Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1569 E. 2022/1195 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2019
NUMARASI

DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Tasarım Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/05/2019 tarih ve 2018/24 E. – 2019/153 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” marka çeşitli ürünlerin üretimini ve pazarlamasını yaptığını, yurtiçinde ve yurt dışında tanındığını, davalı gerçek kişinin 2017/00378 sayılı tasarımına müvekkili şirket adına tescilli marka ve tasarımlara dayalı olarak yaptıkları itirazlarının YİDK’ ın…..sayılı tasarımlarının yanı sıra 2013/105527, 2017/79096 ve 2014/40269 numaralı şekil markaları il ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu sebeple dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edici nitelik kriterlerini haiz bulunmadığını, davalının tescil başvurusunda bulunduğu tasarımın müvekkil şirket tasarımlarını hatırlatarak müşteri portföyünden yararlanmayı amaçladığını, müvekkilinin tasarımlarını tanıtmak için ulusal ve uluslararası alanda çalışma yaptığını, dava konusu enerji içeceği konusunda tasarım özgürlüğünün çok geniş olduğu tasarım için zorunluluk arz eden hususların bulunmadığını ileri sürerek….. sayılı YİDK Kararının iptalini, davalı adına tescilli 2017 …. sıra numaralı tasarımın sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davacının itirazına mesnet tasarım ve markalarından bir kısımının dava konusu başvuru tarihinden sonraki tarihli olduğunu, 2013/105527 sayılı markanın ve 2014/04192 sayılı tasarımın tescilli bulunmadığını, davacının 2014/402269 sayılı şekil markasının ise dava konusu tasarımdan farklı olduğunu, taraflara ait markanın çoğunluklukla … dış pazarına ihraç edildiğini, arap ülkelerinde içecek ürünlerinin ambalaj renklerinin yerel halk tarafından benimsenen ve tercih edilen siyah ve altın sarısı renkleri olduğunu, dolayısıyla aynı renklerin kullanılmasının tasarımın yeniliğini ortadan kaldırmayacağını, davacı markasının tanınmış olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu tasarımların davacı markaları karşısında yeni ve ayırt edici bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptaline ve … sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, dava konusu tasarım ile davacının itirazına mesnet tasarım ve markların farklı olduğunu, dava konusu tasarım başvurusunun kötü niyetli bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu tasarım ile benzer görülen ….. sayılı davacı markasının tescil edilmediğini, yine davacıya ait 2015/01613 sayılı markaya da işbu davada dayanılmadığını, bu sebeple bilirkişi raporunun denetime elverişli bir rapor olmadığını, ayrıca müvekkilinin seçenek özgürlüğünün bulunmadığının dikkate alınmadığını, zira dava konusu tasarımda siyah ve altın sarısı renklerinin kullanılmasının nedeni cevap dilekçesinde ifade ettikleri gibi enerji içeçeklerinin ancak bu renklerde Ortadoğu müşterisi tarafından cazip bulunup satın alındığını, bu hususunun bilirkişilerce hiç araştırılmadığını, benzer bir uyuşmazlıkta mahkemenin 2018/252 esas 2019/234 Karar ve 2018/187 Esas ve 2019/235 karar sayılı dosyalarında hükme esas alınan bilirkişi raporlarında bu iddialarının doğrulandığını, dava konusu tasarımın davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tasarımlar karşısında yeni ve ayırt edici olduğunu, mahkemece bilirkişi raporuna karşı itirazları karşılanmadan yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı karar karar verildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve tasarımın hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının tetkikinden; davalı şirkete ait … sayılı “…” tasarım başvurusuna, davacı şirketin 2014 ….sayılı tasarım ve markaları ile yurt dışına tescilli bulunan markasına dayalı olarak itiraz ettiği, YİDK’ın… sayılı kararıyla davacının itirazının reddine karar verildiği, anılan kararın davacı tarafa 14/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 2 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince, bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu tasarımın davacı Şirkete ait markalar karşısında yeni ve ayırt edici bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda dava konusu tasarımın davacının 2013/105527 ve 2015/01613 sayılı markları karşısında yeni ve ayırt edici olmadığı açıklanmış olup , karara karşı sadece davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu gözetildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu tasartımın davacının 2013/105527 ve 2015/01613 sayılı markaları karşısında yeni ve ayırt edici bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki davalı Şirket vekili davacının 2013/105527 sayılı markasının tescil edilmediği, diğer 2015/01613 sayılı markasını da dava dilekçesinde dayanılmadığından anılan markaların yeni ve ayırt edicilik değerlendirmesinde dikkate alınmaycağını savunmuşsa da davacının hem davalı Kurum nezdindeki itirazlarında hem de yargılma sırasında sunduğu delillerden 2013/105527 sayılı markasını taşıyan ürünlerin dava konusu tasarımın başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğunun anlaşılması ve davacının davalı Kurum nezdindeki itirazlarında açıkca 2015/01613 sayılı markasına dayanması karşısında Dairemizce davalı Şirketin bu savunması yerinde görülmemiştir.
Tasarım, 6769 sayılı SMK’nın 55. maddesinde tanımlanmış olup aynı Yasa’nın 56. maddesinde, yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımların anılan Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağı düzenlenmiş, aynı maddenin 4. bendinde de yenilik unsuru tanımlanmış ve bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarımın yeni kabul edileceği, sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteren tasarımların aynı olduğu hüküm altına alınmıştır. Ayırt edicilik ise maddenin 5. bendinde düzenlenmiş, bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenimin, tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğunun kabul edileceği belirtilmiştir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu tasarım başvurusu ambalaj etiketi tasarımına ilişkin olup, öncelikle tasarımcının seçenek özgürlüğünün ve bilgilenmiş kullanıcının kim olduğunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, dava konusu tasarımın yiyecek içecek sektöründe enerji içeceği emtiasına ilişkin ambalaj etiketi tasarımı olması nedeniyle farklı görünüm özelliklerine sahip tasarımların meydana getirilmesi olasılığının yüksek olduğu, tasarımcının hayal gücü doğrultusunda tasarımlar meydana getirilebileceği bu bağlamda seçenek özgürlüğünün sınırısız olduğu, bilgilenmiş kullanıcının ise enerji içeçiği emtiasının kullanım ve temas sıklığından dolayı sıradan bir tüketici/kullanıcı olacağı kabul edilmiştir.
Dava konusu tasarım ile 2013/105527 ve 2015/01613 sayılı davacı markalarının karşılaştırmasına gelince; dava konusu tasarım ve davacının bahsi geçen marka görsellerinde sarı ve siyah renklerinin kullanıldığı, dava konusu tasarımın ve davacının marka görsellerinin yatay şekilde tasarlandıkları ve ortak olarak kılıç-kalkan unsurlarına yer verildiği görülmekle birlikte görsellerin içeriği ve yerleşimin tamanen farklı olduğu, dava konusu tasarımın üstü kısmında 1 adet kalkan ve 2 adet çapraz kılıç ile kalkan görseli içerisinde daire şeklinin içine yerleştirilmiş orta kısmında dik duran bir kılıç ile sağ ve sol yanında kılıca doğru bakan kanatlı aslanlar bulunmakta iken davacının marka görsellerinde kalkan görseli içerisinde 1 adet ejderha görselinin yer aldığı, davacının marka görsellerinde 2 adet çapraz kılıç ile kalkan şeklinin tam ortasından geçen ve uç kısmında beyaz renkte bir flamayı andıran figürün takılı bulunduğu ok görselinin bulunduğu, dava konusu tasarım ve davacının anılan marka görsellerinde yer alan kılıç ve kalan figürlerinin de şekil olarak farklı tasarlandıkları, ayrıca davacının bahsi geçen marka görsellerinin orta kısmında “…” ve “…” kelimeleri ile bu kelimelerin üst kısmında kalkan şekli içerisine yerleştirilmiş “” harflerine yer verildiği anlaşılmış olup, taraf ürünlerinin açıklanan benzer ve farklı yönleri birlikte değerlendirildiğinde; davacının 2013/105527 ve 2015/01613 sayılı marka görselleri karşısında dava konusu tasarımın, yeni ve bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenimin, ayırt edici niteliğe sahip olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar mahkemece alınan bilirkişi raporunda, dava konusu tasarımın davacının 2013/105527 ve 2015/01613 sayılı marka görselleri karşısında yeni ve ayırt edici olmadığı açıklanmışsa da bilirkişi raporundaki bu sonuca yukarıda açıklanan farklıklıkların dava konusu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izleniminde yarattığı etkisine değinilmeksizin sadece karşılaştırılan görsellerde kullanılan renklerin aynı olması,ortak olarak kılıç ve kalkan figürü ile kalkan figürü içerisinde hayvan şekline yer verilmesinden kaynaklanan benzerlik nedeniyle ulaşıldığından bilirkişi raporundaki bu tespitlere Dairemizce itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak, yukarıda açıklanan nedenlerle dava konusu 2017 00378 sayılı tasarımın davacının 2013/105527 ve 2015/01613 sayılı marka görselleri karşısında yeni ve ayırt edici olduğu, bu bağlamda dava konusu YİDK kararının yerinde bulunduğu ve tasarımın hükümsüzlüğü koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ile … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 13/05/2019 gün ve 2018/24 E. – 2019/153 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca davacıdan alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.TL davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduklarından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
6-Davalılarca ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
7-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 32,50.TL posta masrafı ve 148,60 TL istinaf başvuru harcından oluşan toplam 181,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan ve istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davalılar … ile … tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip