Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1681 E. 2022/1055 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1681
KARAR NO : 2022/1055
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2019
NUMARASI : 2016/517 E. – 2019/18 K.

DAVACI :
VEKİLİ

DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tespit

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15/01/2019 tarih ve 2016/517 E. – 2019/18 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalıların …1. Noterliğinin 11211 yevmiye nolu sözleşme ile kendilerinin ve birinci derece yakınlarının ve bu kişilerin ortak oldukları veya olacakları tüzel kişiliklerin o tarihe kadar ve tarihten sonra üretecekleri takviye edici gıda, kozmetik ürün, bitkisel ve aromatik suları münhasıran tek satıcı olarak dava dışı …’a vermeyi taahhüt ettiklerini, davalıların aynı zamanda sözleşme konusu ürünlerin reklam yüzü olmayı da kabul ettiklerini, …’ın bu hakkını protokol ile dava dışı … aracılığıyla üretip, davalı… aracılığıyla, dava dışı ….’ye vermeye başladığını, davacının ise dava dışı tek satıcı Kibarlı firması ile 02.09.2012 tarihinde sözleşme imzalayarak davalılarının ürettiği ürünlerin perakende satışını üstlendiğini, davacının sözleşmesinin imzalanmasından sonra…ürünlerinin satışı işini uzun süreli yapmak maksadıyla reklam harcamaları başta olmak üzere ciddi harcamalar yaptığını, …ile yaptığı bayi sözleşmesine uygun davranarak faaliyetini sürdürdüğünü, ilk yıllarda kar edilmesine rağmen davalıların yaptıkları sözleşme ile yüklendikleri edime aykırı olarak 3. kişilere özellikle aktarlara birçok ürün verdiklerini, bu nedenle davacının zarara uğradığını, davalılarının ayrıca üretilen ürünlerin içeriğini ve kalitesini haksız olarak düşürdüklerini, davacının 2011 ve 2012 yılı karından hareketle mahrum kaldığı kara ilişkin tüm zarara ilişkin davalıların eylemleri sonucunun ortaya çıktığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500 TL maddi tazminatın reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve… firması vekili, davalılar ile dava dilekçesinde ismi geçen diğer şahıs ve firmalar arasında hukuk ve ceza davaları görüldüğünü, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının iddialarının yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı …, husumetinin bulunmadığını, ayrıca davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının iddialarının yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın maddi tazminat talebi konusunda karar verilebilmesi için tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilerek, tarafların edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davalıların sözleşmeye aykırı haksız eylemleri olup olmadığı, davacının varsa talep edebileceği menfi ve müspet zararları ile miktarlarının tespiti hususlarında bilirkişi raporu alınması gerektiği, bilirkişi raporu alınmadan davacının tazminat talebi ile ilgili olarak karar verilmesine imkan bulunmadığı, 05/06/2018 tarihli duruşma 3 nolu ara kararı bu hususların tespiti için bir SMMM, bir hesap uzmanı ve bir bitkisel kozmetik ürünler – takviye edici gıda alanında uzman bilirkişilerden rapor alınmasına karar verildiği, davacı vekiline bilirkişi ücretini yatırması hususunda 4 haftalık kesin süre verildiği, ancak davacı vekili tarafından celse arasında adli yardım talebinde bulunulduğu, bu talebin reddi üzerine davacı vekilinin bilirkişi ücretinin indirilmesi talebinin kabul kabul edilerek 23/10/2018 tarihli duruşma 1 nolu ara kararı ile bilirkişi ücretinin indirilmesine ve belirlenen bilirkişi ücretinin 2 haftalık kesin süre içerisinde karşılanmasına, bu süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı takdirde bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususunda davacı vekilinin yüzüne karşı ihtaratta bulunulduğu, ancak verilen kesin süre içerisinde ve bir sonraki duruşma tarihi olan 15/01/2019 tarihine kadar bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, bu nedenle dosya kapsamındaki iddiaların ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin uğradığı zararı gösteren bilanço kayıtlarını ve davalıların sözleşmeye ve hukuka aykırı eylemlerini ispatlayan belgelerin dosyaya sunulduğunu, zarar miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi kararı veren mahkemenin, davalıların sözleşmeye ve hukuka aykırı eylemleri neticesinde davacının zarara uğradığını kabul ettiğini, davacının taleplerinde haklı olup olmadığı değerlendirmesini hakimin yapacağını, davacının, davalının eylemleri neticesinde zarara uğradığı ve davacının zararını talep etme hakkı var ise, tek başına hesap yapılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilemeyeceğini, mahkemenin hükmettiği bilirkişi ücretinin fahiş olduğunu, adli yardım talebini ve/veya indirim talebimizi kabul etmemesinin de hukuka aykırı bulunduğunu, belirlenen ücretin yüksek olması nedeniyle davacının ücreti yatıramadığını, hak arama özgürlüğünün kıstlandığını, davalı taraf eylemleri neticesinde davacının zarar gördüğünün açık olduğunu, bu zararın miktarının ise dosyaya sunulan bilançolarda görüldüğünü, zarar miktarını hesaplamanın mümkün bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, tek satıcılık sözleşmeden kaynaklanan hakka dayalı tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafça, davalıların tek satıcılık sözleşmeden kaynaklanan haklarının ihlal edildiği ileri sürülmüş ise de, davalıların bu yönde eylemlerde bulunduklarına dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, dosya kapsamına göre davacı tarafın iddialarını ispat edemediği, diğer yandan dosya kapsamında yapılması gereken bilirkişi incelemesi amacıyla ücret yatırılması için davacı tarafa usulüne uygun olarak kesin süre verilmesine rağmen mahkemenin ara kararının verilen kesin süre içerisinde yerine getirilmediği, bu bağlamda dosya kapsamımdaki iddiaların kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip