Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1607 E. 2022/1365 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1607
KARAR NO : 2022/1365
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2020
NUMARASI : 2019/188 E. – 2020/148 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesİnce verilen 09/09/2020 tarih ve 2019/188 E. – 2020/148 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkiline ait 2017/116689 sayılı “…” ibareli başvurunun davalı Şirketin itirazı üzerine kısmen reddedildiğini, oysa redde mesnet markanın kullanılmadığını, müvekkilinin 1968’de … bünyesinde… unvanıyla kurulduğunu, 2016’da …’in %75 hisseyi aldığını, unvanın bu tarihten itibaren değiştiğini, müvekkilinin sektörün en büyük firmalarından olduğunu, markanın yurtiçi ve yurtdışında yoğun şekilde kullanıldığını, eskiye dayalı hakkı bulunduğunu, müvekkilinin tek ortağı ve yetkilisi olan …’in gerek yurt içinde gerekse yurt dışında 2.sınıfta tescilli markalarının bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin eskiye dayalı tescilleri nedeniyle kazanılmış hakkının olduğunu, davalının gayrimenkul sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili markasının yüksek ayırt ediciliğinin bulunduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, dava konusu 2019-M-6734 sayılı YİDK kararının kısmi red bakımından iptaline ve tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkili şirketin … tarafından kurulduğunu, turizm ve inşaat alanında faaliyet gösterdiğini, … çatısı altında konut ve karma projelerin geliştirilmesi faaliyetlerini yürüttüğünü, uzun zamandır “…” ibaresini kullandığını, markanın müvekkili şirket ve iştirakleri ile özdeşleştiğini, dava konusu marka ile müvekkiline ait redde mesnet markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvrunun asıl unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğu, buna göre taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer oldukları, zira her iki kelimenin anlamsal bir karşılığı bulunmadığı, bu nedenle ilgili tüketici kesiminde farklı çağrışımlara sebebiyet vermedikleri, esas unsurlarının dört harften oluştuğu, ilk üç harflerinin birebir aynı olduğu, son harflerinin “O” ve “A” olmak üzere farklılık arz ettiği, ancak bu farklılığın iltibas tehlikesini bertaraf etmeye yetecek yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, çünkü gerek “O” harfinin gerekse “A” harfinin kalın ünlü harfler oldukları, bu durumun özellikle işitsel anlamda kelimeleri birbirine yakın kıldığı, redde menset kapsamında yer alan 2. Sınıf mallar ile başvurunun reddedildiği 2. Sınıf malların satışına ilişkin hizmetlerin benzer bulunduğu, dolayısıyla taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının gerçekleştiği, diğer taraftan davacı başvuru sahibinin davalı Kurum nezdinde kullanım ispatı talebinde bulunmadığından işbu dava bakımından da talepte bulunmayacağı, davacının müktesep hakkı olmadığı, zira davacının “…” esas unsurunu barındıran önceki tarihli tescilli markası bulunmadığı, “…” ibareli önceki tarihli tescilli markaların, davacı şirketin tek paylı ortağı dava dışı … …’ye ait oldukları, dava dışı şirket her ne kadar davacı şirketin tek paylı ortağı olsa da, 6102 sayılı TTK hükümleri bağlamında davacı şirketin, dava dışı … …’den ayrı, bağımsız tüzel kişiliği bulunan bir şirket olduğu, davacı şirketin hakim ortağı dava dışı … … ye ait önceki tarihli markaların, davacı bakımından müktesep hak teşkil etmeyeceği, davacının gerçek hak sahipliği ve kötü niyet iddiasının işbu davada tartışılmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, bilikişi raporunda taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığının açıklanmasına rağmen mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, müvekkilinin müktesep hakkı bulunduğunu, müvekkilinin “…” ibaresini yurt içi ve yurt dışında yoğun olarak kullandığını, müvekkili şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan … … şirketinin yurt içi ve yurtdışıında 2. sınıfta tescilli marklarının bulunduğunu, müvekkilinin ticaret unvanı nedeniyle de kazanılmış hakkının bulunduğunu, taraf markalarının uzun süredir birlikte var olduğunu, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunmadığını, farklı sektörde faaliyet gösterdiklerini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli ibareli başvuru ile redde mesnet 2012/19348 sayılı “…” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet 2012/19348 sayılı marka kapsamında yer alan 2. Sınıf mallar ile başvuru kapsamından çıkarılan 2. Sınıf malların satışına özgü 35. Sınıf mağazacılık hizmetlerinin benzer olduğu, iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas olduğundan, tarafların fiilen farklı sektörlerde faaliyet göstermelerinin sonuca bir etkisinin bulunmadığı, dava konusu başvurunun asli unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, başvuruda yer alan diğer ibarelerin uyuşmazlık konusu hizmetler bakımından ayırt ediciliğinin bulunmayan tali unsur niteliğinde bulunduğu , redde mesnet “…” ibareli marka ile dava konusu başvurunun asli unsurunu oluşturan “…” ibaresi arasındaki tek harften kaynaklanan farkılığın marklar arasındaki benzerliği ortadan kaldırmaya yetmediği, ayrıca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu, bu itibarla ilk derece mahkemesince aksi yönde tespitler içeren bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, diğer taraftan gerçek hak sahipliği iddiasının işbu davada dinlenemeyeceği gibi dava konusu ibarenin aynı zamanda davacının ticaret unvanında yer almasının da başvurunun tesciline olanak sağlamadığı, davacının müktesep hak iddialarının da yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davacıdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :17/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip