Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1598 E. 2022/1440 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1598 – 2022/1440
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1598
KARAR NO : 2022/1440
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2020
NUMARASI : 2019/89 E. – 2020/198 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/09/2020 tarih ve 2019/89 E. – 2020/198 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … Hiz. A.Ş. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin enerji, telekom, tekstil, inşaat, gayrimenkul, finans ve madencilik gibi pek çok sektörde faaliyet gösteren ve bugün için Türkiye’nin en prestijli şirketlerini bünyesinde barındıran, ulusal ve uluslararası alanda faaliyet gösteren bir şirketler topluluğu olduğunu, …nolu “… + şekil” ibareli markanın 35, 38, 41 ve 42. sınıf mal ve hizmetlerde tescili için yaptıkları başvurunun davalı şirketin “…” ibareli markalarını mesnet göstererek yaptığı itiraz üzerine 35, 38 ve 42. sınıf hizmetler yönünden kısmen reddedildiğini, oysa markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal açıdan benzerlik bulunmadığını, davalının markalarının zayıf nitelikte olduğunu, zayıf markaların koruma kapsamının dar yorumlanması gerektiğini, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, dava konu sınıflarda tescilli “…” ibareli başka markaların da bulunduğunu, talep edilen sınıfların dikkat seviyesi yüksek tüketici kitlesine hitap ettiğini, başvuruya itirazın kötü niyetli olduğunu, davalının markalarını fiiliyatta depo markası olarak kullandığını ileri sürerek, YİDK’nın 25/12/2018 tarih, 2018-M-10788 sayılı kararının iptali ile müvekkili markasının 35, 38, 41 ve 42. sınıflarda tescil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkilinin … Bankası’nın %100 iştiraki olduğunu, internet bankacılığının kullanımını yaygınlaştırmak ve internete bağlı müşteri sayısını artırmak amacı ile 1999 yılında kurulduğunu, müvekkilinin 09, 35, 38 ve 42. sınıflarda tescilli “…” ibareli seri markalarının bulunduğu, müvekkiline ait seri markaların kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandığını, dava konusu markanın müvekkiline ait seri markaların bir yenisi olarak algılanacağını, başvurunun müvekkilinin markalarının tanınmışlığından ve kitle anlayışından yararlanmaya çalıştığını, davacının “…” ibaresinin verilen hizmetle bağlantılı olmayan ayırt edici niteliğe sahip bir ibare olduğuna ilişkin beyanlarının mesnetsiz olduğunu, taraf markalarının tüketici nezdinde karışıklık yaratacak düzeyde benzediğini, orta düzey tüketicilerin markalar arasında bağ kurmasının yeterli olacağını, kötü niyet iddialarının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu …sayılı marka kapsamında reddine karar verilen 35, 38 ve 42. sınıf hizmetlerin tamamının davalı yanın ret gerekçesi markaları kapsamındaki hizmetlerle aynı, aynı tür ya da benzer nitelikte oldukları, ancak dava konusu “…” ibaresi ile ret gerekçesi davalı markalarının, bilinç düzeyi yüksek ilgili tüketiciler nezdinde, salt ayırt ediciliği zayıf olan “…” ibaresinin ortaklığı nedeniyle, benzerliğinden ve ilişkilendirilme ihtimalinin bulunduğundan söz edilemeyeceği, markalardaki farklı bileşenlerin, markaların birbirinden ayırt edilmesine elverişli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, YİDK’nın 25/12/2018 tarih ve 2018/M-10788 sayılı kararın iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraf markalarının tertip tarzının aynı olduğunun mahkemece de kabul edildiğini, markaların soldan sağa okunması ilkesi gereğinde ilk algılananın “…” ibaresi olduğunu, ibarenin markada vurguyu taşıdığını, “…” ibaresinin markalar arasındaki iltibası kaldırmaya yeterli olmadığını, tescil talebinin ayrıca ve açıkça reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, taraf markalarının oluşturuluş biçimlerinin benzer olduğunu, markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, orta düzey alıcıların herhangi bir bağ kurmasının dahi yeteceğini, müvekkilinin “…” ibareli markalara kullanımla ayırt edicilik kazandırdığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu, anlamı itibariyle marka içinde vurguyu kendisinden sonra gelen ibareye yoğunlaştıracağı, davalı şirketin itiraza mesnet “…” ibareli markalarının “…” gibi teknik kelimeler içerdikleri, dava konusu markadaki “…” ibaresinin şekil unsuru ile birlikte davacının markasının davalının markalarından yeterince farklılaşmasını sağladığı, tüketiciler nezdinde taraf markalarının ilişkilendirilmesi de dahil karıştırılması ihtimalinin bulunmadığı, aksi yöndeki YİDK kararının iptalinin yerinde olduğu, diğer yandan davalı Kurum vekili, istinaf itirazlarında tescil talebinin ayrıca ve açıkça reddinin gerektiğini ileri sürmüş ise de, tescil talebinin fer’i nitelikte bir talep olduğu ve Dairemizce işin esasına yönelik farklı bir karar verilmediği anlaşılmakla, davalılar … ile … Hiz. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ile … Hiz. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar … ile … Hiz. A.Ş. tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar … ile … Hiz. A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.