Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/163 E. 2021/1318 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/10/2019 tarih ve …… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin…. sayılı “… … &…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun yayınlandığını, davalı şirketin …. sayılı ve “…” ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek, başvurularının kısmen reddine karar verildiğini, bu kısmi ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin de…. sayılı ….. kararı ile nihai olarak reddedildiği, oysa markalar arasında benzerlik olmadığını, tasviri unsurların tek bir kişinin tekeline bırakılamayacağını, “…” ibaresinin de “…” anlamına gelen “…… kısaltması olduğunu ve tasviri özellik göstermesi nedeniyle başka teşebbüslerce de kullanılabileceğini, markalar arasında karıştırılma olasılığı olmadığını ileri sürerek … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun…. sayılı kararının iptaline,…. başvuru numaralı “… … &…+şekil” markasının tüm sınıflar bakımından tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davacı başvurusu ile müvekkilinin itiraza mesnet markasının benzer olduğunu, markalar arasında karıştırılma olasılığı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki dava konusunu oluşturan çekişmeli 30, 35, 43. Sınıftaki malların ve hizmetlerin, redde dayanak marka kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer oldukları, başvuru standart karekterle yazılmış “… … &…+şekil” ibaresinden oluşurken, itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “… … demleme yeri” ibaresinden oluştuğu, önceki markanın esaslı unsuru “…” başvurunun esaslı unsuru ise “…” olduğu, önceki markanın başındaki … ibaresinin çikolatanın, başvurunun başındaki “…” ibaresinin ise hindistancevizinin kısaltması olması nedeniyle markalar arasında anlamsal farklılık varsa da özellikle…./… ibaresinin yazım olarak da farklı olması yanında bu ibarelere eklenen …… ibarelerinin de ayırt edilemeyecek kadar benzer olması unsurları bir arada değerlendirildiğinde markalar arasında ortalama düzeyde benzerlik olduğu, markalar arasında karıştırılma olasılığı ortaya çıkabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, karara dayanak alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı incelemeye dayandığını, itirazların dikkate alınmadığını, hükme esas bilirkişi raporunda markaların şekil unsurlarının benzerlik incelemesinde dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda markaların kelime unsuru incelenirken bütüncül yaklaşım uygulanmadığını, bir markada birden fazla unsurun bulunması durumunda önceki markalarla ayniyet veya benzerlik açısından yapılan değerlendirme, bu unsurların tümünün birlikte yarattığı görünüm, ses veya anlam çerçevesindeki izlenim doğrultusunda gerçekleştirilmesi gerektiğini, müvekkilinin “…” markasının sahibi olup, markayı uzun yıllardır ciddi biçimde aktif ve başarılı kullanımı ile çikolata ürünleri/kahve ve cafe sektöründe bir marka seviyesine ulaştırdığını, müvekkilin marka başvurusu, davalı markası ile benzerlik taşımadığını, ibarelerin tek başına ayırt ediciliği bulunmayan/ ayırt ediciliği çok zayıf olan bir kelime olduğunu, davaya konu “…” markasının esas unsurunun “…” olduğunu, mahkemenin kendi içinde çeliştiğini, tescil edilmek istenilen kelimenin anonim olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali
istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvurusunun kapsamındaki malların ve hizmetlerin, redde dayanak markanın kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer oldukları, davacının başvurusu “… … &…+şekil” ibaresinden oluşurken, itiraza dayanak markanın “… … demleme yeri” ibaresinden oluştuğu, önceki markanın esaslı unsuru “…” başvurunun esaslı unsuru ise “…” olduğu, esaslı unsurlar arasında anlamsal farklılık varsa da markalar arasında işitsel ve görsel benzerlik bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip