Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1610 E. 2023/206 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1610
KARAR NO : 2023/206
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020
NUMARASI : 2017/271 E. – 2020/210 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU : Tasarım Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Tasarıma Tecavüzün Durdurulması, Maddi-Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/09/2020 tarih ve 2017/271 E. – 2020/210 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin tasarlayarak ürettiği … sıra nolu tasarımların, davalı tarafından taklit edilmek suretiyle davalıya ait “www…com” adlı internet sitesi üzerinden … kodları ile ticaret mevkine konulduğunu ve satışa arz edildiğini, davalının bu eyleminin tespiti üzerine Ankara 67. Noterliğinden ihtar çekildiğini, ancak buna rağmen davalının eylemlerinin devam ettiğini, Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/13 D.İş sayılı dosyası ile de davalının dava konusu eylemlerinin 6769 sayılı SMK’nın 81. maddesi kapsamında ihlal niteliğinde olduğunun tespit edildiğini, davalının bu eylemlerinin aynı zamanda TTK hükümlerine göre haksız rekabet de teşkil ettiğini ileri sürerek, davalının müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, vaki tecavüzün durdurulması ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00.-TL. maddi ve 30.000,00.-TL. manevi tazminatın tespit tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini 22.465,21.-TL olarak arttırmıştır.
Davalı vekili, davacının kısmi dava açma hakkının bulunmadığını, uğradığı maddi zararı bilememesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkili ile davacının uzun süre ticari rekabete uygun çalıştıklarını, davacı ihtarına kendilerinin de noter kanalı ile ihtar keşide etmek suretiyle itiraz ettiklerini, yine davacı tarafından yapılan tespite de aynı şekilde itirazda bulunduklarını, dava konusu ürünlerin farklı ürünler olduğunu, dava konusu ürünlerin müvekkili tarafından hiçbir şekilde satılmadığını, bu durumun defter kayıtları ile de tespit edilebileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı tarafın internet sitesinde yayınlanmış olan … kodlu tasarımları ile davacı adına tescilli … sıra sayılı tasarımların, 6769 Sayılı SMK.’nun 56. maddesi 5. fıkrası kapsamında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktıkları genel izlenimlerin benzer olduğu, davalının bu eyleminin davacı şirketin tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davalının, tasarımı lisans sözleşmesi yoluyla kullanmış olsa idi davacıya ödemesi gereken lisans bedelinin 22.465,21.-TL olduğu, bu tutarda maddi tazminat ve 15.000,00-TL manevi tazminat isteminin yerinde bulunduğu, hükmün ilanında davacının menfaatinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının, davacı şirketin tasarım hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, tecavüzün durdurulmasına, davalıya ait “www…com” adresinde … kodu ile yer alan ürünlerin yayının durdurulmasına, 22.465,21-TL maddi ve 15.000,-TL manevi tazminatın, tespit tarihi olan 17/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme karar özetinin masrafı davalıdan alınmak üzere ülke çapında yayın yapan 3 gazeteden birinde yayınına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava konusu alacakların ıslah tarihinde zaman aşımına uğradığını, bedel arttırım talebine karşı da zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davacının dava dilekçesinde SMK’nın 150. maddesine göre tazminat istediğini, ancak mahkemece SMK’nın 151. Maddesine göre tazminata hükmedildiğini, davacının SMK’nın 151/2-a maddesine göre tazminatın belirlenmesini talep ettikten sonra ıslahla dahi bu seçimlik hakkını değiştiremeyeceğini, davacının, tespit yapıldığı tarihte kendi tasarımlarını kendi isteğiyle internet üzerinden yayınladığını, bu nedenle maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğini, mahkemece ihlal iddiası bakımından 2 bilirkişi raporu alındığını, bu iki raporun birbirinden farklı olmasına rağmen, niçin ikinci raporun dikkate alınmadığının karar gerekçesinde belirtilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunmadığını, hükmedilen maddi tazminatın sadece davacı delillerine dayalı olarak belirlendiğini, müvekkilinin ürünleri hiç satmadığının belirlenmesi karşısında, davacı cirosunun % 15’i üzerinden hiçbir indirim yapılmaksızın maddi tazminata hükmedilmesinin sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı sonrası, dava konusu ürünlerin internet