Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1609 E. 2022/1232 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2020
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/06/2020 tarih ve 2019/248 E. – 2020/121 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ve davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,müvekkilinin “…” markası altında meyve – sebze ve diğer yiyecek/içecek ürünlerinden teknoloji ürünlerine kadar müşterilerinin bulunduğu noktada 7/24 getirme hizmetini dünyada bir ilk olarak gerçekleştirdiğini, bu sayede müvekkili markalarının hızlı bir şekilde tanınır hale geldiğini, müvekkilinin “…” markasını 2015 yılından bu yana kullandığını ve yurtdışında da bu hizmetini … hale getirmeyi planladığını, müvekkilinin “…” uygulamasının gerek … gerekse de …. milyonlarca kere indirildiğini, müvekkilinin 2015/28811 sayılı “…” markasını tüm sınıflarda tescil ettirdiğini, 2018/55945 sayılı dava konusu “… …” markasını da müvekkilinin yine markalarının bir devamı olacak şekilde kullanmayı planladığını, ancak müvekkilinin başvurusunun 35. ve 43. Sınıf bir kısım hizmetler bakımından SMK’nın 5/1-b, 5/1-c ve 5/1-ç bentleri uyarınca reddedildiğini, oysa redde mesnet 2014/29366 sayılı ” …” şeklindeki marka ile müvekkili başvurusu arasında SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı gibi müvekkili markasının aynı maddenin b ve c bentleri kapsamında da kalmadığını, dava konusu markanın yuvarlak sarı renkli zemin üzerine müvekkilinin ayırt edici ve tanınmış “…” ibareli tescilli markası ile “….” kelimesinin alt alta getirilmesi ile oluşturulduğunu, sarı renkli yuvarlak zeminin sol tarafına mor renkli çatal görseli, sağ tarafına ise yine mor renkten oluşturulmuş bıçak görselinin konulduğunu, müvekkilinin başvurusunda kullanılan görselin müvekkiline ait önceki markalara çağrışım yapacak şekilde oluşturulduğunu, markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, kaldı ki müvekkilinin tek başına “…” markasının ulaştığı tanınmışlık düzeyi dikkate alındığında, iki farklı kelime ve bir logodan oluşan dava konusu markanın da özgün ve ayırt edici olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili markasının kullanım sonucunda ayırt edicilik kazandığını, müvekkilinin “…” ibaresi üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, ret gerekçesi marka sahibinin markasını hiç kullanmadığını ve kullanmamaya da devam ettiğini,” …” alan adının sadece rezerve edilmiş bir alan adı olduğunu ve hiç kullanılmadığını ifade ederek, … YİDK’nın 26/04/2019 tarih ve 2019/M-3530 sayılı kararının iptali ile, 2018/55945 sayılı “…. …” ibareli markanın tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, başvuruda bütün olarak “… …” ibaresinin ön plana çıktığını, dolayısıyla başvuru ile SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ret gerekçesi markanın ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğunu, dava konusu başvurunun yiyecek – içecek sağlanması hizmetleri bakımından tanımlayıcı bulunduğunu, davacının itiraz aşamalarında sunduğu delillerin dava konusu ibarenin davacı yanca tanıtılmış olduğunu ortaya koymadığını ve markanın davacının verdiği hizmetlerle ilgili olarak algılanmaya başlandığını göstermediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davacının markasının ayırt edicilik taşımadığını, taraf markalarının SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında benzer olduğunu, müvekkilinin 30 yılı aşkın bir süredir yiyecek – içecek sağlanması hizmetlerinde faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin “…. …” markalarının bulunduğunu, “… …” markasını ise 2014 yılında tescil ettirdiğini, davacının 2015 yılındaki kuruluşundan beri kazandığı başarıların bir önemi olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davaya konu 2018/55945 sayılı marka başvurusu kapsamında 35.sınıfta kısmen reddine karar verilen hizmetlerden “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” emtiaları dışında kalan tüm emtialar bakımından ret gerekçesi marka ile başvurunun aynı, aynı tür emtiaları kapsadığı, bununla birlikte markalarını oluşturan işaretler arasındaki özellikle görsel unsurlar yönünden meydana gelen farklılıkların taraf markalarını aynı veya ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olma kriterinden uzaklaştırdığı, kanun yolu incelemesi yapan yüksek mahkemelerce verilen kararlar uyarınca istikrarlı bir şekilde aranılan kriterlerin somut olayda gerçekleşmediği, ayrıca başvurunun 43. Sınıf hizmetler yönünden herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmayan işaretlerden olmadığı gibi yine ilgili hizmetler bakımından da cins, çeşit, vasıf nitelikte vs. özellik bildiri nitelikteki işaretler kapsamında da, raporda açıklanan nedenlerle, değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, işlem dosyasına sunulan birkaç adet delilin, başvurucunun, başvuru konusu markaya kullanım sonucu ayırt edicilik kazandırdığı yönündeki iddialarını ispata elverişli bulunmadığı, işlem dosyasına sunulmayan ve fakat dava dosyasına sunulmuş delillerin YİDK kararının iptal istemi bakımından dikkate alınmasının mümkün olmadığı, … Kurumunun resen verdiği ret kararına karşı açılan iptal davasında davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davalı Kurum aleyhine açılan davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptaline, davalı Şirket aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet markadaki öne çıkan unsurların “… …” ibaresi olduğunu, markalar arasında hem işaretler hemde reddedilen mallar yönünden SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu, öte yandan dava konusu başvurunun 43.1 sınıf hizmetler yönünden tanımlayıcı olduğunu, anılan ibarenin kullanım sonucu ayırt edcici hale gelmediğinin mahkemenin de kabulünde bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu başvurunun ayırt edici olmadığını, tanımlayıcı bulunduğunu, taraf markalarının SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında benzer olduğunu bulunduğu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi hükmünün uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olmasının gerektiği, buna göre dava konusu başvuru ile redde mesnet 2014/29366 sayılı marka arasında bu anlamda bir benzerliğin bulunmadığı, başvuruya anılan madde kapsamında yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, ayrıca uyuşmazlık konusu 43. sınıfın 1. alt grubunda yer alan hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b ve c bentleri kapsamında tescil engeli de bulunmadığı, diğer taraftan ilk derece mahkemesince de isabetli şekilde belirlendiği üzere marka başvurusunun mutlak red nedenlerine dayalı olarak kısmen reddine dair YİDK kararının iptali istemiyle açılan işbu davada SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca redde mesnet alınan marka sahibine husumet düşmeyeceği, hakkındaki dava açıklanan nedenlerle reddedilen davalı Şirketin istinaf isteminde hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar … ve davalı şirket vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ve davalı … … . … Şirketi vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :16/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip