Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1674 E. 2022/1370 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1674
KARAR NO : 2022/1370
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2020
NUMARASI : 2018/205 E. – 2020/313 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/10/2020 tarih ve 2018/205 E. – 2020/313 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … numaralı… ve … ibareli başvurusuna yaptıkları itirazlarının YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvurunun müvekkilinin “…” , “…” ve “…” ibareli markalarıyla benzer olup markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, başvurunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek 2018-M-2434 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkili başvurusu ile davacı markalarının benzer olmadığını, davacı marklarındaki “…” ibaresinin ayırt edici bulunmadığını, “…” ibraeli markasında da asıl unsurunun “…” ibaresi olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının “…” ibareli , …sayılı markası ile dava konusu marka arasında, dava konusu markanın kapsamındaki 30. sınıf “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. yaş pasta, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri,” malları bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu,, davacının “…/…” ibareli markaları ile dava konusu marka arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, zira anılan ibarelerin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu ve herkesin kullanımına açık bulunduğu, davacının tanınmışlık ve kötüniyet iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Türkpatent YİDK’nın 2018/M-2434 sayılı kararının 30. Sınıf “kahve, kakao, kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, yaşpasta, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül, çaylar, buzlu çaylar, şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Dondurmalar, yenilebilir buzlar, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri” malları bakımından iptaline, davaya konu markanın sayılan mallar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu başvuru ile müvekkilinin “…” ve “…” ibareli markaları arasında da karıştıtılma ihitmali bulunduğunu,anılan ibarelerin ayırt edici olduğunu,, diğer yandan müvekkilinin … ibareli markarı ile dava konusu başvuru arasında başvuru kspamında yer alan tüm mallar yönünden iltibas koşullarının bulunduğunu, zira 30. Sınıftaki tüm emtilar gıda malları olduğundan hepsinin doğrudan veya dolaylı olarak bağlanltı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile itiraza mesnet marklar arasında bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilnedirme ihtimali dahil karıştırmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını ileri sürerk ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE :1- Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “… …” ile davacının itirazına mesnet … sayılı ve “…” asıl unsurlu marka arasında, başvuru kapsamında yer alan 30. Sınıf “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. yaş pasta, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri” malları yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, sayılan mallar dışından başvuru kapsamında kalan 30. Sınıf mallar yönünden dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet … sayılı markası arasında iltibas bulunmadığı anlaşılmakla davalı … vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-İşlem dosyasının incelenmesinden davalı Şirketin “… …” ibaresinin, 30. Sınıf mallarda tescili için davalı Kuruma başvurduğu, davacının “…” ibareli markasının yanında “…” ve “…” asıl unsurlu markalarına dayalı olarak başvuruya itiraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığınca itirazın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı tarafça yapılan itirazın ise YİDK’ın 2018-M-2434 sayılı kararı ile reddedildiği, bu kararın 04.04.2018 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği işbu davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 01.06.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ve “…” asıl unsurlu markaları arasında iltibas koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş olup davacının istinaf itirazları da gözetildiğinde istinaf incelmesine konu uyuşmazlık dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ve “…” asıl unsurlu markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunup bulunmadığı noktasındadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409).
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; dava konusu başvuru “… …” ibareli olup başvurunun asli unsurlarından birisi de “…” ibaresidir. Davacının itirazına mesnet markaların asli unsurlarını da “…”, “…” ibareleri teşkil etmektedir. Zira, itiraza mesnet markalarda yer alan diğer unsurlar, ya ayırt edicilikte etkisi olmayan yardımcı unsurlar ya da davacının çatı markası olan “…” ibaresidir. Öte yandan, “…” ibaresi, marka kapsamındaki ürün ve hizmetler bakımından derhal ve doğrudan doğruya ürün ve hizmetlerin cinsini, vasfını veya herhangi bir hâlini belirtmediğinden somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfını haizdir. Nitekim, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.03.2019 tarih, 2017/5441 esas, 2019/1977 karar sayılı onama ilamında da “…” ibaresinin ayırt edici olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda, “…” ve …” asıl unsurlu itiraza mesnet markalarla asıl unsurlarından birisi “…” olan dava konusu başvuru arasında benzerlik bulunduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar dava konusu başvuruda “…” ibaresine yer verilmişse de davacının çok sayıda “…” ve “…” ibaresini esas unsur olarak içeren seri markası bulunduğu ve başvuru markasının davacının seri markaları arasına sızabileceği gözetildiğinde bu ibarenin başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağladığı söylenemeyecektir.
İltibas tehlikesinin varlığından söz edilebilmesi gerekli olan diğer şart ise, marka kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasındaki ayniyet ya da benzerliktir. Bu yönden somut olay değerlendirildiğinde dava konusu başvuru kapsamında 30. Sınıf mallar bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarındaki emtia karşılaştırma tablolarından açıkca anlaşıldığı üzere dava konusu başvuru kapsamında yer alan 30. Sınıf mallar ile davacının “…” ve “…” asıl unsurlu markaları kapsamında yer alan 30.sınıf mallar aynı ve benzerdir. Buna göre, dava konusu başvuru ile ile davacının itirazına mesnet “…” ve “…” asıl unsurlu markları markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan 30. Sınıftaki tüm mallar bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunduğu kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesinin aksi yöndeki kabulü doğru görülmemiş, davacının bu yöne ilişen istinaf itirazları yerinde bulunmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğundan Dairemizce dosyada mevcut bilirkişi raporlarında davacının itirazına mesnet “…” ve “…” asıl unsurlu markaları yönünden iltibas ile ilgili değerlendirmelere itibar edilmemiş, ayrı bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Sonuç olarak, ilk derece mahkemesince yukarıda 1 nolu bentte açıklanan gerekçe yanında dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ve “…” asıl unsurlu markaları arasında, başvuru kapsamında yer alan 30. sınıftaki tüm mallar bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın tümüyle kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin tüm, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/10/2020 gün ve 2018/205 E. – 2020/313 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
3-Davanın KABULÜ ile YİDK’nın 2018-M-2434 sayılı kararının İPTALİNE,
4-Davalı gerçek kişi adına tescil edilen 2016/75918 sayılı, “… …” ibareli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 2.550,00.TL bilirkişi ücreti, 199,50.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 65,50.TL tebligat ve posta gideri, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 35,90.TL peşin harç, 35,90.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 3.035,40.TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-Davalı … alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalı kurumdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
13-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip