Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1736 E. 2022/1494 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1736 – 2022/1494
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1736
KARAR NO : 2022/1494
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2020
NUMARASI : 2019/150 E. – 2020/112 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/03/2020 tarih ve 2019/150 E. – 2020/112 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı Şirketin … sayılı ve “…” ibareli başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini oysa müvekkilinin “…” asıl unsurları markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibas bulunduğu gibi anılan ibare üzerinde müvekkilinin üstün hakkı bulunduğunu, müvekkilin harcadığı emek ve koyduğu sermaye ile markalarına ayırt edici nitelik kazandırdığını ve sektöründe ayrıcalıklı bir yer edindiğini, dava konusu başvurunun müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız olarak faydalanacağını ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, 2019-M-1213 sayılı YİDK kararının iptalini ve dava konusu markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin uyuşmazlık konusu 41. sınıf hizmetler yönünden zayıf bir ibare olduğu gibi alıcılarının özen ve dikkat seviyesinin oldukça yüksek bulunduğunu, markaların içerdikleri farklı unsurlar göz önüne alındığında aralarında iltibas ihtimalinin bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili şirketin 2004 yılından bu yana Amerikan … markalarının gerçek hak sahibi olduğunu, bu markaları Türkiye’nin dört bir yanında yüzlerce franchise yoluyla aktif ve kesintisiz bir şekilde kullandığını, toplum nezdinde yüksek tanınırlık seviyesine ulaşıldığını, taraf markaları arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile davaya ve itiraza mesnet gösterilen markalar arasında her ne kadar çekişme konusu mallar bakımından benzerlik bulunsa da taraf markalar görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığından iltibas tehlikesi bulunmadığı davacının markalarının tanınmış olduğunun ispatlanamadığını, kaldı ki taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığından tanınmışlığa dayalı bir tescil engelinin de bulunmadığı, davacının SMK’ nın 6/3,6/6 maddelerine dayalı iddialarının ve kötü niyetin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır “… …” adıyla faaliyetlerini sürdürdüğünü, dava konusu marka ile müvekkilinin markaları arasında iltibas bulunduğunu, müvekkilinin ayırt edicilik kazandırdığı markalarını tescil ettirdiğini, bu sebeple “…” markasında üstün hak sahibi olduğunu, müvekkili markalarının tanınış olup davalı Şirketin bu tanınmışlıktan faydalanmak niyetinde bulunduğunu, kötü niyetli davrandığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “…” ibareli başvuru ile davacı itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markaları arasında başvuru konusu 41. sınıftaki hizmetler yönünden, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesi olmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin uyuşmazlık konusu 41. Sınıf hizmetler yönünden ayırt ediciliğinin zayıf bulunduğu gibi Yargıtay 11.HD.’nin 25.05.2016 gün ve 2015/10945 E.-2016/5739 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, başvuru konusu işaretin kapsadığı 41. sınıf hizmetlerin kullanıcılarının dikkatli ve seçici kişilerden oluştuğu, bu durumda işaretler arasındaki şekil ve kelime farklılıkları nedeniyle markaların SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesine yol açmayacakları, davacının diğer iddialarının da yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.