Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1625 E. 2022/1327 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1625 – 2022/1327
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1625
KARAR NO : 2022/1327
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2020
NUMARASI : 2019/13 E. – 2020/169 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararlarının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/09/2020 tarih ve 2019/13 E. – 2020/169 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, 1987 yılından beri faaliyet gösteren, sadece yurt içinde değil yurt dışında da tanınan müvekkilinin yoğun olarak faaliyet gösterdiği “…” asli unsurlu markalarının bulunduğunu, “…” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanının kök unsurunu da oluşturduğunu, davalı şirketin… nolu “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, başvurunun müvekkilinin esas olarak faaliyet gösterdiği 17. sınıf emtia üzerinde tescil ettirilmek istendiğini, başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, dava konusu markanın kullanılmasının haksız rekabet de yaratacağını ileri sürerek, YİDK kararının iptaline ve tescil edilmesi halinde davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, davacı markalarının tanınmış olmadığını, haksız rekabetin de bulunmadığını savunarak, davanı reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki 17. sınıf emtianın davacı markalarında aynen yer aldığı, ancak taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, davaya konu 17. sınıfta bulunan emtiaların genel halk kesimine hitap etmedikleri, 17. sınıf malların hitap ettiği tüketici kesiminin bilinç düzeyinin daha yüksek olduğu, “…” ibaresinin Yunan alfabesinin altıncı harfi anlamına geldiği, “…” ibaresinin gerek Yunan alfabesinin ikinci harfi, gerekse bilgisayar teknolojilerinde yazılım sürümü, dalga boy çeşidi veya bir akvaryum balığı cinsi gibi anlamlarının bulunduğu, bu anlamların ilgili tüketici kesiminde benzer çağrışımlar oluşturmayacağı, bu hale göre davacıya ait “…” esas unsurlu önceki tarihli markalı emtiaları bilen, gören ve bu emtialardan yararlanan 17. sınıftaki emtiaların hitap ettiği nispeten daha dikkatli tüketici kesiminin, davalı şirkete ait “…” esas unsurlu markalı emtialar ile karşılaştığında davaya konu emtialardan yararlanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markanın davacı markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı kurmayacağı, bu nedenle SMK’nın 6/1. maddesindeki koşulların somut olayda oluşmayacağı, tanınmışlığa dayalı itirazların yerinde bulunmadığı, davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraf markalarının okunuş, yazılış ve işitsel olarak birbirine çok benzediğini, tek harf farklılığının ayırt ediciliği sağlamadığını, marka kapsamındaki emtianın da benzer olduğunu, davalının müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, dava konusu markanın kullanılmasının haksız rekabet yaratacağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararlarının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve her ne kadar taraf markalarının ikinci, üçüncü ve dördüncü harflerinin dizilimi ortak ise de markaların ilk harflerindeki farklılığın markaları anlamsal olarak uzaklaştırdığı, ticari kaynak bakımından ayırt ediciliği sağladığı, bu hali ile başvuru ile davacının itiraza mesnet markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, Dairemizin 22/04/2021 tarih ve 2019/2019/1347 E. – 2021/594 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğu, tanınmışlık, haksız rekabet ve kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip