Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1653 E. 2022/1337 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1653
KARAR NO : 2022/1337
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2020
NUMARASI : 2019/261 E. – 2020/233 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/09/2020 tarih ve 2019/261 E. – 2020/233 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, … kod numaralı “…” ibareli marka başvurusuna karşı müvekkili tarafından yapılan itirazların kısmen reddedildiğini, itirazın yeniden incelemesi talebinin YİDK tarafından reddine karar verildiğini, müvekkilinin itirazlarının reddedilerek 03 ve 35. Sınıflarda tescil sürecine devam edilmesinin, müvekkilinin markalarının varlığı karşısında kabul edilemez olduğunu, “…” markasının … kod numarası ile tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, dava konusu marka ile müvekkilinin markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, markaların asli unsurlarının ortak olduğunu, davalı kurumun müvekkili markasının tanınmış marka sahibi olduğunun ispatlanamaması nedeniyle tanınmış markaya dayalı yapılan itirazın reddine karar verilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, emsal bir kararda müvekkilinin tanınmış “…” markası karşısında “… …” markası bakımından YİDK kararının iptaline karar verildiğini, müvekkilinin çok sayıda “…” esas unsurlu markası olduğunu, 34 yıldır kesintisiz kullandığını, “…” ibaresinin müvekkilinin seri markalarından biri olduğu imajının yaratılmasına neden olacağını, “…” kelimesinin “pembe” rengini ifade ettiğini, ayırt ediciliğinin bulunmadığını, ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek 2019-M-4025 sayılı YİDK kararının iptaline, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davacının … ibareli markasının tanınmışlığına dair dosyada mevcut delillerin, dava konusu marka başvurusunun davacı markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlama, tanınmış markanın itibarına zarar verme, tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleme hususlarında değerlendirme yapmaya yeterli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin “…” markasının … kod numarası ile tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, dava konusu marka ile müvekkilinin markası arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, mahkemece müvekkilinin tanınmış marka statüsünün farkına varılmasına rağmen kurumun ve bilirkişilerin hatasını sürdürmesi kabul edilemeyeceğini, … ibaresinin marka tescili halinde tüketicilerin markanın müvekkile ait olduğunu zannedeceğini, “…” kelimesinin ingilizce’de “pembe” rengini ifade ettiği, bu bakımdan da herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, davalı yanın kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/11410 Esas -2014/1050 Karar ve 2011/9617 Esas -2012/16261 Karar sayılı ilamlarında kabul edildiği üzere, davacının … ibareli markalarının “dondurma” emtiasında tanınmış olduğu, ancak dava konusu başvuruda, davacı markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetlerle benzer olmayan mal ve hizmetler bulunduğu, davacı markaları ile dava konusu başvuru arasındaki benzerliğin seviyesi, davacı markalarının tanınmışlık düzeyleri, davacı markalarının tanınmış olduğu “dondurma” emtiası ile başvuru kapsamında yer alan hizmetler arasında hiçbir yakınlık bulunmadığı, ayrıca davacının “…” ibareli markasının tanınmışlığına dair dosyada mevcut delillerin, dava konusu marka başvurusunun davacı markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlama, tanınmış markanın itibarına zarar verme, tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleme hususlarında değerlendirme yapmaya yeterli olmadığı gözetildiğinde, somut olayda 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesindeki koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip