Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1622 E. 2022/1393 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1622
KARAR NO : 2022/1393
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2018
NUMARASI : 2017/345 E. – 2018/263 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tasarım ile ilgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/06/2018 tarih ve 2017/345 E. – 2018/263 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin 20 ilde cafe ve restoran işletmeciliği yaptığını, “…” ibareli 43. sınıf hizmetleri içeren … nolu ve “…” ibareli 43. sınıf hizmetleri içeren … nolu markalarının tescilli biçimde kullandığını, müvekkilinin, önceki kazanılmış haklarına dayanarak 15/08/2016 tarihinde 2016/5602-1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 sayılı tasarım tescil başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin 2012/6923 ve 2012/1900 nolu tasarımları ile… nolu markasını mesnet göstererek yaptığı itiraz üzerine Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararıyla 2016/5602-1 ve 2 nolu tasarımların iptaline karar verildiğini, oysa müvekkilinin başvurusunun konusu olan tasarımlar ile redde mesnet alınan tasarım ve markaların tamamen farklı olduğunu, başvuru konusu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasfına sahip bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2017/T-561 sayılı kararının iptaline ve 016/5602-1 ve 2 nolu tasarımların tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket, davaya cevap vermemiş, bilahare davalı vekili davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davaya konu tasarımın bir kafenin iç yerleşim düzeni olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın başvuru konusu tasarımlarda “… ibaresinin bulunmasından kaynaklandığı, bir markanın aynısı veya benzerinin karışıklığa yol açacak biçimde aynı tür ürün ve hizmetlerin sunumunda kullanılmasının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davacının işletmesinin yerleşim düzeninde “…” ibaresinin kullanıldığı görselin tasarım tesciline konu edilmesinin 554 ve 556 sayılı KHK sisteminde marka hakkını ihlal eden bir eylem olduğu, zira bu halin markanın köken gösterme işlevi bakımından karışıklığa neden olacağı, zira ortalama tüketicilerin her iki markanın aynı işletmeye ait olduğu veya idari veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde yanılgı yaşayacaklarının yüksek ihtimal olduğu, ancak davacı şirketin de “… …+şekil” ibareli 43. sınıf hizmetleri içeren … nolu markasının bulunduğu, redde mesnet davalı muterize ait… sayılı markanın, davacının marka tescil başvurusuna göre öncelik hakkına sahip olduğu, marka hukukunda tescilde öncelik ilkesinin geçerli bulunduğu, tescilde öncelik ilkesine göre, marka olarak tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir işaretin karışıklığa neden olabilecek aynı veya benzerinin, daha sonra aynı veya benzer mal ve hizmetler için başkası tarafından marka olarak seçilip tescil ettirilemeyeceği, işareti önce tescil ettirenin, markanın sahibi olacağı, taraflara ait eski tarihli markaların ilk olarak …’na ait bulunduğu, onun tarafından … A.Ş.’ye devredildiği, son olarak anılan şirket tarafından… sayılı markanın davalı muterize, … sayılı markanın da davacıya devir olunduğu, tescilde öncelik ilkesinin birden fazla tescilin bulunduğu herhalde geçerli bulunduğu, buna göre tescil sahibinin aynı kişi olmasıyla farklı kişi olması arasında bir farklılık olmadığı, tescilde öncelik ilkesinin, birden fazla markanın sahibi olan kişi tarafından markaların farklı kişilere devri halinde de varlığını sürdürmeye devam edeceği, devrin ilkenin hukuki etkisini sona erdirmeyeceği, anılan hukuki ilkenin doğal sonucu olarak, yargılama konusu bakımından davalı muterizin davacı tasarım tescil başvurusuna itiraz hakkının bulunduğu, şu hale göre davacının tasarım başvuru tarihinden önceki tarihli markasının, davacının yargılama konusu olan son başvurusu için kazanılmış hak oluşturmasının mümkün olamayacağı, başkasına ait marka hakkına tecavüz oluşturan bir tasarım başvurusunun reddinin gerektiği, yerleşik yargı uygulamasının da bu yönde olduğu, zira 6769 sayılı SMK’nın 67/2. maddesine dayalı olarak bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içeren tasarıma yapılan itiraz üzerine, SMK’nın 68/5.maddesi uyarınca itirazın kabul edilmesi hâlinde sadece o kısmın tescilinin hükümsüz kılınacağına ilişkin bir hüküm 554 sayılı KHK’da bulunmadığı, bu sebeple, davacının tasarımının marka unsuru çıkarılsa bile yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşıyıp taşımadığı yönünde ayrı bir inceleme yapılmasına da gerek görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkiline ait tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasfını taşıdıklarını, yerel mahkeme kararının marka hukukunun bütünsellik ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin sahip olduğu markaları korumak, geliştirmek ve seri marka yaratmak amacıyla ciddi yatırım yaptığını, tasarımların tescil ettirilmemesi halinde müvekkilinin ticari hayatının olumsuz etkileneceğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, tasarım tescil başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın her iki tarafın da “…” esas unsurlu markaları kullanmaları ve davacının tescil ettirmek istediği mağaza içi yerleşimine ilişkin 1 ve 2 nolu tasarımlarda davalının markasını oluşturan ibarenin yer almasından kaynaklandığı, davacının tasarımının tescil edilmesi halinde davalının marka hakkını ihlal edeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip