyük fuarlarını gerçekleştiren müvekkilinin ihdas ettiğini ve kullandığını, müvekkili tarafından davalı Şirkete karşı, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde “… …” ibaresinin kullanılması gerekçesiyle İstanbul…. numarasıyla dava açıldığını, davalı Kurumun dava konusu … kararını verirken hataya düştüğünü, zira kötü niyet gerekçesi olarak kabul edilen tek hususun, müvekkilinin daha önce ….’ın fuarına katılması olduğunu, halbuki asıl kötü niyetli tarafın müvekkiline karşı güven telkin edip, müvekkili şirketten birçok data toplayan ve ardından aynı marka ile başka bir fuar şirketiyle fuar organize etmeye çalışan davalı Şirket olduğunu ileri sürerek, …’in…. sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum tarafından verilmiş kararının hukuka uygun olduğunu, başvurunun kötü niyetli biçimde yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin tüm fikri mülkiyet haklarını devraldığı “…” markasının, 30 senedir kimya alanında yürüttüğü konferans, sergi, seminer ve yarışmaların düzenlenmesi ile ilgili faaliyetlerin yanı sıra, aynı alanda 1986 yılından bu yana çıkarılan “… …..” adlı dergide yoğun bir şekilde kullanıldığını, bu şekilde müvekkilinin “…… markaları üzerinde öncelikli ve gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkili Şirket ile davacı arasında 2010-2014 yılları arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, dolayısıyla davacının “…” markasının uzun yıllardır dünya çapında yoğun şekilde kullanıldığından haberdar olduğunu, dava konusu başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını savunarak, davanın reddine istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının, dava konusu marka başvurusunu yaparken bir yaratma amacından öte, “…” ibaresi üzerinde ticari anlaşmazlığa düştüğü davalı Şirketin marka başvurularını engellenme amacıyla kötü niyetli olarak hareket ettiği, bu sebeple diğer davalı Kurum tarafından …. sayılı dava konusu marka başvurusunun reddi yönünde verilen 01.08.2016 tarih ve… sayılı kararın isabetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dosyada mübrez bilirkişi raporunun, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmamasına, son derece hatalı tespitler içermesine rağmen hükme esas alındığını, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediği gibi rapordaki çelişkilerin de giderilmediğini, Türkiye ve Dünyada “… …” ibaresiyle ilk marka başvurusunu yapan kişinin müvekkili olduğu hususunun göz ardı edildiğini, davalının ilk marka başvurusunun ise müvekkilinden sonra yapıldığını, mahkemece kötü niyet değerlendirmesinde hataya düşüldüğünü, zira asıl kötü niyetli olanın baştan beri davalı olduğunu, müvekkili … ve ortağı olduğu … grubun uzun yıllardan bu yana kimya sektöründe Türkiye’nin en büyük kimya fuar organizasyonlarını gerçekleştirdiğini, müvekkiline ait içinde esaslı unsur olarak “…” ve “…” sözcüklerinin bulunduğu çok sayıda tescilli markanın bulunduğunu, Türkiye’de yıllardır büyük bir emek harcayarak ve “…”,“…” ibarelerini ana unsur olarak kullanarak, kimya sektörünün en büyük fuarların müvekkili tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkilinin bu ibarelerin bulunduğu seri markalarının olduğunu, yine bu ibareler üzerindeki öncelik hakkının müvekkiline ait bulunduğunu, davalının Türkiye’de düzenlediği bir fuar bulunmadığı gibi bu ibareleri içeren bir markasının da olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, … kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ve “…” ibaresinin kısaltması ve birleşimi olarak davalı şirket tarafından ihdas edilen ve uzun yıllardır kullanılan “…” ibaresini esas unsur olarak içeren dava konusu başvurunun, taraflar arasındaki ticari anlaşmazlık neticesinde gerçekleştirilmiş olduğu, davacının “…” markasını bilebilecek durumda olduğu, dolayısıyla davacının başvurusunun kötü niyetle yapılmış olduğu, nitekim davacının ….sayılı “… …” ibareli marka başvurusunun da aynı nedenle kötü niyetli olduğuna ilişkin Dairemiz kararının, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04.11.2019 tarih…. E.K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip