Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1700 E. 2022/1480 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1700 – 2022/1480
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1700
KARAR NO : 2022/1480
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/09/2020
NUMARASI : 2019/169 E. – 2020/137 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/09/2020 tarih ve 2019/169 E. – 2020/137 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkiline ait “…” adlı restoranda dünyaca ünlü “…” isimli tatlının üretilerek hizmete sunulduğunu, davalının … numaralı “sansebastian” ve …numaralı “… şekil” markalarının 08.12.2017 ve 23.10.2017 tarihlerinde hukuka aykırı olarak tescil edildiğini, davalının bu tescillere dayanarak, “…” isimli tatlı satışının durdurulmasını talep ettiğini ve bu yönde ihtarname gönderdiğini, …’ın İspanya’nın Bask bölgesinde bulunan bir coğrafi yer adı olduğu, SMK 5/1-c bendine göre bunun mutlak bir ret nedeni olduğunu, davalının markasını pasta, tatlı, pastacılık ve fırıncılık ürünlerini kapsayan 30. Sınıf mal ve hizmet sınıfında tescil ettirdiğini, davacının bu markayı “…” isimli tatlının üretiminde kullandığını, “…” isimli tatlının müvekkilinin “…” isimli restoran dahil birçok kafe ve restoranda “…” isimli tatlı satışı yapıldığını, davalının bizzat kendi internet sayfasında söz konusu tatlıyı 2016 yılında … şehrinde bulduğunu, gastronomi ve mutfak sanatları alanında ünlü bir isim olan …ın youtube hesabından 26 Temmuz 2015 tarihinde … tarifini verdiğini, “sansebastian” ifadesinin bir marka olarak değil tatlı çeşidi olarak bilindiğini, davalının bir diğer markası …tescil numaralı markanın … isimli tatlının görünümünden oluştuğunu, mala şeklini veren işaretlerin SMK m. 5/1-e göre ret sebebi sayıldığını, tatlının kendisinin görünümünden oluşan bu şekil markasının hükümsüzlüğünün gerektiğini ileri sürerek davalı adına tescilli … numaralı “…” ve …numaralı “… şekil” markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu markaların tescillerinin yapılmış olduğunu, davalının bu markalar ile hizmet ve satışlarına devam ederek iyi bir pazar payı oluşturmuş olduğunu, Türkiye’de birçok işletmenin dava konusu markaları izinsiz olarak kullandığını, müvekkilinin İspanya’nın … bölgesinde katıldığı gastronomi fuarında … tattığı “…” tatlıdan etkilenerek, yepyeni bir … ürettiğini, bu tatlıya da … bölgesinin ismini verdiğini, müvekkilinin bu tatlıyı Türkiye’de ilk üreten kişi olduğunu, …’ın bir şehir adı olduğunun Türkiye’de yaşayan insanlarca bilinemeyeceğini ve dolayısıyla bu ismin Türkiye’de ayırt ediciliğinin bulunduğunu, tatlının dünya genelindeki isminin “…” yani “yanık kek” olarak bilindiğini, davacının delil olarak sunduğu …ın youtube hesabından 26 Temmuz 2015 tarihinde … başlıklı videoda … isminden bahsedilmediğini ve bu ibarenin davalının Türkiye’deki tanıtımları sonucunda ünlenmesini takiben sonradan eklendiğini, müvekkili adına Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi nezdinde “… …” ibareli marka başvurusu yapıldığını ve başvurunun tescil edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait … sayılı markanın salt “…” ibaresinden oluştuğu, başkaca herhangi bir unsur içermediği, 30. sınıfta bulunan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.” emtiası bakımından tescilli olduğu, davalıya ait …sayılı markanın; üstü yanmış kek ve altında kek tabanın oturduğu sunum tabağı ile bu görsel figürün altında yazılı “… …” ibaresinden oluştuğu, 30.sınıfta bulunan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.” emtiası bakımından tescilli olduğu, coğrafi markaların, coğrafi kaynak belirtmediği, diğer bir deyişle ayırt edicilik kazandığı ve tasviri