Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1583 E. 2022/1230 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2020
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/10/2020 tarih ve 2019/304 E. – 2020/297 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ve davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “… … …” ibaresinin 38. ve 41. Sınıflar mallar hizmetler yönünden tescili için 2017/90210 sayılı marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin başvurularına yaptığı itirazının …. tarafından başvuru ile davalı Şirketin itirazına mesnet bir kısım markaları ile SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas bulunduğu gerekçesiyle kabul edilerek başvurunun reddine karar verildiğini, bu karara yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini, oysa taraf markalarının benzer bulunmadığını, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesinin şartlarının oluşmadığını, müvekkiline ait markanın “…” esas unsurlu olduğunu, … ibaresinin …. kaydı ile tevsik olunduğu üzere müvekkil şirketin 2008 yılından beri ticaret unvanının kılavuz unsuru olduğunu, müvekkilinin yıllardır kullandığı “…” markasına dayanarak seri marka hakkı ile işbu başvurusunu gerçekleştirdiğini, redde mesnet markaların bir kısmının 38. Sınıf bir kısımının da 41. Sınıf hizmetlerde tescilli bulunmadığını, redde mesnet markalar bakımından kullanım ispatı talep edilmesine rağmen davalı Kurum tarafından işbu markaların incelemeye alınmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin önceki tescilli markaları nedeniyle “…” ibaresi bakımından kazanılmış hakkı bulunduğunu, müvekkilinin, “…” ibaresini anınmış marka haline getirdiğini, müvekkilinin önceki markalarının kapsamında uyuşmalık konusu hizmetlerin aynen yer aldığını ileri sürerek ….. sayılı YİDK kararının iptaline ve başvurunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştr.
Davalı…vekili, davacı şirketin “… … …” ibareli başvurusu ile itiraz konusu markaların, kavramsal, görsel bakımdan ve bıraktıkları toplu intiba yönünden birbirlerine benzer markalar olduklarını, taraf markalarında ortak olarak bulunan “…” ibaresinin tüm markalarda esas unsur olarak yer aldığını, “…” ibaresi tescili talep edilen hizmetler için doğrudan tanımlayıcı nitelikte bir ibare olmadığından ve başvuru ile ret gerekçesi markaların aynı/aynı tür ve benzer nitelikte hizmetleri kapsadıkları tespit edilmiş olduğundan YİDK tarafından başvurunun reddedilmesinin hukuka uygun bulunduğunu davacının kazanılmış hakka ilişkin iddiasının da mesnetsiz olduğunu; başvuru konusu markanın “… … …” ibaresi olup daha önceki tescilli markalarının asli unsurunun muhafaza edilmediğini, bu nedenle kazanılmış hakka ilişkin şartların sağlanamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkili bankanın “…” markasının ve bu markanın devamı niteliğindeki seri markaların sahibi bulunduğunu,“…” markalarının tanınmış olduğunu, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin markalarıyla sağladığı itibardan haksız olarak yararlanacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markalarında ortak “…” ibaresi bulunsa da, “…” ibaresinin davaya konu marka başvurusunda bulunan diğer unsurlarla birlikte değerlendirildiğinde ayrık imajını korumaması, taraf markalarının görsel ve kavramsal olarak farklı olması karşısında taraf markalarının 38. ve 41. sınıflarda yer alan hizmet sınıflarında ortalama tüketici nazarında bütünsel açıdan iltibas tehlikesine yol açacak düzeyde benzer bulunmadıkları, SMK’nın 6/4 ve 6/5. maddelerinin uygulama şartlarının oluşmadığı, davacının müktesep hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …. vekili, taraf markalarında asıl unsurun “…” ibaresi olduğunu, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin çatı markası olup asıl tescil edilmek istenenin “… ” ibaresi olduğunu, dava konusu markanın redde mesnet markaların serisi, başka bir versiyonu veya uzantısı olarak algılacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, taraf markları arasında SMK’nın 6/1 maddesindeki koşulların bulunduğunu, “…” ibaresinin markalarda asıl unsur olarak yer aldığını, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali ve başvurunun marka olarak tescili istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… … …” ibareli dava konusu başvuru ile redde mesnet “…” asıl unsurlu marka işaretleri arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama tüketiciler üzerinde görsel,işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa yol açacak düzeyde benzerliğin olmadığı, zira Yargıtay 11. HD’nin 25.05.2016 tarih, 2015/10945 E., 2016/5739 K. Ve 2017/2325 E. 2018/8031 K. sayılı ilamlarında da kabul edildiği üzere uyuşmazlık konusu 38. ve 41. Sınıf hizmetlerin ortalama alıcılarının dikkatli ve seçici kişilerden oluştuğu, bu itibarla dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasındaki farklılıkların 38. Ve 41. sınıf hizmetlerin yararlanıcıları tarafından rahatlıkla algılanabileceği anlaşılmakla davalı … ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip