Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1651
KARAR NO : 2022/1026
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2019
NUMARASI : 2016/459 E. – 2019/25 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Hükümsüzlük
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/02/2019 tarih ve 2016/459 E. – 2019/25 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibaresini ilk olarak 1986 yılında tescil ettirdiğini ve bu marka üzerinde büyük yatırımlar yaparak tanınmış marka statüsüne ulaştırdığını, WIPO nezdinde 1025647 sayı ile “… …” ve 949491 sayı ile “…” markasını yurtdışında birçok ülkede tescil ettirdiklerini, davalının 2015/110410 sayı ile “…” ibareli marka başvurusuna karşı müvekkili adına yapılan itirazların YİDK’nın 28.10.2016 tarihli ve 2016-M-10609 sayılı kararı ile haksız olarak reddedildiğini, oysa davalı şirketin müvekkilinin tanınmışlığını kullanarak “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, “…” ve “…” markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, Ankara 4. FSHHM 2007/28 E.- 2008/38 K. sayılı kararında “…” ve “…” markaları ile “…” markaları arasında, Ankara 4. FSHHM 2007/294 E.- 2008/175 K. sayılı kararında “…” markası ile “…” markaları arasında benzerlik olduğu ve karıştırılma ihtimali bulunduğuna hükmedildiğini, davalı şirketin “…” marka başvurusunun işlemden kaldırdığını ve hükümsüzlük kararı vermeye yer olmadığına dair karar verildiğini, davalının “…” markasına benzer markalar yaratarak 556 sayılı KHK m. 35/1 anlamında kötü niyetle marka başvurularında bulunduğunu, markanın ün ve şöhretinden yararlanmaya çalıştığını, “…” ibaresinin Türkçe’de “…” olarak telaffuz edildiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket temsilcisi savunmada bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında benzerlik ve iltibas bulunmadığı, davacı tarafın tanınmışlık ve kötüniyet nedeniyle tescilin yapılmaması talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkeme tarafından somut olayın hiçbir şekilde değerlendirilip gerekçelendirilmediğini, tarafların markaları arasında görsel, işitsel, kavramsal olarak benzerlik bulunduğunu, dava konusu olayda ortalama tüketicilerin, markaların kullanılacakları emtiaların günlük tüketim gıda emtiaları olduğundan halkın geneli olduğunu, bu durumun iltibas ihtimaline etkisinin nazara alınmadığını, müvekkile ait “… …” markası kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğu üzere 556 sayılı KHK’nın 8/4 ve Paris Sözleşmesinin 6. Mükerrer 1. maddesi anlamında tanınmış bir marka olduğu ve bu nedenle tanınmış markalara sağlanan üstün korumadan yararlanması gerektiği halde, markaların benzer olmadığı gerekçesiyle tanınmışlığın uygulanamayacağına karar verilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve her ne kadar tarafların markalarını kullanmak istedikleri 30. sınıf mallar aynı ise de ibareler yönünden taraf markaları arasında 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında benzerlik ve iltibas ihtimalinin bulunmadığı, davalının “…” ibaresinin Türkçe’de her hangi bir karşılığı olmayan, yaratılmış bir ibare olduğunun, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda da belirtildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 36,30-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/09/2022
Başkan
Üye
Üye
Katip