Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1554 E. 2022/1262 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1554
KARAR NO : 2022/1262
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2020
NUMARASI : 2019/303 E. – 2020/272 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararı İptali ile Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/10/2020 tarih ve 2019/303 E. – 2020/272 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … A.Ş. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı şirketin “…” ibaresinin 29 ve 30. sınıf emtialarda marka olarak tescili için başvurduğunu, başvuruya müvekkilinin “…” ibareli markalarını mesnet göstererek yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa markalar arasında karıştırılma ihtimali dâhil benzerlik bulunduğunu, başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, müvekkilinin markaları tanınmış olup “…” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanının ana unsurunu teşkil ettiğini, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-4172 sayılı kararının iptaline ve 2018/37686 sayılı “…” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, YİDK kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, taraf markaları arasında emtia benzerliği bulunmadığını, markaların hedef kitlelerinin de farklı olduğunu, başvuru ile davacı markaları arasında iltibas tehlikesinden bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki çekişmeli 29 ve 30. sınıftaki malların itiraza mesnet markaların kapsamındaki mallarla aynı/aynı tür/benzer oldukları, karşılaştırılan işaretlerin tümünde “…” kelimesinin bulunduğu, bu ibarenin davalının “… …” ibareli marka başvurusunun bir parçası olduğu gibi, davacının itiraza gerekçe gösterilen markalarının da asıl ve esaslı unsuru olduğu, davacı markalarını oluşturan “…” ibaresinin telaffuz farkına uğramaksızın bütün halinde davalı markasının içinde bulunmasının taraf markaları arasında benzerlik yarattığı, zira davalı markasının sonunda bulunan “…” ibaresinin markanın telaffuzunda büyük farklılık oluşturarak, bu ibarenin davacının “…” esas unsurlu markalarından uzaklaşmasını sağlayamadığı, bu sebeple de markada ayırt ediciliğin “…” ibaresi üzerinde yoğunlaştığı, taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı gören ortalama bir tüketicinin bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanmasının kuvvetle muhtemel olduğu, markanın hitap ettiği tüketici kesiminin bu iki markanın farklı markalar olduğunu anlasa bile aynı kişiye ait seri markalar olduğunu düşünebileceği, markalar arasında karıştırılma riski bulunacak düzeyde benzerlik bulunduğu, dosyaya sunulan delillerin davacıya ait markaların tanınmış olduğuna ilişkin kesin kanaat bildirmek için yeterli olmadığı, kötü niyete ilişkin somut veri de bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, YİDK kararının 29. sınıf “Kuru bakliyat, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dâhil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin.” ile 30. sınıf “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dâhil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.” yönünden kısmen iptaline ve başvurunun aynı mallar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, “…” ibaresinden oluşan başvurunun dilimizde anlamı bulunmamakla birlikte İngilizce “süt canavarı” anlamına geldiğini, taraf markalarındaki “…” ibaresi ortak olsa da başvuruda “…” kelimesinin markanın başında yer alıyor olması nedeniyle anlamsal farklılığın oluştuğunu, markaların tüketici nezdinde bıraktıkları genel algının farklı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davacının 29. sınıfta tescilli markasının bulunmadığını, bilirkişi raporunda çelişkili ifadeler kullandığını, müvekkilinin markasının süt ürünleri üzerinde kullanılacağını, enerji içeceklerinin küçük yaş grubuna satışı yasak olduğundan benzer ihtiyaçları karşılamadıklarını, hedef kitlelerinin farklı olduğunu ve markaları karıştırmayacaklarını, müvekkilinin markasındaki baskın unsurun “…” kelimesi olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı adına tescilli “…” esas unsurlu çok sayıda markanın bulunduğu, davalının başvuru markasında da bu ibare esas unsur olarak yer almakta olup, yine başvuruda yer alan “…” kelimesinin başvuruyu davacının markalarından uzaklaştırmadığı, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunun 14. sayfasında yapılan iltibas değerlendirmesinde davalının markası sehven “… …” olarak esas alınmış ise de, bu hatanın sonuca etkili olmadığı, taraf markaları kapsamında emtia benzerliğinin de bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere mal ve hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı değerlendirilirken her iki grup mal ve hizmetlerin aynı tüketici kitlesine hitap edip etmediği, birbirine alternatif olup olmadıkları, aynı dağıtım veya dolaşım yollarına sahip olup olmadıkları, hammadde-mamül ilişkisinin bulunup bulunmadığı, birbirlerini bütünleyici/ tamamlayıcı olup olmadığı gibi hususlarının dikkate alınmasınin gerektiği, içinde gıda yüksek mühendisi de bulunan bilirkişi heyetince bu ilke doğrultusunda hazırlanan raporda başvuru kapsamındaki aynı/aynı tür veya benzer malların tespit edildiği, açıklanan nedenlerle başvuru ile davacı markaları arasında ortalama tüketiciler nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu anlaşılmakla, davalılar … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … A.Ş.’den alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar … A.Ş. vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip