Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1626 E. 2022/1276 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1626 – 2022/1276
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1626
KARAR NO : 2022/1276
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : 2019/231 E. – 2020/273 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali İle Tasarım Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/09/2020 tarih ve 2019/231 E. – 2020/273 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili şirketin medya şirketlerinden … aracılığıyla haberleşme, radyo, TV yayıncılığı ve reklamcılık sektörlerinde faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin zaman, emek, sermaye harcayarak tanınırlık ve bilinirlik düzeyine ulaştırdığı markalarının bugün “…” ana markası altında toplanabilecek nitelikte seri markalardan oluştuğunu, davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil başvurusu gerçekleştirilen 2018/05636 no.lu tasarıma ilişkin başvurunun reddi gerekirken, aksi şekilde karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurusu yapılan tasarımlar ile müvekkili adına kayıtlı bulunan “…” ibareli markaların bilinçli tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek derecede benzer bulunduklarını, müvekkili şirkete ait markalarda “…” ibaresinin asli unsur olduğunu, görsellerde öne çıkarıldığını, davaya konu tasarımda müvekkili şirkete ait markalarda olduğu gibi “…” ibaresindeki “O” harfi üzerinin değiştirilip dikkat çekici unsur eklenerek ön planda tutulduğunu, “O” ibaresi için müvekkili şirkete ait markalarda olduğu gibi kırmızı renk tercih edildiğini, “O” ibaresinin içine, kesilme efekti verilip, yarım dikey ibare konulduğunu, müvekkillere ait markalarda da “O” ibaresinde çeşitli kesik efektlerle oluşturulmuş ve içine benzer ibarelerin yerleştirilmiş olduğunu, davaya konu tasarımda, müvekkili markalarında kullandığı renkler olan mavi ve kırmızı ağırlıklı olarak kullanıldığını, davaya konu tasarımda, müvekkiline ait markalardaki gibi “W” ibaresinin uç kısımlarına keskin detaylar eklendiğini, davaya konu olan tasarım ile müvekkiline ait tescilli markalar arasında ortalama tüketicinin karıştırabileceği ölçüde benzerliğin bulunduğunu, davaya konu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını taşımadığını, davaya konu tasarımın müvekkiline ait tescil edilmiş “…” ibareli markalar gibi logo olarak oluşturulduğunu, davaya konu tasarımın 6769 sayılı SMK uyarınca da yeni ve ayırt edici olmadığını ileri sürerek, YİDK’in 2019-T-253 sayılı kararının iptaline, dava konusu tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararlarının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu tasarımların yeni ve ayırt edici olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı gerçek kişi vekili, müvekkili ile davacıların iş kolunun tamamen farklı olduğunu, müvekkiline ait tasarımların davacıya ait marka ve tasarımlarla ayırt edilemeyecek kadar benzerlik göstermediğini, müvekkiline ait tasarımların görseli ile davacıya ait marka görsellerinin benzer ve karıştırılma ihtimalinin olmadığının açıkça ortada olduğunu, müvekkiline ait tasarımların kendine has ve özgün olup herhangi bir markanın etkisinde kalınarak ya da bir başka markadan esinlenerek yapılmış bir tasarım olmadığını, bu sebeple müvekkilinin kendine özgün ve gerekli nitelikte ayırt edicilik sağlanmış tescilli tasarımlarının hükümsüzlüğünün istenmesinin kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının 2018 05636/(1) ve (2) no.lu tasarımlarının, davacı markaları karşısında genel görünüm itibariyle yeni ve ayırt edici olduğu, dava konusu YİDK kararının yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkiline ait “…” markasının tanınmış marka olduğu hususunun incelenmediğini, davalı şirkete ait dava konusu tasarım yeni ve ayırt edici olmadığını, başvurusu yapılan tasarımlar ile müvekkili adına kayıtlı bulunan … ibareli markaların bilinçli tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek derecede benzer olduklarını, “o” ibaresinin içine davaya konu tasarımda “o” ibaresine alt kısımda kesilme efekti verilip, yarım dikey ibare konulduğunu, müvekkiline ait markalarda da “o” ibaresinin çeşitli kesik efektlerle oluşturulduğunu ve içine benzer ibareler yerleştirildiğini, davaya konu tasarımda, müvekkil markalarında kullandığı renkler olan mavi ve kırmızıyı ağırlıklı olarak kullanıldığını, davaya konu tasarımda, müvekkiline ait markalardaki gibi “w” ibaresinin uç kısımlarına keskin detaylar eklendiğini, davalı yanın kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket ve davalı şirketin aynı sektörde faaliyet göstermekte olup, müvekkil şirketin tanınırlığından ve tasarımlarından faydalanarak kazanç elde etmenin amaçlandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ile tasarım hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, içinde tasarım uzmanlarının da bulunduğu bilirkişi heyetince hazırlanan bilirkişi raporunda, davaya konu tasarımın yeni ve ayırt edici olduğunun açıklandığı, söz konusu raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, buna göre dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini taşıdığı, davanın niteliği gereği davacı markalarının tanınmış olup olmamalarının sonuca bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.