Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/173 E. 2021/1213 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2019
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Tasarım Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/10/2019 tarih ve …… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkil Şirketin ayakkabı, deri, çanta, terlik sektöründe yaklaşık 40 yıldan fazla … markası ve işletme adı ile faaliyet gösterdiğini, yurt içi ve yurt dışında 100’ü aşkın mağazasının bulunduğunu, davalı tarafından adına tescilli … sayılı ayakkabı ve ayakkabı tabanı tasarımlarına dayalı olarak müvekkili aleyhine tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile tazminat istemli dava açtığını, oysa davalı adına tescilli söz konusu tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını, zira söz konusu tasarımın yıllar önce kamuya sunulduğunu, bu nedenle davalı tasarımlarının yenilik arz etmediğini, çeşitli ayakkabı üreticileri tarafından yıllar önceden beri kamuya sunulmuş ve zaman zaman teknik fonksiyonu gerekliliği itibarıyla da tırtıklı platform şeklinde üretilen ayakkabı ve taban tasarımının, ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri sebebiyle davalı tekeline bırakılmasının hukuka aykırı olduğunu, tasarımın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli …. nolu tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkiline ait dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini taşıdığını, davacının delil olarak dayandığı tasarımların, müvekkiline ait tasarımlarla alakalarının olmadığını, müvekkilinin dava konusu tasarımını dünyaya tanıtarak piyasaya sunmasının üzerinden 4 yıl geçtiğini, tasarımın dünya çapında yankı uyandırdığı, yabancı emsal mahkeme kararlarının da müvekkilinin tasarımı piyasaya sunan ilk şirket olduğu yönünde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının tasarım tesciline konu olan ürünlerini 15.09.2015 tarihinde ilk kez kamuya sunduğu, davaya konu olan tasarımın ise 02.11.2016 tarihli olduğu, ancak davalının 25.07.2016 tarihinde, tasarımın kamuya sunulmasından yaklaşık 10 ay sonra rüçhan başvurusunda bulunduğu, davalı tasarımının SMK’nın 57. maddesi kapsamında 12 aylık hoşgörü kapsamında yeni bir tasarım olduğu, sonuç olarak davalı adına tescilli….. tasarımların davacının sunduğu deliller kapsamında yenilik ve ayırt edicilik vasfını haiz bulunduğu, bu nedenle söz konusu tasarımların hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu tasarımın yenilik ile ayırt edicilik vasıflarını taşımadığını, zira davalıya ait hem ayakkabı hem de ayakkabı taban tasarımlarının tescil/rüçhan tarihinden daha evvel Türkiye ve dünyada kamuya sunulduğunu ve herhangi bir yenilik unsuru içermediklerini, bu hususa ilişkin delillerinin dosya içerisinde bulunduğunu, mahkemenin kabul ettiği kamuya sunulma tarihi olan 15.09.2015 tarihi ile başvuru tarihi olan 02.11.2016 tarihi arasında 12 aylık hoşgörü süresinin aşıldığını, dava konusu ayakkabı ve tabanına ait tasarımın, ayakkabı taban kısmının yüksek platformda dikey olarak girintili çıkıntılı tırtıklardan oluştuğunu, söz konusu tasarımın bir çok ayakkabıda kullanılan bir taban modeli olduğu gibi ayakkabının fonksiyonel olması açısından da üretimi ve satışı yapılabilen bir tasarım olduğunu, tasarımın ayırt edicilik niteliğini taşımadığının da sabit bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, tasarım hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafından hükümsüzlüğü talep edilen dava konusu tasarımların, rüçhan tarihi itibariyle yeni ve ayırt edici olduklarının, dosyada mevcut ayrıntılı ve denetime elverişli bilirkişi raporundan anlaşıldığı, anılan raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik olmadığı, buna göre yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini haiz dava konusu tasarımların hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/11/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip