Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1662 E. 2022/1372 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1662 – 2022/1372
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1662
KARAR NO : 2022/1372
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2019
NUMARASI : 2017/318 E. – 2019/1137 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

BİRLEŞEN ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2018/878 ESAS
SAYILI DOSYASI

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/12/2019 tarih ve 2017/318 E. – 2019/1137 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirketler çalışanı … tarafından müvekkiline işçilik alacaklarının ödenmediğinden bahisle, Ankara 1. İş Mahkemesinin 2013/433 E sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu dava neticesinde 09/06/2014 tarih ve 2013/433 E, 2014/748 K sayılı karar ile davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın Yargıtay ilamı ile onanarak kesinleştiğini, Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2017/5665 sayılı dosyasında gönderilen icra emri gereği icra 20/03/2017 tarihinde 26.610,77 TL yatırıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin davalılara rücu yolu ile başvuru hakkı bulunduğunu ileri sürerek 26.610,77 TL’nin ödeme tarihi olan 20/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap vermemiştir.
Davacı vekili birleşen davada, müvekkili şirket ile davalılar arasında akdedilen sözleşme kapsamında yapılan işleri davalıların üstlendiğini, söz konusu işte çalışan davalı şirketlerin çalışanı olan …’nun müvekkili aleyhine işçilik alacaklarının ödenmediğini, açılan dava sonucunda 26.610,77 TL ödendiğini ileri sürerek dava dışı işçiye ödenmiş olan 13.426,39 TL’nin ödeme tarihi olan 20/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, Ankara 1. İş Mahkemesinin 09/06/2014 tarihli kararının Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 13/10/2016 tarih ve Esas 2016/19099, Karar 2016/23307 sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği, davacı tarafından kararın Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2017/5665 Esas sayılı dosyasından ilamlı icra takibine konu edildiği, icra emrinin toplam 22.775,22 TL alacağın tahsili talebiyle düzenlendiği ve davacı … tarafından icra dosyasına 21/03/2017 tarihinde 26.610,77 TL tutarında ödeme yapıldığı, müflis …. Tic. Ltd. Şti. yönünden 2019/751 esas sayılı dosya ile tefrik kararı verildiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda belirlendiği şekilde, davalı …. Ltd. Şti. yönünden 6.201,09 TL olmak üzere toplam 13.184,38 TL’nin, davalı… Ltd. Şti. yönünden 5.451,88 TL alacağın rücu edilebileceği gerekçesi ile 2017/318 esas sayılı dava dosyasında, davanın kısmen kabulü ile, davalı …. Tic. Ltd. Şti. yönünden 3.235,75 TL, davalı …. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden 3.747,54 TL, Davalı …. Ltd. Şti. yönünden 6.201,09 TL olmak üzere toplam 13.184,38 TL’nin ödeme tarihi olan 21.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan ayrı ayrı tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf itirazlarında, istinafa konu edilen davaların, dava dışı işçiye ödenen tutarların alt işveren olan davalılardan rücuan tahsili talebiyle açılan alacak davası olduğu, burada tüm davalıların kendi dönemleri ile bağlı olmaksızın halefiyet ilkesi uyarınca müştereken ve müstreselsilen sorumlu oldukları halde her davalının kendi dönemi ile sınırlı olmak üzere sorumlu tutulmasının usul ve hukuka aykırı olduğunu, mahkeme kararının gerekçesinde yer alan asıl işveren tespitinin isabetli olmadığını, verilen tefrik kararının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, iflas kararı nedeniyle verilen usulden ret kararının hatalı olduğunu, davalılara rücu edilebilecek alacağın kapsamında icra ferilerinin dahil edilmemesinin usul ve hukuka aykırı bulunduğunu, halefiyet ilkesi uyarınca işçinin talep edebileceği en yüksek banka mevduat faizinin uygulanması gerektiğini, mahkeme gerekçesinin isabetli bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı şirketin davalılarla posta ayrımı, kayıt ve düşüm üzerine sözleşme imzaladığı, bu sözleşme kapsamında gönderilerin taşınması işinin de bulunduğu, taşıma işinde çalışan dava dışı işçinin iş mahkemesinde dava açtığı, mahkemenin işçilik alacakları nedeniyle tazminata hükmettiği, icra takibi yapılması sonucunda davacı şirketin ödeme yaptığı, mahkemece alınan bilirkişi raporu ile her bir davalının sorumlu oldukları tutarların belirlendiği, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve dosya kapsamıyla uyumlu olduğu, davacının dava dışı işçiye ödediği miktarın, işçinin davalılar nezdinde çalıştığı döneme isabet eden kısmına oranlamak suretiyle davalılardan rücuen tahsiline hükmedilmesinde de bir isabetsizliğin olmadığı, Yargıtayın emsal uygulamasının da bu yönde olduğu (Yargıtay 6. H.D.’nin 07.03.2022 tarih ve 2021/2232 E.- 2022/1191 K., Yargıtay 11. H.D.’nin 20.12.2012 tarih ve 2011/14550 E.- 2012/21308 K.), ayrıca davacının müşterek ve müteselsil olarak tahsil yönünde bir talebinin de olmadığı, mahkemece verilen tefrik kararının ve tefrik kararı sonrasında iflas nedeniyle verilen usulden ret kararının iş bu dava dosyasının konusunu oluşturmaması nedeniyle incelenemeyeceği, davalılara rücu edilebilecek alacağın kapsamında icra ferilerinin dahil edilmemesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının talebinin avans faizi olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Birleşen dava yönünden davacıdan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf ve karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/11/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.