Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1702 E. 2022/1417 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1702 – 2022/1417
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1702
KARAR NO : 2022/1417
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : 2019/349 E. – 2020/213 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/09/2020 tarih ve 2019/349 E. – 2020/213 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2007 yılından beri “…” markasını kullandığını, 2012 tarihinde bu markayı 35. sınıfta tescil ettirdiğini, bu nedenle bir hak sahipliğinin mevcut olduğunu, müvekkilinin aynı ibareyi 45. Sınıf mal ve hizmetler için tescil başvurusunda bulunduğunu, 2018/09102 başvuru numarası ile yapılan başvurunun kısmen reddedildiğini, buna dair ileri sürdükleri itirazların da Kurumun 2019-M-7169 sayılı kararı neticesinde reddedildiğini, müvekkilinin Bursa ve civarında “…” markası ile tanındığını, ret gerekçesi “…” ve “…” markası arasında bir benzerlik bulunmadığını, “…” kelimesinin kimsenin inhisarına bırakılamayacağını, çünkü “…” anlamına geldiğini, tartışılan kelimelerin “…” ibareleri olduğunu, müvekkilinin markasını 6 yıldır yoğun ve kesintisiz olarak 35. Sınıf hizmetlerde kullandığını, “…” kelimesinin Arapça’da “…” anlamına geldiğini, “…” kelime kökünden geldiğini, “…” kelimesinin ise İngilizce bir terim olup “…” anlamına geldiğini, müvekkilinin markasının aynı zamanda “…” gibi bir ibarenin kısaltması olduğunu, bu anlamda taraf markalarının birbirlerinden farklı bulunduğunu, davalı markalarının “… …” ve “… …” şeklinde olduğunu, markaların renk ve görsel kullanımlar açısından farklılıklar taşıdığını, tüketiciyi ilk bakışta dahi yanıltabilecek bir benzerliğin bulunmadığını, müvekkili markasının zaten 2012 yılından bu yana tescilli olduğunu, bu nedenle dava konusu marka açısından da kazanılmış hakkının bulunduğunu, işitsel olarak da markaların birbirlerinden farklı telaffuz edildiğini, müvekkili markasının oluş ve şekil açısından, telaffuz ve anlam açısından, renk ve ilk görüntü amblemi açısından ret gerekçesi markadan tamamen farklı olduğunu ileri sürerek 2019-M-7169 sayılı YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin inşaat, avm yatırımı, … işletmesi, turizm, otelcilik ve fuar sektörü başta olmak üzere yürüttüğü faaliyetleri esnasında kullandığı ve tüketiciler nezdinde maruf ve meşhur olan “… …” ibareli markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin 13 yıldır bu markayı kullandığını, dava konusu markanın müvekkili markaları ile görsel, işitsel olarak aynı ya da benzer olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı… vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kullanmama def’inde bulunduğu davalı şirket markalarının, YİDK kararında redde mesnet alınan markalar olmadıkları, bu nedenle marka işlem dosyasında ileri sürülen kullanmama def’inin, redde mesnet markalar bakımından hüküm ve sonuçlarını doğuramayacağı, davaya konu 2018/09102 sayılı marka başvurusu kapsamında bulunan ve 03, 06, 07, 08, 09, 11, 12, 14, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 24, 25, 28, 29, 30, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41,42, 43, 44 ve 45.sınıflarda sayılan mal ve hizmetler ile redde mesnet alınan davalı şirkete ait,… sayılı markaların koruma kapsamı altıda bulunan mal ve hizmetler arasında emtia benzerliği şartı gerçekleştiği, zira dava konusu marka başvurusu kapsamında reddine karar verilen emtianın tamamının, davalı yanın ret gerekçesi olan önceki tarihli markaları kapsamında aynı, aynı tür ya da benzer mal ve hizmetler şeklinde yer aldığı, iki taraf markasının da ilk harflerinde yer alan “b” ve “v” harfleri dışında birebir aynı harf ve hece diziliminden kaynaklı güçlü bir görsel ve işitsel benzerlik taşıdığı, zira markalardaki “…” kelimesinden farklı olarak “…” ve “…” şeklindeki ön sözcüklerin de “b” ve “v” harflerinin “i” sesiyle birlikte kullanımında telaffuzlarının birbirine daha da yanaştığı, somut olayda SMK m.6/1 hükmü koşullarının gerçekleştiği, başvuru tarihi itibariyle, davacının önceki markasının tescili … henüz 3,5 yıla yakın bir sürenin geçmiş olduğu, bu anlamda anılan markanın “çekişme konusu olmaktan çıkma” kriterini karşılaması için tescil tarihi … itibaren geçmesi gereken asgari 5 yıllık sürenin henüz dolmamış olduğu görüldüğünden müktesep hakka dair şartların meydana geldiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili firmanın “…” markası ile yapmış olduğu işlerde iyi bir izlenim yarattığını, tüketicilerin bu markayı başka bir marka ile karıştırmasının mümkün olmadığını, müvekkili firmanın 6 yıldır yoğun olarak ve kesintisiz şekilde 35. sınıf emtia için kullandığını, tescilli olan markası …’nın arapça bir kelime olduğunu, …’nın, “…” anlamına geldiğini, “…” ise ingilizce bir terim olup – “…” anlamı taşıdığını, anlamsal farklılık bulunduğunu, müvekkilinin markasının ayırtediciliğinin bulunduğunu, ilk bakışta görsel olarak tüketiciyi yanıltabilecek bir benzerlik bile bulunmadığını, müvekkili firmanın … kelimesi üzerinde kazanılmış bir hakka sahip olduğunu, bilirkişi raporuna yönelik itirazların değerlendirilmediğini, eksik inceleme yapıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvuru konusu yaptığı “…” ibareli marka ile davalı şirketin itirazına mesnet gösterdiği “…” ibareli ibareli markaları arasında, SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas oluştuğu, zira davaya konu marka başvurusu kapsamında bulunan mal ve hizmetler ile redde mesnet alınan davalı şirkete ait… sayılı markaların koruma kapsamı altıda bulunan mal ve hizmetler arasında emtia benzerliği şartı gerçekleştiği gibi taraf markalarının ilk harflerinde yer alan “b” ve “v” harfleri dışında birebir aynı harf ve hece diziliminden kaynaklı güçlü bir görsel ve işitsel benzerlik taşıdığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.