Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1623 E. 2022/1334 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1623 – 2022/1334
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1623
KARAR NO : 2022/1334
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2020
NUMARASI : 2019/102 E. – 2020/190 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/09/2020 tarih ve 2019/102 E. – 2020/190 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” ve “…” olarak tescilli çok sayıda markası bulunduğunu, “… …” ibareli şekil özellikleri değiştirilerek seri marka olarak tescil ettirilmek istenen 2018/97866 sayılı marka başvurusunun davalının “…” ibareli markası mesnet gösterilerek davalı Kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından nihai olarak reddedildiğini, davalının daha önce “…” ibaresi için yaptığı marka başvurusunun müvekkilinin markası ile iltibas teşkil ettiği gerekçesiyle reddedilmiş olduğunu, davalının tescil edilmemiş markası ile müvekkilinin başvurusuna yaptığı itirazın kabul edildiğini, müvekkili şirketin tanınmışlığından faydalanmaya çalışan davalının kötü niyetli olduğunu, YİDK kararınından hatalı olarak “…” markasının Türkiye’de kullanılmadığından bahsedildiğini ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-6564 sayılı kararının iptaline ve dava konusu marka başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, yurt içinde kullanılmayan markanın müktesep hak teşkil etmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacıya ait 2018/97866 sayılı marka başvurusunun koruma kapsamı altında bulunan hizmetler ile redde mesnet alınan davalı şahsa ait 2018/51427 sayılı markanın koruma kapsamı altında bulunan hizmetlerin aynı olduğu, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer oldukları, davacıya ait “…” esas unsurlu marka ile karşılaşan, davaya konu 43.sınıfta bulunan hizmetlerin hitap ettiği makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketicinin, bu hizmetlerden yararlanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markanın davalı şahsa ait markanın serisi bir marka olduğunu düşünebileceği, karşılaştırılan markaların ilk iki hecesinin birebir aynı harflerden oluştukları, son harflerinin de aynı olduğu, ortalama tüketicinin kelimelerin başlangıç kısmına diğer kısımlarına göre ilk bakışta daha çok meyledeceği, davalı şahsa ait önceki tarihli markayı daha önce gören, duyan, anımsayan bu tüketici kitlesinin, markaların başlangıç kısmının aklında daha çok yer eden imajı karşısında, davacıya ait markayı davalı şahsa ait marka ile bağdaştıracağı, bu hususta yanılsamaya düşebileceği, bir kısım tüketicinin markaların farklı olduğunu algılama ihtimalinde bile bu marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı kurabileceği, dolayısıyla markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi hükmü bağlamında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının önceki tarihli 2014/24365 ve 2014/32692 sayılı markalarının tescil tarihleri üzerinden 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği, dava konusu YİDK kararı tarihinde halen hükümsüzlük tehdidi altında bulundukları, dava konusu YİDK kararı tarihinde davacının önceki tarihli markaları bakımından uzun süre kullanım şartının gerçekleşmediği, bu markaların taraflar arasında çekişme konusu olmaktan çıkmadığı, diğer yandan müktesep hak iddiasında, dayanılan önceki tarihli markanın “tescilli olarak uzun süre kullanılması” ifadesinden bu kullanımın, Türkiye’deki bir kullanım olarak anlaşılması gerektiğinin düşünüldüğü, bu anlamda da davacının önceki tarihli markalarını Türkiye’de kullandığını ispata yarar delillerin YİDK aşamasında dosyaya sunulmadığı, davacının önceki tarihli markalarına dayalı müktesep hak iddiasına ilişkin koşulların somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, Ankara 5. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 02/09/2020 tarih ve 2019/174 E.- 2020/140 K. sayılı ilamıyla davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verildiğini, müvekkilinin önceki tarihli “…” ibareli markasının şekil ve özelliklerini değiştirerek yaptığı başvurunun hukuka uygun olduğunu, müvekkilinin seri marka oluşturmaya çalıştığını, kararda belirtilenin aksine müvekkilini eski tarihli markasını kullandığını, “…” ibaresinin Kars yöresine ait bir ekmek ismi olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve müvekkilinin marka başvurusunun tesciline karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markalarını oluşturan ibareler arasındaki yüksek benzerlik ve başvurunun davalının itiraza mesnet markası kapsamı ile aynı hizmetler yönünden tescil ettirilmek istenmesi karşısında markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas bulunduğu ve davacının önceki tarihli markalarının başvuru açısından müktesep hak oluşturmayacağı yönündeki değerlendirmelerde bir isabetsizlik bulunmadığı, YİDK kararının iptali talebiyle açılan bu davanın YİDK karar tarihindeki hukuki durum esas alınarak değerlendirileceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.