nitelik taşımadığı durumlarda, tescil edilebilmelerinin mümkün bulunduğu, içerisinde gastronomi ve gıda sektöründen iki bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi raporunda … ibaresi ile birlikte kullanılan tatlıya ilişkin olarak, İspanya’da doğan ve … şehrinde bir restorandan çıkmış olan bu … “yanık …” olarak da bilinen bir tatlı türü olduğu, bu tatlının, ilk olarak İspanya’nın Basque bölgesinin başkenti … şehrinde, 60 yıldan uzun zamandır hizmet vermekte bir restoranında servis edilmeye başlandığı, tatlıya ait tarifin 1990 yılında ortaya çıkarıldığı, İspanyol mutfağına ait olan tatlının daha sonrasında diğer ülkelere yayıldığı, Ülkemizde de İstanbul’dan başlayarak yayıldığı, son yıllarda oldukça popüler bir tatlı olarak tüketildiği şeklinde değerlendirmede bulunulduğu, … ibaresinin ülkemizde bilinir hale gelen bir tatlı türü olarak kullanıldığı ve ilk defa İspanya’nın Bask bölgesinde yer alan … şehrindeki bir barın şefi tarafından üretildiği, ortalama tüketicilerin … ibaresini bir tatlı türü olan yanık … tatlısı ile bağdaştıracağı, bu tatlının … menşeli olduğunu düşüneceği, bu hususun refleks olarak ilgili tüketici nezdinde oluşacağı, bu ibareyi marka olarak algılamayacakları, bu hale göre yanık bir … türü olan tatlı bakımından “…” ibaresinin coğrafi kaynak gösterdiği, bilirkişi heyeti her ne kadar raporunda; “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.” emtiası bakımından “…” ibaresinin coğrafi kaynak gösterdiği sonucuna ulaşmışsa da, rapor içeriğinde değerlendirilen ve tespit edilen maddi vakıalara göre salt “yanık bir …” türü olan tatlı bakımından bu ibarenin coğrafi kaynak belirttiği, bunun haricinde; “Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.” gibi mamüller bakımından “…” şehrinin meşhur ve maruf bir coğrafi yer olduğu yönünde herhangi bir maddi tespit bulunmadığı, bu hale göre toptancı bir yaklaşımla pastacılık ve fırıncılık mamülü ve tatlılar içerisinde somutlaştırılan bu emtia bakımından SMK m. 5/1-c bendi bağlamında mutlak tescil engeli bulunduğundan söz edilemeyeceği, davalının … sayılı markasının tescilli olduğu “Pastacılık ve fırıncılık mamülleri, tatlılar” emtiasının genel mahiyetteki düzenlemesi gereği … tatlısını kapsadığı, bu nedenle bu emtia bakımından … sayılı markanın hükümsüzlüğü gerektiği, kalan emtia bakımından ise … ibaresinin ilgili tüketici nezdinde coğrafi kaynak belirtmediği, tek başına … ibaresinin ülkemizde bilinen maruf ve meşhur bir coğrafi alan olmadığı, davalıya ait …sayılı markanın davaya konu yanık … görseli ile bu görselin altında yer alan kelime ibaresinden oluştuğu, markayı oluşturan bu şeklin malın şeklini veren bir işaret olduğu, ancak bu şeklin markada münhasıran veya esas unsur olarak bulunmadığı, zira kombine nitelikte bulunan bu markanın aynı zamanda “… …” kelime ibaresinden de oluştuğu, “…” ibaresi ve markadaki yanık … şeklinin ayırt edici niteliği bulunmadığı, … emtiası bakımından herkes tarafından kullanılan ibareler oldukları düşünülse bile, markayı oluşturan “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin bulunduğu, bu hale göre davaya konu bu markanın SMK m.5/1-e bendi bağlamında mutlak tescil engeli kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalıya ait … numaralı “…” ibareli markanın “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar” ürünleri bakımından hükümsüzlüğüne, fazlaya ilişkin hükümsüzlük taleplerinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, … sayılı “…” davalı markasında SMK m. 5/1 (c) bendi gereği mutlak ret sebebi ve hükümsüzlük koşullarının 30. sınıf altında yer alan tüm mallar bakımından mevcut olduğunun kabulü gerektiğini, “…” ibaresinin coğrafi kaynak belirtmesi sebebiyle 30. mal sınıfı altında yer alan emtianın tümünü kapsar şekilde hükümsüzlük şartlarının oluştuğunun kabulü gerekirken, bilirkişi raporunda yer alan emtianın da daraltılarak yalnızca “pastacılık ve fırıncılık mamulleri ve tatlılar” davalı markasının hükümsüz kılınması usul ve yasaya aykırı olduğunu, jenerik ibarenin tüm mal ve hizmet sınıfı için geçerli olduğu dikkate alınmadığını, … coğrafi yerinin özelliklerinin ayrıntılı olarak dikkate alınmadığını, dünyada yeme içme kültürünün en yüksek olduğu, dünyanın gastronomi alanında ilk akla gelen ve İspanya’nın da bu alanda en meşhur bölgesi … olduğunu, Coğrafi yer adının özellikleri dikkate alınarak, “…” şehrinin ayırt edici ek taşımadığı ve tanımlayıcılığın 30. Sınıf altında yer alan tüm emtia için jenerikleştiğini, dolayısıyla hükümsüz kılınması gerektiğini, kısmen ret kararının isabetli olmadığını, …Sayılı “… …” davalı markasında SMK m. 5/1 (e) bendi gereği malın doğası gereği ortaya çıkan şeklin markada asli unsur olarak sayılması gerektiği dikkate alınmadığını, davalıya ait marka kompozisyonu incelendiğinde, markada yer alan şekil unsurunun marka örneğini bir bütün olarak kapladığı, “… …” kelimesinin ise şekil unsuruna oranla çok küçük puntoda düz yazı karakteri olarak yer aldığını, markada yer alan şekil unsurunun bir fotoğraftan ibaret bulunduğunu, SMK m.5/1 (e) kapsamında mala asli değerini veren şekil olarak marka olarak tescil edilemeyecek nitelikte olduğunu, “…” ibaresinin de tanımlayıcı ve jenerik olması sebebiyle ayırt edicilikten uzak olduğunu, “…” ibaresine dayanılarak markanın hükümsüzlük şartlarının oluşmadığının tespiti hukuka aykırı bulunduğunu, davalıya ait … numaralı “…” ibareli marka bakımından 30. mal sınıfında yer alan tüm emtialar için SMK m.5/1-c gereği hükümsüzlük şartlarının oluştuğunu, davalıya ait … numaralı “… … şekil” ibareli marka bakımından ise şekil unsurunun markada asli ve münhasır olarak yer alması ve mala asli şeklini veren ayırt edici unsur olmaması sebebiyle SMK m.5/1-e gereği hükümsüz kılınması gerektiğinin gözardı edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkeme kararının, eksik inceleme ve hatalı hukuki değerlendirme ürünü olup, delillerin değerlendirmesinde yanılgıya düşüldüğünü, mahkeme kararının , gerçek ve somut bir delile değil, tamamen varsayıma dayandığını, … şehrinin cheecscake ile ünlü olduğu varsayımının doğru olmadığını, mahkemenin hüküm verirken delillerin değerlendirmesinde yanılgıya düştüğünü, mahkeme kararının dayanağı olan raporun, eksik inceleme ve hatalı hukuki değerlendirme ürünü olup, mahkemece bu haliyle hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, … şehrinin cheescakekleri ile ünlü bir şehir olmadığını, … ibaresinin, Avrupa Birliği nezdinde tescilli bulunduğunu, Avrupa Birliği nezdinde bu ibarenin tescilinin, bu markanın/sözcüğün coğrafi köken bildirmediğini ortaya koyduğunu, bilirkişi raporuna yönelik itirazların dikkate alınmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamında alınan ve içerisinde gastronomi ve gıda sektöründen iki bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi kurulunun, raporunda, … ibaresi ile birlikte kullanılan tatlıya ilişkin olarak, İspanya’da doğan ve … şehrinde … adlı bir restorandan çıkmış olan bu … “yanık …” olarak da bilinen bir tatlı türü olduğu, bu tatlının, ilk olarak İspanya’nın Basque bölgesinin başkenti … şehrinde, 60 yıldan uzun zamandır hizmet vermekte olan bir restoranda servis edilmeye başlandığı, tatlıya ait tarifin 1990 yılında ortaya çıkarıldığı, İspanyol mutfağına ait olan tatlının daha sonrasında diğer ülkelere yayıldığı, Ülkemizde de İstanbul’dan başlayarak yayıldığı, son yıllarda oldukça popüler bir tatlı olarak tüketildiği şeklinde değerlendirmede bulunulduğu, bu açıklamalara göre ortalama tüketicilerin … ibaresini bir tatlı türü olan yanık … tatlısı ile bağdaştıracağı, bu tatlının … menşeli olduğunu düşüneceği, bu hale göre yanık bir … türü olan tatlı bakımından “…” ibaresinin coğrafi kaynak gösterdiği, “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.” emtiası bakımından “…” ibaresinin coğrafi kaynak gösterdiği, bu emtia bakımından SMK m.5/1-c bendi bağlamında mutlak tescil engeli bulunduğu, bunun haricinde bulunanlar için ise tescil engeli olmayacağı, davalıya ait …sayılı markanın davaya konu yanık … görseli ile bu görselin altında yer alan kelime ibaresinden oluştuğu, markayı oluşturan bu şeklin malın şeklini veren bir işaret olduğu, ancak bu şeklin markada münhasıran veya esas unsur olarak bulunmadığı, zira kombine nitelikte bulunan bu markanın aynı zamanda “… …” kelime ibaresinden de oluştuğu, “…” ibaresi ve markadaki yanık … şeklinin ayırt edici niteliği bulunmadığı, cheesecake emtiası bakımından herkes tarafından kullanılan ibareler oldukları düşünülse bile, markayı oluşturan “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin bulunduğu, “…” ibaresinin davaya konu emtia bakımından somut-soyut ayırt edici niteliğinin bulunduğu, bu hale göre davaya konu bu markanın SMK m.5/1-e bendi bağlamında mutlak tescil engeli kapsamında bulunmadığı, markayı oluşturan kelime unsurunun esaslı konumda olmasının bu engeli bertaraf ettiği anlaşılmakla, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

2- Ancak, mahkemece, yukarıca yazılı gerekçe ile, “…” türü olan tatlı bakımından, bu ibarenin coğrafi kaynak belirttiği, bunun haricinde; “Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.” gibi mamüller bakımından “…” şehrinin meşhur ve maruf bir coğrafi yer olduğu yönünde herhangi bir maddi tespit bulunmadığı, bu hale göre toptancı bir yaklaşımla pastacılık ve fırıncılık mamülü ve tatlılar içerisinde somutlaştırılan bu emtia bakımından SMK m.5/1-c bendi bağlamında mutlak tescil engeli bulunduğundan söz edilemeyeceği sonucuna varılması doğru bulunmamıştır.
Zira, dosya kapsamında alınan ve mahkemece de uzman olduğu kabul edilen bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.” emtiası bakımından “…” ibaresinin coğrafi kaynak gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle mahkemenin değerlendirmesi yerinde bulunmamış, bilirkişi raporunda belirlendiği şekli ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/09/2020 tarih ve 2019/169 E. – 2020/137 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalıya ait … numaralı “…” ibareli markanın 30. Sınıfta yer alan “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.” malları bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, fazlaya ilişkin hükümsüzlük taleplerinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36.30-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 109.61-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 22,00-TL tebligat ve posta giderleri, 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 2.080,21-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek bu orana tekabül eden 1.040‬,10-TL’ye, 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.128,90-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından 32,50-TL posta masrafı, 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 181,10-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek 90,55-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davalıdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,3‬0.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
11-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.