Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1600 E. 2022/1229 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/09/2020 tarih ve 2019/169 E. – 2020/279 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ve davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ve “…'” ibareli markaları bulunduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararıyla kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 19. sınıfta yer alan mallar ve 35. Sınıfta yer alan bir kısım hizmetlerin çıkarıldığını, oysa taraf markaları arasında başvuru kapsamında kalan tüm hizmetler yönünden iltibas bulunduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, SMK 6/5. Madde kapsamında da başvurunun tescili engeli bulunduğunu, davalının aynı zamanda kötüniyetli olduğunu, davaya konu başvurunun haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek YİDK’nın 2019-M-1466 sayılı kararının iptali ile tescili halinde 2017/64099 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davaya konu marka başvurusunda bulunan “…” ibaresinin volkanik bir kayacın adı olduğunu, bu maddenin her türlü yapıda iç ve dış duvar yapı elemanı olarak kullanıldığını, sektörde anlamının herkesçe bilindiğini, davaya konu başvuruda esas marka algısını yaratan unsurun “…” kısmı olduğunu, markaların bütüncül olarak incelenmesinin gerektiğini, “…” ibaresini duyan tüketicilerin aklına her ihtimalde tek başına davacının gelmeyeceğini, benzer bir uyuşmazlıkta Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/357 E. – 2016/69 K. Sayılı dosyasında verilen kararın da aynı yönde olduğunu, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markalarının benzer bulunmadığını, başvurudaki ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğunu, müvekkilinin 15 yıl aşkın süredir inşaat malzemeleri ürettiğini ve müşteri çevresinin “…” ibaresinin teknik anlamını bildiğini, … marka sicilinde “…” ibaresini içeren ve 19, 35 ve 38. Sınıflarda tescilli çok sayıda marka bulunduğunu, markaların benzer olmaması nedeniyle SMK md. 6/4 ve 6/5.’in uygulama şartlarının oluşmadığını, davacının haksız rekabet iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında, başvuru kspamında kalan tüm hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi uyraınca iltibas koşullarının oluştuğu, her ne kadar bilirkişi raporunda 37 sınıf “inşaat hizmetleri , inşaat araç ve gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması” hizmetleri bakımından bu hizmetleri tüketen kişilerin bilinçli olduğu ve karıştırma ihtimali olmadığı belirtilmiş ise de soyut beyanlarla bu sonuca varıldığı, inşaat hizmetlerinin çok geniş olarak yorumlanabileceği ve buradaki tüketicinin de her zaman bilinçli tüketici olarak kabul edilemeyeceği, öte yandan somut olayda SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddesindeki koşulların oluşmadığı, kötüniyet iddiasının da ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptali ile dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı … vekili, davacının … ibareli markaları ile dava konus başvuru arasında iltibasa neden olacak düzeyde bir benzerliğin bulunmadığını, başvuruda yer alan “…” ibaresinin ibaresinin volkanik bir kayacın adı olduğunu, bu maddenin her türlü yapıda iç ve dış duvar yapı elemanı olarak kullanıldığını, sektörde anlamının herkesçe bilindiğini, davaya konu başvuruda esas marka algısını yaratan unsurun “…” ibaresi olduğunu, davacı tarafça yaratılmayan oldukça basit olan “…” ibaresinin farklı eklerle veya kelimelerle kullanılması halinde davacıyı çağrıştırmayacağını, farklılığın tüketici nezdinde algılanabilir nitelikte bulunduğunu, nitekim benzer bir uyuşmazlıkta ” …” ibareli markanın davacı marklarıyla iltibas oluşturmayacağı kabulüyle verilen Ankara 2 FSHHM’nin 2015/375 E-2016/69 sayılı kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, bilirkişi raporunda 37 sınıf “inşaat hizmetleri , inşaat araç ve gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması” hizmetleri bakımından iltibas bulunmadığı belirtilmesine rağmen ilk derece mahkemesince hiç bir somut gerekçe belirtilmeden aksi yönde değerlendirme yapıldığını, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, başvuruda yer alan “…” ibaresinin bir materyali ifade ettiğini ve sektörde yaygın olarak kullanıldığını, başvuruda asli unsurun “…” ibaresi olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK Kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasını incelenmesinden; davalı Şirketin 19., 35.(1-2-3-4-5(1’den 34’e kadar olan tüm sınıflarda yer alan malların satışına özgü mağazacılık hizmetleri)) ve 37. sınıf mal ve hizmetlerde tescili için 2017/67099 sayılı, “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, davacının başvuruya yaptığı itirazının YİDK’ın 2019-M-1466 sayılı kararıyla nihai olarak kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 19. sınıf malların tamamı ile 35. sınıfın 1-2-3-4 alt grubunda yer alan hizmetler ve 5. alt grupta 7. ve 19. sınıf malların satışına özgü mağazacılık hizmetlerinin çıkarıldığı, anılan kararın davacı tarafa 04/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve işbu davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 02/05/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesinin kabulü ve davalıların istinaf itirazları gözetildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraf markaları arasında , başvuru kapsamında bırakılan 35/5 ve 37 sınıf hizmetler yönünden SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas koşullarının oluş oluşmadığı noktasındadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1. maddesi uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Burada öncelikle iltibas (karıştırılma) kavramının da açıklanması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408-409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir. Öte yandan, markaların ayırt edicilik güçlerinin de iltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekmektedir. Zira, ayırt edici niteliği zayıf olan markalar yönünden iltibas ihtimali daha düşük olacaktır. Diğer bir deyişle, tescili istenilen mal ve hizmetleri, diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt etme gücü düşük kalan, zayıf marka olarak nitelendirilebilecek markaların koruma alanı daha dar bulunmaktadır. Böyle durumlarda, küçük farklılıklar dahi tescil olunmak istenen markaya ayırt edicilik kazandırabilecektir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, dava konusu başvurunun kapsamında 35/5 (7. ve 19. sınıf mallar dışında 1’den 34’e kadar olan tüm sınıflarda yer alan malların satışına özgü mağazacılık hizmeti ) ve 37. sınıf hizmetler yer almakta olup, davacının itirazına mesnet markaları da aynı sınıflarda tescilli olduğundan somut olayda emtia benzerliğine ilişkin koşulun gerçekleştiği anlaşılmıştır.
