Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1550 E. 2022/1023 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1550 – 2022/1023
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1550
KARAR NO : 2022/1023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
NUMARASI : 2016/495 E. – 2017/629 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/12/2017 tarih ve 2016/495 E. – 2017/629 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 2011/66454, 2011/66456, 2011/66457, 2011/66455 sayılı ve “…”, “…”, “…”, “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı adına tescilli 2013/31795 sayılı “…” markasının, müvekkil adına tescilli markalar ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olup, seri marka izlenimi yaratarak, halk tarafından karıştırılmaya sebebiyet verdiğini, dava konusu markada, müvekkili adına tescilli “…” ibaresini içerir seri markalardan farklı olarak tek bir harf değişikliğine gidildiğini, ancak söz konusu değişikliğin markaya hiçbir ayırt edicilik katmadığını, Türkiye Türkçesi Ağızlar Sözlüğü’nde “…” kelimesinin anlam karşılığı olarak “…” ibaresinin yer aldığını ve bazı yörelerde “…” anlamında “…” kelimesinin kullanıldığını, müvekkiline ait markalar ile davalıya ait markanın aynı, aynı tür, benzer ve ilişkili mallar için tescil edildiğini, müvekkiline ait “…” ibareli markaların tanınmış marka olduğunu, davalının dava konusu marka tescilinin kötüniyetli bulunduğunu ileri sürerek, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 2013 yılından beri ” …” markasını 29 ve 30. sınıflarda tescilli olarak kullandığını ve ana faaliyet konusunun bakliyat ve pirinç üretimi ve paketlemeleri olduğunu, 2014 yılından bu yana ise ” … …” markasını da 30. sınıfta kullandığını, önceki tarihli kullanımı nedeniyle kazanılmış hakkının bulunduğunu, davacının benzerlik iddia ettiği markalardaki başlıca unsur olan “…” ile müvekkilinin “…” markasında yer alan “…” kelimesinin birbiri ile aynı anlamı ifade etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacıya ait “…” markası ile davalıya ait “…” markasının 30. sınıftaki mallar bakımından aynı tür mal/hizmeti kapsadığı, ancak 29. sınıf bakımından aynı tür mal/hizmeti kapsamadığı, bununla birlikte davacıya ait “…” markası ile davalıya ait “…” marka işaretleri arasında anlamsal, görsel ve işitsel benzerlik bulunduğu, bu bağlamda davacıya ait yalnızca “…” markası ile davalıya ait “…” markaları arasında 556 sayılı KHK m.8/1-b anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin olduğu, davacının markalarının tanınmışlığı için yeterli belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı yana ait 2013/31795 tescil sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin 2013/34956 tescil numaralı ” …” markasından kaynaklanan kazanılmış hakkının mahkemece değerlendirilmediğini, davacının markalarının tüketici nezdinde “…” gibi ürünlere işaret ettiğini, “…” markasının ise tarımsal bir ürüne işaret ettiğini, “…” markası ile “…” markası arasında 556 sayılı KHK’nun 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, 556 sayılı KHK’nun 8/1-b maddesine dayalı hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacıya ait “…” markası ile davalıya ait “…” marka işaretleri arasında anlamsal, görsel ve işitsel benzerlik bulunduğu, zira “…”, “…” ve “…” ibarelerinin aynı anlama geldiği, Yargıtay 11. H.D.’nin 24.06.2020 tarih ve 2019/5261 E.- 2020/3154 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğu, taraf markalarının 30. sınıftaki mallar bakımından aynı tür malları kapsadığı, bu bağlamda davacıya ait “…” markası ile davalıya ait “…” markası arasında, 30. sınıf mallar yönünden 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu ve sonuçta mahkemece 30. sınıf mallar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşıldığı üzere, istinaf edenin sıfatı itibariyle Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, davacının “…” markası ile davalıya ait “…” markasının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Bu açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa dönüldüğünde, davacının davaya dayanak markaları 30. sınıf mallarda, davalının hükümsüzlüğü istenen 2013/31795 sayılı “…” markası ise 29 ve 30. sınıf mallarda tescillidir.
Mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında gıda mühendislerinin de bulunduğu üçer kişiden oluşan iki bilirkişi heyeti de, davacının markalarından sadece “…” ibareli markasının, davalının hükümsüzlüğü istenen markası ile benzer olduğunu, ancak davacının markasının kapsamındaki 30. sınıf mallarla davalının markasının kapsamında yer alan 29. sınıf malların, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında benzer olmadığını bildirmiştir. Mahkemece de karar yerinde davacının anılan markası ile davalıya ait “…” markasının 30. sınıftaki mallar bakımından “aynı tür” mal/hizmeti kapsadığı, ancak 29. sınıf bakımından “aynı tür” mal/hizmeti kapsamadığı bildirilmişse de, tarafların markalarının 29. sınıf mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında “benzer” olup olmadığı yönünde herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır. Oysa yukarıda da açıklandığı ve mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti raporlarında da belirtildiği üzere, taraf markaları 29. sınıf mallar yönünden benzer değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, Dairemizce dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, davacının 30. sınıfta tescilli “…” ibareli markası ile davalının hükümsüzlüğü istenen ve 29 ve 30. sınıf mallarda tescilli “…” markasının, 30. sınıftaki mallar bakımından “aynı tür” mal/hizmeti kapsadığı, suna karşılık 29. sınıf mallar yönünden, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında “benzer” olmadığı gerekçesiyle 29. sınıf mallar yönünden davanın reddine, 30. sınıf mallar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş, bu yeni karar istinaf kararı olduğundan, istinaf karar tarihinde geçerli bulunan harç ve vekalet ücretine göre hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 26/12/2017 gün ve 2016/495 E. – 2017/629 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile 2013/31795 tescil sayılı markanın “30. sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamulleri. Pekmez.” malları yönünden kısmen hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine
4-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 51,50-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 217,50-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 22,00-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.739,5‬0-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek bu orana takabül eden 869,75‬-TL’ye, 29,20-TL peşin harç, 29,20-TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 928,15‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından ilk derece yargılamasında yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, istinaf aşamasında yapılan 32,50-TL posta masrafı, 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 1.681,1‬0-TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek hesaplanan 840,55-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.