Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1635 E. 2022/1374 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1635 – 2022/1374
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1635
KARAR NO : 2022/1374
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : 2019/179 E. – 2020/264 K.

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali İle Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/09/2020 tarih ve 2019/179 E. – 2020/264 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin eğitim alanında … ile faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin “…” markasının tanınmış marka olduğunu, davalının… sayılı ve “…” ibareli marka başvurusunun müvekkilinin markaları ile iltibas oluşturacak derecede benzer bulunduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2019-M-3351 sayılı kararının iptali ile davalı … tarafından yapılan 2018/34741 sayılı başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “…” ibaresinin “…” ifadesinden hareket ile oluşturulduğunu, müvekkilinin marka başvurusunun esaslı unsurunun … olduğunu, tarafların markalarının esaslı unsurlarının farklı bulunduğunu, iltibas tehlikesinin olmadığını, müvekkilinin kötüniyetli olduğuna dair iddiaların da haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının itirazına mesnet markaları ile davalının marka başvurusunun benzer olmadığı, bu nedenle iltibas tehlikesinin somut olayda oluşmadığı, tarafların markaları benzer bulunmadığı için tanınmışlığa bağlı sonuçların oluşmayacağı, kötüniyetin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının gerek tescil ettirmeye çalıştığı gerekse de tescil ettirmiş olduğu ibare özgün olmayıp taklit kastı taşıdığından kötüniyetli olduğunu, davalının marka başvurusu olan ”…” ibaresinin aksine mevcut markayı ”…” olarak kullandığını, davalı tarafın markası olan ”…” ibaresiyle müvekkilinin markanın esas öğesi olan ”…” ibaresi arasında yalnızca bir harf farklılığı olduğunu, markalar arasında benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin markasının oluşturduğu tanınmışlığın zarar gördüğünü, kötüniyetin ispatlanmadığı gerekçesinin yerinde bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının marka başvurusu olan ”…” ibaresi ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları arasında, görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açacak derecede, SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik ve iltibas olmadığı, davacının davalının başvuru konusu markayı başvurusunun aksine ”…” olarak kullandığı iddiasının iş bu davanın konusunu oluşturmadığı, davalının başvurusunun kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.