İşaretlerin karşılaştırılmasına gelince, dava konusu marka “…” ibaresinden oluşmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere markada yer alan “…” kelimesi volkanik kökenli, silikat esaslı, camsı ve gözenekli, hafif, ısı ve ses yalıtım amaçlı, gözenekli bir yapı malzamesini ifade ettiğinden 37. sınıftaki “inşaat hizmetleri, inşaat araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” yönünden tanımlayıcı niteliktedir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/1199- 2020/226 E/K sayılı ilamında da aynı tespitlere yer verilmiştir. O halde, 37. Sınıf “inşaat hizmetleri, inşaat araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” yönünden bu ibare dikkate alınmadan değerlendirme yapılması, bunun dışında kalan mal ve hizmetler yönünden ise anılan kelime tanımlayıcı bir nitelik taşımadığından markanın bütünü dikkate alınarak iltibas değerlendirilmesinin yapılması gerekmektedir.
Buna göre, davacının mesnet markaların asli unsurunu “…” ve “…” kelimelerinin oluşturduğu, dava konusu markanın asli unsurunun ise “…” ibaresinden oluştuğu, mesnet markaların asli unsuru, dava konusu markada da asli unsur olarak aynen kullanıldığından, markalar arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil iltibas tehlikesinin bulunduğu, öte yandan davacının “…” asıl unsurlu seri markalarının olduğu, başvurunun tescili halinde bu seri markaların arasına sızmasının kaçınılmaz bulunduğu anlaşıldığından dava konusu marka kapsamında 37. Sınıftaki” inşaat hizmetleri, inşaat araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” dışında kalan sınıflarda dava konusu marka ile davacının mesnet markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas koşullarının oluştuğu kanaatine varılmış olup ilk derece mahkemesinin 37. Sınıftaki ” inşaat hizmetleri, inşaat araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” dışında kalan sınıflar yönünden taraf markaları arasında iltibas bulunduğu kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden davalılar vekillerinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde bulunmamıştır.
Ancak, yukarıda açıklandığı üzere, “…” ibaresinin 37. Sınıftaki” inşaat hizmetleri, inşaat araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” yönünden tanımlayıcı nitelik taşıdığı, başka ibarelerin ilavesi sureti ile herkesçe kullanılabileceği, somut uyuşmazlıkta da “…” ibaresi ile başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlandığı, sonuç olarak anılan hizmetler yönünden taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince bahsi geçen hizmetler yönünden de taraf markaları arasında iltibas bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden Dairemizce davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ve davalı şirket vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/09/2020 gün ve 2019/169 E. – 2020/279 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile, … YİDK’ın 02.03.2019 tarih, …. sayılı kararının 35/5 sınıfta yer alan tüm hizmetler ile 37. sınıfta yer alan “Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” yönünden KISMEN İPTALİNE
3-Davalı Şirket adına tescil bulunan 2017/64099 sayılı ve “…” ibareli markanın 35/5 sınıfta yer alan tüm hizmetler ile 37. sınıfta yer alan “Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE
4-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00,TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00,TL bilirkişi ücreti, 233,10.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 27,50.TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.060,60.TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek bu orana tekabül eden 1.030,30.TL’ye, 44,40.TL başvurma harcı, 44,40.TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.119,10.TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı şirket tarafından istinaf aşamasında 33,50.TL posta masrafı, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 182,10.TL’nin davanın kabul ret oranına göre takdiren 91,05.TL’sinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
10-Davalı … tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek 74,30,TL’nin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
11-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
12-Davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesine,
13-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/10/2022

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.