sitesinde yayınlanmadığını, buna rağmen hükmün ilanına karar verilmesinin yerinde olmadığını, davacının davada ıslah yapması nedeniyle mahkememe masraflarının bir kısmının müvekkilinin sorumluluğunda olmaması gerekirken, tüm masraflardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının yasaya aykırı olduğunu, mahkeme kararının faizi başlangıcı ve türü yönünden de hatalı bulunduğunu, ayırca davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de yanlış hesaplandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili katılma yolu ile istinaf başvurusunda, tarafların sermaye şirketi olması, aynı sektörde faaliyet gösterip rakip bulunmaları, ekonomik durumları, davalının haksız rekabette bulunması, tedbir kararına rağmen eylemlerine devam etmesi nazara alındığında, mahkeme hükmedilen manevi tazminat tutarının yetersiz olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin manevi tazminat talebinin kısmen reddine dair kısmının kaldırılarak manevi tazminat taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE: 1- Dava, tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, tasarıma tecavüzün durdurulması, maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yukarıda özet kısmından da anlaşılacağı üzere, ilk derece mahkemesince davalıya ait ürünlerin, davacının… sayılı tasarımlarından doğan haklarından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmişse de; mahkemece hükme esas alınan 16/02/2018 tarihli bilirkişi raporu ile bu raporu düzenleyen bilirkişilerden alınan ek raporlar ve talimat yolu ile alınan 10/08/2018 tarihli bilirkişi raporu arasında, davalıya ait … kodlu ürünün davacıya ait … tasarımlarla benzer olup olmadığı bu bağlamda bahsi geçen ürünün davacının anılan tasarımdan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı hususlarında çelişki bulunduğundan ve mahkemece de bu çelişki giderilmeden, sebepleri de karar yerinde tartışılmadan, 16/02/2018 tarihli bilirkişi raporu ve bu raporu düzenleyen bilirkişilerden alınan ek raporlara dayalı olarak hüküm kurulması Dairemizce doğru görülmediği gibi mahkemece maddi tazminat yönünden hükme esas alınan 21/01/2020 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmadığından, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmüş ve davacı vekiline SMK’nın 151/2-c maddesi uyarınca tercih ettiği lisans bedelinin tespitine esas olmak üzere lisans sözleşmesi/sözleşmelerini sunması ve yukarıda belirtilen çelişkinin giderilerek, davacı tarafın SMK’nun 151/2-c maddesi uyarınca emsal lisans bedeline göre talep edebileceği yoksun kalınan kazanç tutarının tespiti amacıyla aralarında iki tasarım uzmanı öğretim üyesinden ve bir mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınması için HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşma açılmasına karar verilmiştir.
Dairemizce alınan 23/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalıya ait … kodlu ürün ile davacının … sayılı tasarımının, … kodlu davalı ürün ile de davacının … sayılı tasarımının bilgilenmiş kullanıcı nezdinde bıraktıkları genel izleniminin benzer olduğu açıklanmıştır. Her ne kadar davalı vekilince bu rapora karşı, taraf tasarımlarının karşılaştırılmasının Yargıtay uygulamasına aykırı olarak, sadece tasarımların benzer yönleri dikkate alınmak suretiyle yapıldığı yönünde itirazda bulunulmuşsa da, tasarımlarının karşılaştırmasının, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/14393-2018/5428 E/K sayılı ilamında da belirtildiği üzere, seçenek özgürlüğü kapsamında bilgilenmiş kullanıcı gözetilerek, tasarımlar arasındaki ortak ve farklı özellikler tespit edilip, farklılıkların tasarımın bütününe nazaran bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt ediciliği sağlamaya yetip yetmediğinin belirlenmesi suretiyle yapılması gerektiğinden, Dairemizce alınan bilirkişi raporunda da, tasarımların açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde karşılaştırılması yapılarak bilgilenmiş kullanıcı açısından, davalıya ait bahsi geçen ürünlerin, davacı adına tescilli… sayılı tasarımlarla benzer olduğu tespit edildiğinden, davalı vekilinin rapora karşı itirazları yerinde görülmemiştir. Bu itibarla Dairemizce ve ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi gideren bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunduğu değerlendirilerek hükme esas alınmış ve davalının dava konusu eylemlerinin, davacının… sayılı tasarımlarından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği ve haksız rekabet oluşturduğu kabul edilmiştir.
Bu tespitten sonra, davacının talep edebilceği maddi tazminat miktarının belirlenmesince gelince; davacı taraf maddi zararının, önce SMK’nın 151/2-a maddesi uyarınca tespitini istemiş , sonrada ıslah dilekçesi ile SMK’nın 151/2-c maddesi uyarınca belirlenmesini tercih etmiştir. Burada hemen belirtmek gerekir ki, davalı tarafça SMK’nın 151. maddesi uyarınca seçimlik hakkın belirlenmesinden sonra ıslahla dahi bu seçimlik hakkın değiştirilemeyeceği bir istinaf itirazı olarak ileri sürümüşse de; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/7907 Esas, 2018/1598 Karar ve 01/03/2018 tarihli kararında da belirtildiği üzere, anılan madde kapsamında seçimlik hak kullanıldıktan sonra ıslah ile seçimlik hakkın değiştirilebilmesi mümkün olduğundan, davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
SMK’nın 151/2-c maddesi uyarınca yoksun kalınan kazanç tutarının hesaplanmasında, davalı tarafın dava konusu tasarımları bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedelinin belirlenmesi gerekmektedir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince; davacının bahsi geçen madde kapsamında talep edebileceği tazminat miktarı konusunda 21/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmişse de, anılan rapor tazminat hesabı yönünden hüküm kurumaya ve denetime elverişli değildir. Zira, anılan raporda sadece davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar ile davacı tarafça sunulan faturalar nazara alınarak, davacının cirosu üzerinden lisans bedeli hesaplaması yoluna gidilmiş olup, hesaplamaya esas alınan faturalara konu ürünlerin, davacının… sayılı tasarımlarına ilişkin bulunup bulunmadığı dahi anlaşılmamaktadır. Bu nedenlerle Dairemizce, yukarıda da belirtildiği gibi, davacının SMK’nın 151/2-c maddesi kapsamında talep edebileceği tazminat miktarı belirlenmesi yönünden de bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ve bu kapsamda öncelikle davacı vekiline SMK’nın 151/2-c maddesi uyarınca tercih ettiği lisans bedelinin tespitine esas olmak üzere emsal lisans sözleşmesi/sözleşmelerini sunması için meşruhatlı davetiye tebliği suretiyle süre verilmişti. Ayrıca meşruhatlı davetiyede emsal lisans sözleşmesi sunulmaması halinde, lisans bedelinin belirlenmesinde dosya kapsamında mevcut bulunan bilgi ve belgelerin dikkate alınacağı da ihtar edilmiştir. Ancak davacı tarafça emsal olabilecek herhangi bir lisans sözleşmesi sunulmamıştır.
Dairemizce alınan 23/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda da davacının talep edebileceği tazminat yönünden, dosya kapsamından davalının ihlal teşkil eden ürünleri sattığına dair ve SMK’nın 151/2-c maddesi kapsamında davacının, davalının dava konusu eylemleri sebebiyle somut bir zararının, fiili kaybının veya yoksun kalınan kazancının bulunduğuna dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığı açıklanarak maddi tazminat koşullarının oluşmadığı bildirilmişse de yukarıda açıklandığı üzere davalının, davacının tescilli tasarımdan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan ürünleri internet sitesinde yayınlaması eyleminin, davacının ekonomik durumunu olumsuz etkileyeceği muhakkaktır. Dairemizce alınan bilirkişi raporunda açıklandığının aksine, zararın oluşması için ihlal teşkil eden dava konusu ürünlerin satılması zorunlu değildir. Bu itibarla, bilirkişi raporunda açıklanan bu görüşlere Dairemizce itibar edilmemiş, dosya kapsamına göre davacı zararının SMK’nın 151/2-c maddesine göre belirlenmesi mümkün olmadığı kanaatine varıldığından ve TBK’nın 50. maddesi uyarınca uğranılan zararın miktarının tam olarak tespit edilememesi halinde hakimin, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleme yetkisi bulunduğundan Dairemizce, dosyadaki veriler de gözetildiğinde lisans bedeli olarak 20.000,00 TL’nin hakkaniyete uygun görülmüş ve anılan tutar hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca, HMK’nın 26. maddesi uyarınca hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Her ne kadar, ilk derece mahkemesince, davalıya ait “www…com” adresinde … kodu ile yer alan ürünlerin yayının durdurulmasına karar verilmişse de davacının bu istemi ihtiyati tedbir talebi ile ilgilidir ve davacının bu istemi ilk derece mahkemesince 15/03/2018 tarihli ara karar ile teminat alınmaksızın kabul edilmiştir. O halde davacının davanın esası bakımından talep sonucunda yer almayan bu isteminde kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalının bu yöne ilişen istinaf itirazları da yerinde görülmüş, Dairemizce davacının dava dilekçesindeki talep sonuçları gözetilerek hüküm tesis edilmiştir.
Diğer taraftan, tasarıma tecavüz nedeniyle maddi tazminat istemli davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği, haksız fiil devam ettiği sürece zaman aşımının işlemeyeceği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/1184-2022/3187 E/K sayılı ilamında da belirtildiği üzere, zaman aşımı süresinde açılan belirsiz alacak davasında, zamanaşımı süresine tabi olmadan dava değerinin arttırılması mümkün olduğu, ilk derece mahkemesince haksız fiilin tespiti tarihi itibariyle, uyuşmazlığın niteliğine göre avans faize hükmedilmesinde, 6769 sayılı SMK’nın 149/1-g maddesi uyarınca da hükmün ilanına karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmediği anlaşıldığından, davalı vekilinin açıklanan yönlere ilişkin istinaf itirazları yerinde bulunmamıştır.
2- Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; davacının istinaf başvurusu sadece mahkemece hükmedilen manevi tazminata ilişkin olup, dava konusu tecavüz eyleminin boyutu, tasarım hakkı tecavüze uğrayan davacının, piyasada oluşturduğu kalite algısı, yarattığı güven ve imajda meydana gelebilecek tahribat ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları gibi veriler nazara alındığında, ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı düşük bulunduğundan, davacının istinaf itirazı yerinde görülmüş, açıklanan husular gözetilerek, davacı yararına SMK’nın 149/1-ç maddesi uyarınca 20.000,00 TL manevi tazminat takdir edilerek hüküm altına alınmış ve Dairemizce hüküm altına alınan tazminatlara davacının talebi ve ilk derece mahkemesinin kabulü gibi tespit tarihinden itibaren faiz işletilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 10/09/2020 gün ve 2017/271 Esas 2020/210 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının dava konusu eylemlerinin, davacının… sayılı tasarımlarından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, davacının tasarımdan doğan haklarına yönelik tecavüzün durdurulmasına,
3-20.000,00-TL maddi tazminat ile 20.000,00-TL manevi tazminatın, 17/04/2017 tespit tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Masrafı davalıdan alınmak suretiyle hüküm özetinin ulusal gazetelerden birinde ilanına,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.732,40-TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı toplamı olan 895,98-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.836,42-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irad kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen tecavüzün tespiti ve önlenmesi talepleri için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacının maddi tazminat davası kısmen reddolunduğundan davalı kendisi vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 2.465,21-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacının manevi tazminat davasının kısmen reddolunduğundan davalı kendisi vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 10.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacının tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 4.950,00-TL bilirkişi ücreti, 409,38-TL posta ve tebligat gideri ile istinaf aşamasında yapılan 7.500,00-TL bilirkişi ücreti, 105,50-TL posta tebligat gideri, 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 13.113,48-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 9.997,84-TL’na 31,40-TL başvurma harcı, 895,98-TL peşin ve ıslah harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 10.928,22-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı tarafından istinaf aşamalarında yapılan 1,00-TL posta masrafı 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 149,6‬0-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 35,54-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
13-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
14-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 256,16-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
15-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 318,40-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya iadesine,
16-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden istinaf aşamasında duruşma açıldığından ve birden fazla duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerince belirlenen 11.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
17-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden istinaf aşamasında duruşma açıldığından ve birden fazla duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerince belirlenen 11.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, duruşmaya katılan davacı vekili, davalı şirket vekilinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda 22/02/2023 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/02/2023

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip