Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1652 E. 2022/1340 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1652 – 2022/1340
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1652
KARAR NO : 2022/1340
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : 2019/457 E. – 2020/186 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/09/2020 tarih ve 2019/457 E. – 2020/186 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 1927 yılından beri “temizlik, kişisel bakım ve kozmetik ürünler” alanında Türkiye’de faaliyet gösteren en önde gelen şirketlerden biri olduğunu, Türkiye’de ve dünyanın pekçok ülkesinde tanınmış hale gelmiş “…” markasının bulunduğunu, bu markanın ilk defa 1969 yılında tescil edildiğini, bu markanın … tahtında “tanınmış marka” olarak tescilli olduğunu, müvekkilinin “…” markasının tanınmışlığının emsal Yargıtay ve BAM kararları ile de sabit bulunduğunu, davalının davaya konu marka başvurusunda geçen “…” ibaresinin, müvekkilinin tescilli ve tanınmış “…” markalarıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, bu nedenle taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalının markasının bu seri markalar arasına sızma ve “…” markasının tanınmışlığından haksız yararlanma ihtimalinin yüksek olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2019-M-9839 sayılı kararının iptalini ve … sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markaları arasında görsel işitsel ve kavramsal düzeyde benzerlik bulunduğu, davacının “…” ibareli markasının “kozmetik, kişisel bakım ve temizlik ürünleri” sektöründe yoğun tanıtım faaliyetleri ile istikrarlı bir şekilde uzun yıllardır kullanıldığı ve tanıtıldığı, “…” markasının davacı firma ile özdeş hale geldiği, emsal yargı içtihatları ve davacı markasının tanınmışlık düzeyi ile yüksek reklam gücü dikkate alındığında, davalı şahsa ait markanın tescile konu ettiği “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” bakımından, davacının tanınmış markalarından haksız yararlanma ihtimalinin bulunduğu, davacının yoğun çaba, emek ve tanıtım yaparak ilgili tüketici nezdinde olumlu bir imaj oluşturduğu “…” markasını iyi bilen, bu markalı emtialardan yararlanan tüketici kitlesinin, davaya konu yukarıda belirtilen “…” esas unsurlu 35. sınıftaki hizmetler ile karşılaştığında, “…” markasının zihninde oluşturduğu olumlu imaj nedeniyle, “…” markası ile “…” markası arasında bağlantı kuracağı, “…” markasının olumlu imajı nedeniyle davalıya ait “…” ibareli hizmetlere yöneleceği, bu suretle davalı şahsın, davacının “…” ibareli tanınmış markasından haksız yararlanacağı, bu nedenle, somut olayda, SMK m.6/5 hükmü koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 2019-M-9839 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, her marka için SMK’nın 6/5. maddesindeki risklerin mutlaka oluşacağı kanaatine doğrudan varılamayacağını, davacı tarafça bu risklerin ispatının gerekli bulunduğunu, mahkeme kararının hatalı olduğunu, YİDK kararının yerinde olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvuru konusu ettiği “…” ibareli marka ile davacının “…” ibareli markaları arasında görsel işitsel ve kavramsal düzeyde benzerlik bulunduğu, davacının “…” ibareli markasının “kozmetik, kişisel bakım ve temizlik ürünleri” sektöründe yoğun tanıtım faaliyetleri ile istikrarlı bir şekilde uzun yıllardır kullanıldığı ve tanıtıldığı, “…” markasının davacı firma ile özdeş hale geldiği, emsal yargı içtihatları ile tanınmışlığının belirlendiği, davalının tescil başvurusu kapsamındaki mal ve hizmetlerin davacının tanınmış markalarından haksız yararlanma ihtimalini doğuracağı, “…” markasını iyi bilen, bu markalı emtiadan yararlanan tüketici kitlesinin, davaya konu “…” esas unsurlu marka ile karşılaştığında, “…” markasının zihninde oluşturduğu olumlu imaj nedeniyle, “…” markası ile “…” markası arasında bağlantı kuracağı, “…” markasının olumlu imajı nedeniyle davalıya ait “…” ibareli hizmetlere yöneleceği, bu suretle davalı şahsın, davacının “…” ibareli tanınmış markasından haksız yararlanacağı, SMK’nın 6/5. maddesindeki koşullarının oluştuğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/11180 Esas, 2014/790 Karar, 15/01/2014 Tarihli ve 2011/14670 Esas, 2012/20955 Karar, 17/12/2012 Tarihli kararlarının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalı …ndan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.