Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1572
KARAR NO : 2022/1194
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2020
NUMARASI : 2018/432 E. – 2020/218 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/09/2020 tarih ve 2018/432 E. – 2020/218 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar …Tic. A.Ş tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ” “…”” ibareli marka başvurusuna , davalı Şirketin “…” marklarına dayalı olarak yaptığı itirazının Markalar Diaresi Başkanlığı tarfından kabul edilerek başvurunun 3,5,8,16 ve 21. Sınıfa yer alan bir ksım mallar yönüden kısmen reddeildiğini, bu kraraka kaşrı yaptıkları itirazlarının da dava konusu YİDK kararıyla reddine karar verildiğini, oysa taraf markları arasında iltibasa neden olabilecek düzeyde benzerliğin bulunmadığını ed gerekçesi markaların genel olarak … ibaresinden oluştuğunu, müvekkil markasının … olduğunu, “…” ibaresinin “…” ibaresinin kısaltması olduğu iddiasının doğru olmadığını, … ibaresinin Türk Dil Kurumu sözlüğünde bir anlamı olmadığını, Dermatolojinin kısaltması olduğuna dair bir kayıt da bulunmadığını, …’in bu iddialarının dayanağına yer vermediğini, markanın sınıflarının dermatolojiyle bir ilgisinin olmadığını, “…”nin hekimliğin deri hastalıklarıyla uğraşan dalı olduğunu, müvekkil şirketin, İtalya’da ev temizliği ve parfümeri ürünleri ile ilgilenen bir firma olduğunu, … alanında faaliyet göstermediğini ayrıca müvekkil şirkete markanın yayınına itiraz edildiğine dair herhangi bir bildirim yapılmadığını, müvekkili şirkete karşı görüş dilekçesi sunma ve itiraz sahibinden kullanım kanıtı isteme hakkı tanınmadığını, müvekkil şirkete, itiraz sahibinden kullanım kanıtı sunmasının mümkün olduğuna dair bir bildirim de yapılmadığını, dava konusu YİDK kararı eksik incelemeyle oluşturulduğunu ileri sürerek YİDK’ın 2018-M-7472 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiş,
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, Dava konusu marka ile müvekkil markalarının benzer olduğunu, davacı başvurusunun iltibas yarattığını, tüketicinin yanılmasına ve satın almak istediği markayı taşıyan mal sanmasına neden olacağını, markalar arasında fark olduğunu anlasa da malları üreten işletmeler arasında idari-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğunu sanacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “… ” ibareli marka başvurusu ile davalının “… ” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu reddedilen mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davacının “… ” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalıya ait “… ” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında işletmesel bağ olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı oluşmayacağı, 6769 sayılı SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, taraf marklarının iltibasa neden olacak derecede benzer olduğunu, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin dermatolojı ibaresinin kıslatması olup ilgili ürünlerde sıklıkla kullanılan ayırt edciliği düşük bir ibrae olduğunu, dava konusu başvurudaki asıl unsur confi ibaresi ile redde menset … ibaresi arasında yüksek düzeyde benzerlik bulunduğunu, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markalarının benzer olduğunu, bu durumun ilişkilendirme ihtimali dahil iltibasa yol açacağını, davacının müvekkili şirketin markasının ticari itibarından ve bilinirlik düzeyinden haksız yararlanması sonucunu doğracağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu başvuruda bir bütün olarak “…” ibaresine asli unsur olarak yer verildiği, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, her ne kadar davalı tarafça başvuruda yer alan “…” ibaresinin “…” kelimesinin kısaltması olarak ilgili ürünlerde sıklıkla kullanıldığından ayırt ediciliği düşük olduğu savunulmuşsa da; mahkeme görüşüne başvurulan ve aralarında üniversitelerin tıp fakültesi bölümünden öğretim üyesinin de bulunduğu bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda İngilizcede “deri” anlamına gelen “…” ibaresinin … kelimesinin kısaltması olarak yaygın kullanımı olduğuna dair bir tespit bulunmadığı gibi dosya kapsamına bu yönde bir delil de sunulmadığı, ayrıca taraf marka işaretleri benzer olmadığından, davalının itirazına mesnet markalarının tanınmış olup olmadığının tartışılmasının sonuca etkili bulunmadığı, anlaşılmakla,
davalılar …Tic. A.Ş. Vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar …Tic. A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar …Tic. A.Ş. ayrı ayrı alınması gereken 80,70’er.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40’ar.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30’ar.TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıların uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2022
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…