Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1632 E. 2022/1328 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1632 – 2022/1328
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1632
KARAR NO : 2022/1328
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020
NUMARASI : 2019/241 E. – 2020/208 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali İle Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/09/2020 tarih ve 2019/241 E. – 2020/208 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, 2002 yılında kurulan … uluslararası standartta öğrenci yetiştirmeyi vizyon edindiğini, müvekkilinin “…” ibareli çok sayıda markasının bulunduğunu, davalının “… …+şekil” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvurunun müvekkilinin markalarıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalının markasında müvekkilinin “…” ibareli markaları ile özdeşleşen yeşil rengin kullandığını, davalıya ait markanın müvekkiline ait markalar ile aynı/benzer mal ve hizmetlerde tescilli olduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmışlığı nedeniyle davalı markasının hükümsüz kılınması gerektiğini, başvurunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek, YİDK’nın 26/04/2019 tarih ve 2019-M-3377 sayılı kararının iptaline ve tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Dernek, taraf markaları arasında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunmadığını, müvekkili markasının mavi yarım daire içinde yeşil renkte dağ görseli üzerindeki beyaz renkte insan figürü ve “… …” ibaresinden oluştuğunu, itiraza mesnet davacı markaların ise “… …”, “… …” gibi ibarelerden oluştuğunu, bu anlamda markaların benzer olduğunun söylenemeyeceğini, yine markalar arasında fonetik olarak benzerlikler bulunmadığını, markaların bir bütün olarak algılanması gerektiğini ve görsel, işitsel ya da kavramsal unsurlardan birinin dahi farklı olmasının yeterli olduğunu, kurum nezdinde “…” ibareli pek çok markanın bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuruda görsel bir unsur yer almakta ise de sözcük unsurunun daha ön planda olduğu, “…” kelimesinin de şehir adı olması nedeniyle “…” kelimesinin başvuruda esas unsuru oluşturduğu, davacının markalarında da “…” ibaresinin esas unsur olarak kullanıldığı, bu ibareye şekil ve kelime unsurları eklenmek suretiyle seri marka ailesi yaratıldığı, başvurudaki “…” kelimesinin markadaki vurguyu “…” kelimesine yoğunlaştırdığı, dava konusu markanın “…” markasının “…’daki Şubesi” olarak algılanabileceği, şekil unsurlarının taraf markalarını yeterince uzaklaştırmadığı, “…” ibaresinin ticaret hayatında çok sayıda işletme tarafından kullanılmasının, anılan ibarenin benzerliği tespit olunan emtialar bakımından ayırt edici vasfını tartışılır hale getirmeyecek olup somut uyuşmazlıkta da aynı, aynı tür ya da benzer nitelikteki emtialarda bu ibareyi ortak olarak ve markalardaki tek ayırt edici unsur konumunda taşıyan taraf markalarının mevcut düzeydeki benzerliğinin tüketiciler nezdinde işaretlerin kaynakları noktasında yanılgı oluşturma ihtimali kuvvetle muhtemel olduğu, başvurunun 35. sınıftaki “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” alt grubu dışında tüm hizmetler açısından aynı, aynı tür ya da benzer oldukları, tüketicinin dava konusu markayı gördüğünde bu markayı daha önceden karşılaştığı, gördüğü, işittiği ya da tecrübe ettiği davacıya ait önceki tarihli markaların yeni bir hizmeti için oluşturduğu logosu olarak algılayabileceği, en azından bu durumu sorgulayabileceği, buna bağlı olarak da önceki marka ile sonraki markayı birbiri ile ilişkilendirilebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, YİDK’nın 2019-M-3377 sayılı kararının dava konusu … sayılı “… …+şekil” marka başvuru kapsamında yer alan 35. sınıf “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri, (internet sitesi) sağlama” hizmetleri alt grubu dışında kalan tüm hizmetler bakımından davacının itirazının reddi yönünden iptaline, 35. sınıf “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri, (internet sitesi) sağlama” hizmetleri dışında kalan tüm hüzmetler bakımından markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Kurum vekili, “…” kelimesinin kimsenin tekeline verilemeyecek zayıf bir marka olduğunu, zayıf markalar ek sözcüklerle kullanıldığında karıştırılma ihtimalinin ortadan kalkacağını, dava konusu markanın bir bütün olarak bıraktığı izlenim ile baskın şekil unsurunun markaya ayırt edicilik kazandırdığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Diğer davalı Dernek, “… …” ibareli marka ile ilgili davanın bekletici mesele yapılması yönündeki taleplerinin reddedildiğini, davacının markalarının ilgili ilgisiz tüm sınıfları kapsadığını, “…” gibi evrensel bir kavramın kullanılmasının önüne geçmek istediğini, “…” ibaresinin başka şirketler tarafından değişik ibarelerle kullanılmakta olduğunu, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, başkanı olduğu derneğin … sporları konusunda faaliyet gösterdiğini, sundukları hizmetin davacı şirketin hizmetleriyle benzer olmadığını, … … …’nin Türkiye’nin en büyük … sporları kulübü olduğunu, tüketicilerin markaları karıştırmayacağını ileri sürerek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Katılma yoluyla davacı vekili, “alıcı ve satıcılar için online (internet sitesi) sağlama” hizmetlerinin müvekkilinin … nolu “… holding” ve … nolu “……” ibareli markaları kapsamında yer aldığını, müvekkilinin diğer markalarındaki emtiaların da söz konusu hizmetle benzer olduğunu ileri sürerek, davalı Kurumun istinaf talebinin reddine ve başvurunun tüm mal ve hizmetler bakımından sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1- Dava, YİDK marka kararının iptali ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibaresinin zayıf bir marka olduğu ve başvuruda yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı ileri sürülmüş ise de, “…” ve “…” kelimelerinden oluşan dava konusu markanın davacının “…” esas unsurlu markalarından farklılaşmasını sağlayacak ve özellikle davacının bu ibareyi taşıyan okullarının “… Şubesi” olarak algılanabilecek olmasını engelleyecek ibareler içermediği, başvurudaki şekil unsurunun da bunu sağlayamadığı, bu hali ile taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, markaların tescilli oldukları müddetçe korunacakları, diğer taraftan her başvurunun kendi koşullarına göre değerlendirilmesi esas olduğundan davalı Derneğin istinaf itirazında belirttiği “… …” ibaresine ilişkin uyuşmazlığın işbu dava için emsal teşkil etmeyeceği anlaşılmakla, davalı Kurum vekili ile davalı Derneğin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

2-Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Bu kapsamda, taraf markaları arasında işaret benzerliği gerçekleşmiş olup mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu esas alınarak, taraf markalarının emtia listelerinin dava konusu markanın 35. sınıftaki “alıcı ve satıcılar için online (internet sitesi) sağlama” hizmetleri dışında kalan hizmetler yönünden benzer olduğu kabul edilmek suretiyle dava kısmen kabul edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere mal ve hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı değerlendirilirken her iki grup mal ve hizmetlerin aynı tüketici kitlesine hitap edip etmediği, birbirine alternatif olup olmadıkları, aynı dağıtım veya dolaşım yollarına sahip olup olmadığı, hammadde-mamül ilişkisinin bulunup bulunmadığı, birbirlerini bütünleyici/tamamlayıcı olup olmadıkları gibi hususlarının dikkate alınması gerekmektedir. Taraf markaları kapsamındaki hizmetler bu ilke kapsamında değerlendirildiğinde, dava konusu markanın kapsamında yer alan 35. sınıftaki “alıcı ve satıcılar için online (internet sitesi) sağlama” hizmetinin de davalının markaları kapsamında yer alan 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmeti ile benzer/ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, mahkemece davanın tümden kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … vekili ile … … … istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 10/09/2020 gün ve 2019/241 E. – 2020/208 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KABULÜ ile, YİDK’nın 26/04/2019 tarih ve 2019-M-3377 sayılı kararının İPTALİNE,
4-Dava Dernek adına tescilli … sayılı “… …+şekil” ibareli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davalılar … ile … … …’nden tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 177,90.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 104,40 TL tebligat ve posta masrafı, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 2.230,50 TL yargılama giderine, 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.319,30 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davalılar … ile … … …’nden ayrı ayrı alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin anılan davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.