Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1666 E. 2022/1339 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1666
KARAR NO : 2022/1339
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2020
NUMARASI : 2019/253 E. – 2020/110 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/06/2020 tarih ve 2019/253 E. – 2020/110 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili ve iştiraklerince sunulan toplu ulaşım hizmetinin ücret toplama işlemlerinin … Büyükşehir Belediye Meclisinin kararı doğrultusunda … Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan elektronik sistem (elektronik ücret toplama sistemi) aracılığıyla yerine getirildiğini, uzun zamandır kullanmakta olduğu ve tüketiciler nezdinde bilinir hale getirdiği “…” ibaresi üzerinde hak sahibi olması sebebiyle, söz konusu markanın tescil edilmesi için 2018/113411 başvuru numarası ile Türk Patent ve Marka Kurumuna başvurulduğunu, başvurularının reddedilmesi üzerine yaptıkları itirazın 2019-M-4000 sayılı YİDK kararı ile de reddedildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, markanın yoğun yatırım ve reklamlar ile kesintisiz şekilde kullanım sonucu ayırt edici hale getirildiğini, benzer markaların tescilli olduğunu, Kurum kararının hatalı ve hukuka aykırı bir karar olduğunu ileri sürerek 2019-M-4000 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu “…” ibaresinin satışa arz edilen ve tüketiciler tarafından satın alınacak /malların hizmetlerin belirli bir bedel karşılığı, o bedel miktarınca alınabilen bir mal/hizmet olarak algılanacağı, ticari hayatta “….. …” formunda (“…”) gibi özellikle abonelik işlemlerine yönelik olarak yaygın bir şekilde kullanılan bir ifade olduğu, bu tür ifadelerin tanımlayıcı olduğu, işletmesel kaynağa işaret edecek vasıfta olmadığı, ibarenin başvuru kapsamındaki mallar/hizmetler için herkesin kullanımına açık, tanımlayıcı anlam ve ifadeler içerdiği, başvuru konusu işaretin somut olarak ayırt edici nitelikten yoksun olduğu, dosya kapsamında sunulan belgelerden … ili kapsamında yolcu taşımacılığında ilgili markanın belediye otobüslerinde, afiş ve reklamlarda, sosyal medya yayınlarında kullanıldığı, yatırım ve promosyon çalışmalarının yapıldığı, il genelinde bölgesel bilinirliğe kavuştuğu, ancak davacının … ili dışında yukarıda izah olunan kapsamda tanınmışlık ve kullanımlarına, Türkiye genelinde bilinirliğine dair delil ve belgelere rastlanmadığından ilgili madde kapsamında hak iddiasının kabulünün mümkün görünmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” ibaresinin müvekkilinin kullanımı sonucu ayırt edicilik kazandığını, bu markanın müvekkili tarafından uzun süredir kullanıldığını, ayırt edici bir hal kazandığını, daha önce benzer markaların tescil edildiğini, markanın Türkiye genelinde tanındığını, tüm gazetelerde haberlerinin yer aldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “…” ibareli marka başvurusunun tescil kapsamında bulunan mal ve hizmetler için ayırt edici olmadığı, tanımlayıcı bulunduğu, işletmesel kaynağa işaret edecek vasıfta olmadığı, ibarenin başvuru kapsamındaki mallar/hizmetler için herkesin kullanımına açık, tanımlayıcı anlam ve ifadeler içerdiği, ayrıca bu ibarenin kullanım yolu ile ayırt edici hale geldiğinin dosya kapsamında bulunan delillere göre kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :10/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip