Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1631 E. 2022/1399 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1631
KARAR NO : 2022/1399
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2020
NUMARASI : 2019/149 E. – 2020/201 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/09/2020 tarih ve 2019/149 E. – 2020/201 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı şirketin 2018/41508 nolu “…” ibareli marka başvurusuna müvekkilinin “…” ibareli markasını mesnet göstererek yaptıkları itirazın Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markasına ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, onun serisi olarak algılanacağını ve ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline neden olacağını, markanın tescil edilmesi halinde müvekkilinin eskiye dayalı kullanımından kaynaklanan hakkının zarar göreceğini, başvurunun kötü niyetli olduğunu, ibarenin 33. sınıf ürünler üzerinde üzüm çeşidi olarak gösterilmesine bir itirazları olmadığını, ancak davalının marka etiketlerinde “…” ibaresini öne çıkardığını, “…” markasının 1986 yılında müvekkilinin dedesi … ve Ortakları adına… tescil numarasıyla şarap sınıfına tescilli olduğunu, ancak 10 yıllık koruma süresinden sonra yenilenmesinin ihmal edildiğini ileri sürerek, itirazlarının reddine dair YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, “…” ibaresinin üzüm cinsi olduğunu, marka olarak tescil edilmemesi gerekirken sehven tescil edildiğini, müvekkilinin ürünlerindeki kullanımının eskiye dayandığını, müvekkili şirketin bu ibareyi meşhur ve maruf hale getirdiğini, 2015 yılından beri ibareyi kullandığı ürünleri sattığını, davacının şarap üretimi yapmadığını, davacının ailesiyle ilgili markanın “…” değil “…” olduğunu, markanın yenilenmemesi nedeniyle 2006 yılında iptal edildiğini, böylece ibarenin başkaları tarafından serbestçe kullanılabileceğini, ayrıca markaların da benzer olmadığını, müvekkilinin “…” ibareli logosunun ayırt ediciliği sağladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, emtia benzerliğinin somut uyuşmazlık bakımından sağlandığı, dava konusu marka incelendiğinde başvurunun herhangi bir şekil unsuru ihtiva etmeyen bir kelime markası olduğu, anılan ibarenin … iline bağlı bir coğrafi bölgeyi (… Köyü) işaret ettiği, bununla birlikte dava konusu YİDK kararında da belirtildiği gibi ortak unsur olan “…” ibaresinin tanımlayıcı olduğu, markasal olarak bir orjinallik taşımadığı, coğrafi bir bölge ismi olan çekişmeli markanın ortak unsurunun herkesin kullanılabileceği bir yer adı olduğu, taraf markalarının karıştırılmasının mümkün görülmediği, davacının “…” ibareli yönünden önceye dayalı kullanım iddiasını kanıtlayamadığı, bu nedenle SMK’nın 6/3. maddesinin uygulanabilir olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” markasını Türkiye’de kullanmaya yetkili kişi olduğunu, müvekkilinin akrabalarının 30-40 yıldır ticari olarak şarap dağıtım ve satışı yaptığını, dava şirketin ise 2014 yılından beri bu ibareyi kullandığını, müvekkilinin şarap üretimi yaptığının belgelerle sabit olduğunu, davalının kullanımının 2017 yılından önce haksız rekabet, 2017’den sonra ise markaya tecavüz oluşturduğunu, taraf markalarının benzer olduğunu, davalının dava konusu ibareyi etiket ve reklamlarında öne çıkararak kullandığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Dairemizin davacının itiraza mesnet “…” ibareli markasına ilişkin 09/12/2021 tarih ve 2020/533 E.-2021/1560 K. Sayılı kararında da belirtildiği gibi “…” ibaresinin bir üzüm çeşidinin ismi olduğu, bu şekilde piyasada yaygın olarak bilindiği, akademik çalışmalara konu edildiği ve bu üzüm çeşidinin özellikle şarap üretiminde kullanıldığı, dolayısıyla ürünün cinsini, çeşidini, vasfını ve diğer karakteristik özelliklerini gösteren açıklamalar kapsamına girdiği, ayrıca bu ibarenin işletmesel (ticari) kaynak gösterme, yani markasal ayırt edicilik niteliğini de haiz olmadığı, bu tür ibareler herkesin kullanımına açık olup tek başına marka olarak kullanılamayacakları, nitekim Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi Sıfatıyla … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 26/12/2019 tarih ve 2018/295 E. – 2019/398 K. sayılı kararla itiraza mesnet markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği ve bu karara yönelik istinaf itirazlarının da Dairemizin anılan kararı ile esastan reddedildiği, ancak başka ibareler eklenmek suretiyle bu tür cins ve vasıf bildiren ibarelerin marka olarak kullanılabilecekleri, davaya konu YİDK kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/11/2022
Başkan

Üye

Üye

Katip