Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1708 E. 2022/1506 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2020
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/10/2020 tarih ve 2019/302 E. – 2020/309 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “… … … original hand made chocolate” ibareli markanın 30. sınıf kapsamında tescili için başvurduğunu, davalı şirketin “…” ve “… …” ibareli markalarını mesnet göstererek yaptığı itiraz üzerine başvurunun davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin “…” ibaresini davalıdan önce 1998 yılından bu yana tescilli olarak kullanmakta olduğunu, “… … + şekil” ibaresini 99/016265 numara ile 29, 30, 35 ve 43. sınıf mal ve hizmetlerde tescil ettirdiğini, “…” ibareli başka markalarının da bulunduğunu, davalının itirazına gerekçe gösterdiği tüm markalara müvekkilinin itiraz ettiğini ve markaların itirazları üzerine reddedildiğini, davalının “…” ibareli başvurusunun ise müvekkilinin tescilli markaları nedeniyle SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca reddedildiğini, davalının “… … … + şekil” ibareli markası nedeniyle de müvekkilinin marka başvurusunun reddedilmekte olduğunu, davalı Kurumun önceki kararlarıyla çeliştiğini, müvekkilinin müktesep hak kapsamındaki eski tarihli markalarının Kurum tarafından dikkate alınmadığını, bu markaların seri marka kapsamında olduğunu, başvurunun da önceki markaların serisi niteliğinde olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 16/05/2019 tarih ve 2019-M-4358 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davanın 2 aylık yasal süresi içerisinde açılmadığını, başvuru ile müvekkilinin “… … …” ibareli markasının ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, markaların kapsamındaki 30. sınıf emtianın da aynı olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, müvekkilinin “…” esas unsurlu markası tanınmış da olduğundan başvurunun reddinin yerinde olduğunu, davacının müvekkilinin markasından haksız yarar sağlayacağını, müvekkilinin davaya konu ibareyi uzun yıllar boyunca kullandığını, markayı 2011 yılında Yıldız Holding’den devraldığını, davacının başvurusu ile önceki markalarından uzaklaştığını, başvurunun kötü niyetli olduğunu savunarak, davanı reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davanın yasal süre içerisinde açıldığı, başvuru kapsamındaki 30. sınıftaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer oldukları, baskın unsurları … olan markaların görsel olarak benzerlik taşıdığı, işitsel olarak markaların bu ibare ile tüketici hafızasında yer alacağı, taraf markalarındaki ibareler arasında anlam olarak aynı kavramı işaret etmesinin anlamsal benzerlik yarattığı, bu tespitler nedeniyle taraf markalarının benzediği kanaatine varıldığı, markaların kapsamındaki emtiaların aynı/aynı/tür/benzer olmasının karıştırılma ihtimalini artırdığı, davalının müktesep hak iddiasını 99/016265 sayılı “… …+şekil” ibareli, 2008/07680 sayılı “… … … + şekil” ibareli, 2009/36009 sayılı ….+şekil” ibareli markalarına dayandırdığı, dosyaya sunulan delillerden davacının “…” ibaresiyle ilişkilenmiş bir kullanımı olduğu kanaatinin ortaya çıkmadığı ve bu belgelerin müktesep hak iddialarını desteklemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu logonun müvekkili adına 2008/07680 başvuru numaralı ile 30. sınıf emtialar kapsamında tescilli olduğunu, müvekkilinin markalarının tamamının herhangi bir davaya konu olmayan tescilli markalar olduklarını, müvekkilinin kazanılmış hakkının bulunduğunu, davalının “…” ibareli marka başvurusunun müvekkilinin markası nedeniyle tescil ettirilemediğinin mahkemece dikkate alınmadığını, müvekkilinin markalarının davalının redde mesnet markasından daha eski olduğu hususunun bilirkişilerce incelenmediğini, dosyaya sunulan belgeler üzerindeki “… …” ibaresinin her nasılsa firma unvanı olarak değerlendirildiğini, bu nedenle kullanımla ilişkilendirilmediğini, oysa müvekkilinin firma unvanı “… …..” olup “…/… …” dışında bir markasının bulunmadığını, bunun da davalı Kurum nezdinde en güçlü delil olan fatura ve fişler üzerinde yer aldığını, bu kapsamda tabela resmi, ürün resmi, internet sitesi alan adı, kullanıcı yorumları ve “… …” ibareli arançların resimlerinin de sunulduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK Marka Kararı İptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden, davacının “… … … original hand made chocolate + şekil” ibaresinin 30. sınıfın 02, 03, 04, 10, 13 ve 14. alt gruplarında yer alan mallar yönünden tescili için başvurduğu, başvurunun ilanı üzerine davalı Şirketin “…” ve “… …” ibareli markalarını mesnet göstererek başvuruya itiraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığınca başvuru ile itiraza mesnet markaların benzer görülmemesi nedeniyle itiraz reddedilmiş ise de, bu karara itiraz üzerine bu kez davalı Kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından yapılan değerlendirmede davalı Şirketin itiraza mesnet diğer markalarının hükümden düşmesi, sonraki tarihli olması, kullanım ispatı için yeterli delil sunulmaması ve kapsamındaki sınıfların farklı olması gibi nedenlerle dikkate alınmadığı, ancak 2010/17562 başvuru nolu “… … …” ibareli marka ile başvurunun benzer bulunduğu ve aynı/aynı tür malları kapsayan başvurunun reddine karar verildiği, özellikle müktesep hak iddiasına dayanılarak YİDK kararının iptali talebiyle açılan işbu davanın da süresinde olduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince taraf markalarını oluşturan işaretler ile kapsamlarındaki emtianın benzer olduğu, davacının eski tarihli markalarını markaların kapsamındaki emtialar üzerinde kullandığını ispatlayamadığı, sunulan belgelerin müktesep hak iddiasını desteklemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Buna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının itiraza mesnet markasının SMK’nın 6/1. maddesi anlamında tescil engeli oluşturup oluşturmadığı ve davacının eski tarihli markalarının başvurunun tescili yönünden müktesep hak sağlayıp sağlamadığı noktasında toplanmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir.
Somut olayda, başvuru ile itiraza mesnet marka 30. sınıftaki malları kapsadığından emtia benzerliği şartı gerçekleşmiş, her iki taraf markasının esas unsurunu “…” ibaresinin oluşturması nazara alınarak işaret benzerliği şartının da gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlık açısından tartışılması gereken diğer bir husus da, davacının önceki markalarından kaynaklı müktesep hakkı bulunup bulunmadığıdır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19/09/2008 tarih ve 2007/7547 E.-2008/10251 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kazanılmış hakkın varlığının kabulü için, kazanılmış hakka dayanak teşkil eden tescilli marka ile yeni markadaki ibarelerde, asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılması, karşı taraf markalarına yanaşma niyeti olmadan ve iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde, eski ve yeni markalar arasında işletme ile bağlantının ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunmuş bulunması, yeni markada kazanılmış hak iddia edilen markaya nazaran emtia kapsamının genişletilmemiş olması şartlarının bir arada bulunması gerekmektedir.
Davacının “…” esas unsurlu eski tarihli çok sayıda markaları bu kapsamda değerlendirildiğinde, bunlardan 2008/07680 nolu “… … … original hand made chocolate” ibareli markası ile 2009/36009 nolu “… … n’ice cream original hand made ice cream” ibareli markasındaki “…” harfini içeren şekil unsurunun başvuruda da yer aldığı, bu markalardaki asli unsurun böylece başvuruda muhafaza edilmiş olduğu; dosya kapsamında söz konusu markalar aleyhine dava açıldığına ve bu markaların çekişme konusu olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığı, 2008/07680 nolu markanın 06/02/2009 tarihinde, 2009/36009 nolu markanın ise 16/12/2011 tarihinde tescil edildiği, buna göre söz konusu markaların dava konusu markanın 19/10/2017 başvuru tarihi itibariyle 5 yıldan uzun süredir tescilli oldukları; 2008/07680 nolu markanın 29 ve 35. sınıflar ile 30 sınıfta “makarnalar, mantılar, erişteler. Bal, arı sütü, propolis. Hububat (tahıl) ve mamülleri” yönünden tescilli olduğu, 2009/36009 sayılı markanın ise 30. sınıfta “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamülleri, tatlılar. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamülleri.” yönünden tescilli olduğu anlaşılmıştır. Başvuru ise 30. sınıfta “Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamülleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç.” yönünden tescil ettirilmek istenmektedir. Davacı, başvuruda emtia kapsamını genişletmemiş ve davalı şirketin markalarına yanaşmamıştır. O halde, davacının eski tarihli markalarına dair kullanımını kanıtlaması halinde bunların başvuru yönünden müktesep hak oluşturduğunun kabulü gerekecektir. Davacı taraf, kullanım ispatına ilişkin olarak, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait cep telefonu ekran görüntüsü, sosyal medya hesaplarına ait ekran görüntüsü, çeşitli sosyal medya kullanıcıları tarafından “… …” sayfasının etiketlendiği paylaşımlar ile 2014-2018 yıllarına ait çok sayıda yazar kasa raporu sunmuştur. Dosyaya sunulan görsellerde başvuruda da yer alan şekil unsurunun yer aldığı ambalajlar gözlemlenmiştir. Üzerinde “… …” ibaresi bulunan yazarkasa raporları ise “unlu mamül, çikolata, pasta, dondurma, vb.” ürünlere ilişkindir. Davacının tescilli markalarının kapsamında 35. sınıftaki perakendecilik hizmeti yer almadığına göre, yapılan ciddi miktardaki satışların davacının kendi markasını taşıyan ürünlere ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Aksi yöndeki kabul, hayatın olağan akışına aykırı olacaktır.
Bu itibarla, davacının işbu dosyaya sunduğu deliller ile yukarıda belirtilen eski tarihli markalarının başvuru kapsamındaki “Pastacılık ve fırıncılık mamülleri, tatlılar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” malları ile aynı tür olan 30. sınıftaki “Pastacılık ve fırıncılık mamülleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” yönünden müktesep hak teşkil edeceğinin kabulü ile YİDK kararının sayılan bu mallar yönünden kısmen iptaline karar verilmesi gerekirken aksi kanaat ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-…-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-…-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-…-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 27/10/2020 gün ve 2019/302 E. – 2020/309 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile, YİDK’nın 16/05/2019 tarih ve 2019-M-4358 sayılı kararının 30. Sınıftaki “Pastacılık ve fırıncılık mamülleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” yönünden İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davalılar … ile … A.Ş. tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar … ile … A.Ş. kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 225,21 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 66,40 TL tebligat masrafı, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 2.240,21 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek, bu orana tekabül eden 1.120,10 TL’ye, 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.208,90 TL’nin davalılar … ile … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
9-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

.