Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1584 E. 2022/1366 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1584
KARAR NO : 2022/1366
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI : 2018/367 E. – 2019/298 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Türk Patent YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/06/2019 tarih ve 2018/367 E. – 2019/298 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: :Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin “… …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik olduğunu, tescil edilmek istenen 5. Sınıf mallar yönünden emtia benzerliği şartının gerçekleştiğini, dava konusu markanın müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, ileri sürerek 06.08.2018 tarih ve 2018-M-6218 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu başvurunun tescili halinde 05. sınıfın 02. alt sınıfında yer alan emtialar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkinine, karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davadaki hükümsüzlük istemi yönünden davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markalarında ortak olan “…” ibaResinin uyuşmazlık konusu mallar bakımından ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin yeterli ayırt ediciliği sağladığı, davacının sadece “…” ibareli markalarının tanınmışlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle YİDK kararının iptali istemine ilişkin davanın reddine, hükümsüzlük talebinin de feragat nedeniyle reddine karar verildmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkili adına tescilli “…” ibareli markaların ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, bu yönde mahkeme kararları bulunduğunu, dava konusu marka ile itirazlarına mesnet markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkili markalarının asli unsuru olan”…” ibaresini aynen içerdiğini, “…” ibaresinin ayırt edicilik sağlamadığını, iltibas incelemesi yapılırken ortalama tüketici kriterinin yok sayıldığını, dava konusu markanın müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ve ayırt ediciliğini zedeleyeceğini, ilk derece mahkemesi kararının müvekkili markaları hakkında verilen ve kesinleşen mahkeme kararlarına aykırı bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemi ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı gerçek kişinin “… … ” ibaresinin marka olarak tescili için 21/09/2017 tarihinde davalı Kuruma başvurduğu, başvuru kapsamında 3. ve 5. sınıfta yer alan malların bulunduğu, başvurunun ilanı üzerine davacı Şirketin … sayılı ve “….”, “… şekil” “…”,” … …”, “… … şekil”, “… …”, “… …” ve “…+” ibareli markalarına dayalı olarak iltibas ve tanınmışlık iddiasıyla itiraz ettiği, davacı itirazının Markalar Dairesince reddine karar verildiği, davacı tarafın bu karara karşı itirazının da YİDK’In 2018-M-6218 sayılı kararıyla reddedildiği, anılan kararın davacı tarafa 08/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, işbu davanın 2 aylık hak düşürücü süre içerisinde 26/09/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince taraf markaları arasında iltibas koşullarının oluşmadığı, davacının itirazına mesnet “…” ibareli markalarının tanınmışlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle YİDK kararının iptali istemine yönelik davanın reddine, marka hükümsüzlüğü istemi yönünden açılan davanın da feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olup davacının istinaf itirazları gözetildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı, aynı Kanun’un 6/5 maddesi maddesi uyarınca başvurunun tescili engeli bulunup bulunmadığı noktasındadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; davacı vekili 17/01/2019 tarihli ön incelme celsesinde marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, ilk derece mahkemesince de davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olup, davacı vekilinin dosyada bulunan vekaletnamene ve yetki belgesi uyarınca davadan feragate yetkili olduğu, esasen davacının bu yönden karara karşı istinaf itirazında da bulunmadığı anlaşılmakla marka hükümsüzlüğü istemi yönünden Dairemizce de bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Ayrıca , davacı vekili dava dilekçesinde marka hükümsüzlüğü istemini başvuru kapsamında 05. sınıfın 02. alt sınıfında yer alan mallarla sınırlandırmasına rağmen YİDK kararının iptali istemi yönünden böyle bir sınırlandırma yapmadan YİDK kararının iptalini talep ettiğinden ve davacı tarafça davalı Kurum nezdindeki itirazlarında başvuruya , başvuru kapsamında 3. ve 5. Sınıfta yer alan tüm mallar yönünden itiraz edildiğinden iltibas değerlendirmesinin başvuru kapsamında yer alan tüm mallar nazara alınarak yapılması gerekmiştir. Yine davacı vekili dava Kurum nezdindeki itiraz dilekçelerinde; itirazın nedeni markalar kısmında…sayılı markalarına yer vermekle birlikte itiraz dilekçeleri içeriğinde bu markalar yanında …sayılı marklarına da dayandığından Dairemizce yapılan iltibas değerlendirmesinde davacının bu markalarının da dikkate alınması gerekmiştir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya bakıldığında, dava konusu başvuru kapsamında 3. ve 5. sınıf mallar yer almaktadır. Dosya kapsamında bulunan marka tescil belgeleri ve mahkemece alınan bilirkişi raporundaki emtia karılaştırma tablosundan anlaşılacağı üzere davacının itirazına mesnet markaları genel olarak 5,29,30,32. Sınıf mallarda tescilli olup … sayılı markaları kapsamında 5. Sınıfta yer alan mallar başvuru kapsamında bulunan 5. Sınıf mallarla aynı/aynı tür olduğundan dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet …, sayılı markaları arasında uyuşmazlık konusu 5. sınıf mallar yönünden emtia benzerliği şartının gerçekleştiği, bunun dışında başvuru kapsamında yer alan 3. sınıf mallar yönünden ise böyle bir benzerliğin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tarafların marka işaretlerinin karşılaştırılmasına gelince ,yukarıda da belirtildiği üzere emtia benzerliğine ilişkin şart davacının itirazına mesnet …, sayılı markaları yönünden gerçekleştiğinden iltibas değerlendirmesinin bu markalar dikkate alınmak suretiyle yapılması gerekmektedir. Buna göre; davacının anılan markaları “…”,” … …”, “… … “, “… …” ibarelerinden, dava konusu başvuru da “… …” ibaresinden oluşmaktadır. Görüldüğü üzere “…” ibaresi dava konusu başvuruda asli unsur olarak yer almaktadır. Davacının bahsi geçen itirazına mesnet markalarında yer alan “…” ibaresi davacı şirketin şemsiye markası olup, markalardaki diğer unsurlar da tanımlayıcı nitelikte bulunduklarından, itiraza mesnet davacı markalarınının asli unsurunu da “…” ibaresi oluşturmaktadır. Bir markanın tescilli olduğu sürece korunması asıl olup, “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin düşük olduğu kabul edilse dahi Dairemizce bu ibarenin dava konusu başvuruda da asli unsur olarak kullanıldığı ve başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlanmadığı kanaatine varıldığından dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet …, sayılı markaları arasında , başvuru kapsamında yer alan 5. sınıf mallar yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, en azından ortalama tüketicilerce markaların ilişkilendirileceği ya da başvurunun davacı Şirketin seri markalarından biri olarak algılanacağı kabul edilmiştir. Nitekim “…” ibareli başvuruyu, davacının işbu davada da itirazına mesnet olan “…” ibareli markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/1732 E-2021/2426 K sayılı ilamında ve somut uyuşmazlıkta olduğu gibi 5. sınıfın tüm alt gruplarında yer alan mallar yönünden tescili istenen “…” ibareli başvuru ile davacının yine işbu davada itirazına mesnet markaları arasında iltibas koşullarının oluştuğunun kabul edildiği Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/14455 E-2017/2327 K sayılı ilamında da aynı sonuçlara ulaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Diğer taraftan davacı taraf somut olay bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluştuğunu ileri sürmüşse de mahkemece alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davacının sadece “…” ibareli markalarının tanınmışlığı ispat edilemediğinden bu iddiası yerinde bulunmamıştır.
Sonuç olarak; dava konusu “… …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet … sayılı “…” asıl unsurlu markaları arasında , uyuşmazlık konusu 5 sınıf mallar yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğu bunun dışında başvuru kapsamında kalan 3. sınıf mallar önünden taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı gerekçesiyle YİDK kararının iptali istemine ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden Dairemizce davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/06/2019 gün ve 2018/367 E. – 2019/298 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-YİDK kararının iptali istemine ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile, … YİDK’ın 06.08.2018 tarih ve 2018-M-6218 sayılı kararının 5. Sınıf mallar yönünden KISMEN İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine
3-Marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00,TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00.TL bilirkişi ücreti, 232,00.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 114,80.TL tebligat ve posta gideri, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 2.295,40.TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek bu orana tekabül eden 1.147,70.TL’ye, 35,90.TL peşin harç, 35,90.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.219,50.TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :19/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip