Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1633 E. 2022/1373 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1633 – 2022/1373
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1633
KARAR NO : 2022/1373
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : 2019/239 E. – 2020/250 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali İle Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/09/2020 tarih ve 2019/239 E. – 2020/250 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin aynı zamanda ticaret unvanı olan … markalı ürünleri, davaya konu markanın da olduğu gibi … gibi hipermarketleri gibi gurme lezzet duraklarında ve Türkiye’nin pek çok noktasında yıllardan beri satışa arz ettiğini, davalı şirket tarafından … ibareli marka başvurusunda bulunulduğunu, müvekkili şirketin yaptığı itirazların davalı Kurum nezdinde reddine karar verildiğini, markalar arasında iltibas tehlikesinin oluştuğunu, müvekkili şirketin ticaret unvanının çekirdek unsurunun da … olması nedenleriyle ticaret unvanına dayalı itiraz nedeninin de eldeki davada bulunduğunu, müvekkili şirketin dava konusu işaret üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkili şirketin markalarının tanınmış marka olması nedeniyle davalının marka başvurusunun davacının markalarının tanınmışlığından haksız yararlanma amacı güttüğünü ve müvekkili şirketin markalarının ayırt edici karakterinin zedeleneceğini, davalı şirketin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2019-M-3427 sayılı kararının iptali ile davalı şirketin 2018/35745 sayılı marka başvurusunun tescil edilmiş olması halinde sicilden terkinine ve hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, her iki şirketin faaliyet alanının farklı olduğunu, taraf markaları arasında benzerliğin bulunmadığını, markaların bir bütün olarak farklı olduğunu, dava konusu kararın yerinde olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının adına tescilli … sayılı markaları ile davalının…sayılı marka başvurusunun benzer olmadığı, davalının…sayılı marka başvurusunun kapsamında yer alan 5, 29, 30, 31, 32 43. sınıfların tamamı ile 35. sınıf hizmetlerin bir kısmı yönünden emtia benzerliğinin somut olayda oluştuğu, taraf markaları benzer bulunmadığı için karıştırılma ihtimalinin somut olayda gerçekleşmediği, kötüniyetin ispatlanmadığı, taraf markaları benzer bulunmadığı için tanınmışlık, gerçek hak sahipliği ve ticaret unvanına dayalı ret nedeninin olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporuna yönelik itirazların göz ardı edilerek karar verildiğini, itirazların bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak ya da mahkemece verilecek gerekçeli kararda karşılanması ve karşı gerekçelerin hukuki dinlenilme hakkı kapsamında tarafı tatmin edecek şekilde açıklanmasının hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğunu, markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunduğunu, dava konusu markada yer alan gur sözcüğünün somut ayırt ediciliği son derece zayıf olan ve hiçkimsenin tekeline bırakılmaması gereken bir ibare olduğunu, davalı tarafa ait gur vita ibareli markanın, müvekkili şirkete ait … esas unsurlu markalarının son hecesi olan vital/vita sözcüklerini birebir içerdiğini, markalar arasında işitsel benzerlik olduğunu, yerel mahkeme kararının eksik ve hatalı olduğunu, … ibaresinin görülmesinin, duyulmasının, müvekkilin … esas unsurlu markalarını çağrıştıracağını ve onların tanınmışlık düzeyine ve ayırt edicilik niteliğine zarar vereceğini, başvuru sahibinin de başkasına ait markanın tanınmışlığından haksız yarar sağlamasına neden olabileceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı adına tescilli … ve… ibareli markaları ile davalının…sayılı … ibareli marka başvurusu arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik olmadığı, iltibas tehlikesinin bulunmadığı, davalının başvurusunun kötüniyetli yapıldığının ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.