Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1536 E. 2022/1287 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1536
KARAR NO : 2022/1287
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2020
NUMARASI : 2019/106 E. – 2020/95 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/07/2020 tarih ve 2019/106 E. – 2020/95 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” ibaresini esas unsur olarak ihtiva eden birçok markasının bulunduğunu, davalı tarafın 2018/67341 başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusuna müvekkili şirketin “…” ibareli markalarını gerekçe gösterilerek yapılan itirazın gerek Markalar Dairesi, gerekse de YİDK tarafından markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığı ve “…” ibaresinin yaygın kullanımı gerekçe gösterilerek reddedildiğini, müvekkili şirket markasının zayıf/tanımlayıcı marka olarak kabul edilmesinin yerleşik içtihatlar çerçevesinde mümkün olmadığını, müvekkili şirketin “…” markasının çok uzun süreden beri piyasada olması nedeniyle ayırt ediciliği yüksek bir marka olduğunu, dava konusu “…” markası ile müvekkili şirketin “…” ibareli markalarının aynı sınıfta yer alan mal ve hizmetleri kapsadığını, taraf markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek 2019-M-6895 sayılı 5/2, 29, 30, 32, 35/5 (29, 30 ve 32. sınıf ürünlerin bir araya getirilmesi) mal ve hizmetleri bakımından YİDK kararının iptaline ve 2018/67341 sayılı marka başvurusunun 5/2, 29, 30, 32, 35/5(29, 30 ve 32. Sınıf ürünlerin bir araya getirilmesi) mal ve hizmetleri bakımından tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacı markasının Türkçe’de yaygın olarak kullanılan cins, çeşit ve vasıf bildiren oldukça düşük ayırt ediciliğe sahip bir marka olmasına rağmen müvekkilinin dava konusu markasının “…” markasının başlı başlına farklı bir marka olduğunu, bütünsellik ilkesi gereği müvekkilinin markasının davacının markalarından tamamen farklı olduğunu, bu marka üzerinde kazanılmış hakkının bulunduğunu, markalar sicilinde “…” ibareli birçok markanın tescilli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …’a ait marka başvurusunda bulunan ve davaya konu edilen 29, 30, 32 ve 35/5 (29, 30, 32. sınıf ürünlerin pazarlanması hizmetleri) emtianın davacıya ait itiraza mesnet “…” ibareli markaların tescilli olduğu mal ve hizmetlerde bulunduğu, dava konusu 5/2. altsınıfta bulunan emtianın doğrudan itiraza mesnet markalar kapsamında karşılığının bulunmadığı, ancak itiraza mesnet 2013/32392 sayılı “… …” markası içerisinde 35. sınıfta bulunan mağazacılık hizmetleri bakımından 5/2. altsınıfta bulunan emtiaların pazarlanması hizmetine yer verildiği, davalı şahsa ait 5/2. altsınıfta bulunan emtia ile bu emtianın pazarlanmasına ilişkin itiraza mesnet 2013/32392 sayılı marka kapsamındaki 35. sınıf hizmetler arasında emtia benzerliği bulunduğu, zira her iki mal ve hizmetin birbirini tamamlayıcı işlev gördüğü, üretilen emtianın pazarlanmasının ticari hayatın gerekliliğini oluşturduğu, aynı/benzer tüketici kesimine hitap ettikleri, bu nedenlerle dava konusu 5/2. altsınıfta bulunan emtia bakımından yukarıda yer verilen gerekçelerle bilirkişi raporunda varılan kanaatten ayrılındığı, davaya konu 5/2, 29, 30, 32, 35/5(29, 30 ve 32. sınıf ürünlerin bir araya getirilmesi) mal ve hizmetleri ile itiraza mesnet markaların tescilleri altında bulunan mal ve hizmetler arasında emtia benzerliği şartı gerçekleştiği, her iki marka arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu hususunda yanılsamaya düşebileceği, bu nedenle karşılaştırılan davaya konu markalar arasında, ortalama tüketici nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu, iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunun 5/2. altsınıfta bulunan emtia bakımından aksi yöndeki kanaatine itibar edilmediği, davalı yararına müktesep hak şartlarının oluşmadığı, davanın, YİDK kararının iptali isteminin yanı sıra, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğü istemini de barındırdığı, davalı …, YİDK aşamasında, yayına itiraz üzerine kullanmama def’inde bulunmadığı, ancak, davalı şahıs vekili, dava dilekçesi ile birlikte davacının itiraza mesnet markalarını kullanmadığı def’inde bulunduğu, dava konusu markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından davalının ileri sürdüğü kullanmama def’inin değerlendirileceği, dava tarihi 30/09/2019 olup, 30/09/2014 tarihinden sonra tescil edilmiş itiraza mesnet davacı markaları bakımından ileri sürülen kullanmama def’inin hüküm ve sonuçlarını doğurmayacağı, bu kapsama giren davacı markalarının 2013/60855, 2018/18599, 2018/18606, 2018/18610 ve 2018/18616 sayılı markalar olduğu, bu markaların, davaya konu 29, 30, 32, 35/5 (29, 30, 32). sınıf ve alt sınıflarda bulunan mal ve hizmetler ile aynı ve benzer mal ve hizmetleri içerdiği saptandığından, davalının ileri sürdüğü kullanmama def’inin, bu mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlük istemini bertaraf etme kabiliyeti bulunmadığı, ancak davaya konu 5/2. altsınıfta bulunan emtia bakımından ise davalının ileri sürdüğü kullanmama def’i hüküm ve sonuçlarını doğurma niteliğini haiz bulunduğu, davacının 35/5. sınıfta bulunan 5/2. altsınıfa ilişkin emtiaların pazarlanması hizmetini de içerisinde barındıran itiraza mesnet 2013/32392 sayılı “… …” ibareli markasının 28/05/2014 tarihinde tescil edildiği, bu tarih ile dava tarihi arasında 5 yılı aşkın süre bulunduğu, 35/5. sınıfta bulunan 5/2. altsınıfa ilişkin emtiaların pazarlanmasına ilişkin olarak “… …” ibaresinin markasal kullanımının bulunmadığı, yine hükümsüzlük istemi bakımından itiraza mesnet gösterilen 2007/32835 sayılı “…” ibareli markanın koruma kapsamı altında bulunan ve dava konusu 5/2. altsınıfta bulunan emtia ile benzer nitelikte olan “Tıbbi amaçlı olmayan ve tamamlayıcı gıda maddeleri (polen, proteinler, karbonhidratlar dahil).” emtiası bakımından da davacının “…” ibaresini markasal olarak kullandığını belirtir delil bulunmadığından, 5/2. alt sınıf bakımından ileri sürülen hükümsüzlük isteminin, kullanmama def’i nedeniyle reddedilmasi gerektiği, davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şahsın kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötüniyet iddiasına dayalı hükümsüzlük istemi yerinde bulunmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, 5/2, 29, 30, 32, 35/5(29, 30, 32). sınıf ve altsınıflarda bulunan mal ve hizmetler bakımından 2019-M-6895 sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddi yönünden iptaline, dava konusu 2018/67341 sayılı “…” ibareli markanın 29, 30, 32, 35/5 (29, 30, 32). sınıf ve alt sınıflarda bulunan mal ve hizmetlerin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, itiraz sahibinin mesnet olarak gösterdiği “…” markası incelendiğinde bu terimin gerek İngilizcede gerekse Türkçede belirgin anlamlar ihtiva ettiği dolayısıyla ayırt ediciliğinin oldukça düşük olduğunu, müvekkilinin… ibareli başvurusunun, bütünü itibari ile özgün ve ayırt edici olduğu son derece belirgin olduğunu, tüketici nezdinde iltibas yaratacak bir durumun söz konusu bile bulunmadığını, aynı olmadığı gibi benzer dahi olmayan huzurdaki markaların aynı veya benzer sınıflarda tescil edilmesinin önünde de hiçbir yasal ve hukuki engel olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkeme gerekçesine katılmanın mümkün olmadığını, somut olayda başvuruya konu marka örneğinde F ve T harfleri arasında sitilize tarzda şekil figürü olduğunu, … ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davaya konu 5/2, 29, 30, 32, 35/5(29, 30 ve 32.sınıf ürünlerin bir araya getirilmesi) mal ve hizmetleri ile itiraza mesnet markaların tescilleri altında bulunan mal ve hizmetler arasında emtia benzerliği şartı gerçekleştiği, davaya konu markalar arasında, ortalama tüketici nezdinde SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu, davalı yararına müktesep hak şartlarının oluşmadığı, davanın, YİDK kararının iptali isteminin yanı sıra, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğü istemini de barındırdığı, davalı …, YİDK aşamasında, yayına itiraz üzerine kullanmama def’inde bulunmadığı, ancak, davalı şahıs vekili, dava dilekçesi ile birlikte davacının itiraza mesnet markalarını kullanmadığı def’inde bulunduğu, davaya konu 5/2. altsınıfta bulunan emtia bakımından davalının ileri sürdüğü kullanmama def’i hüküm ve sonuçlarını doğurma niteliğini haiz bulunduğu, davacının 35/5. Sınıfta bulunan 5/2. altsınıfa ilişkin emtiaların pazarlanması hizmetini de içerisinde barındıran itiraza mesnet 2013/32392 sayılı “… …” ibareli markasının 28/05/2014 tarihinde tescil edildiği, bu tarih ile dava tarihi arasında 5 yılı aşkın süre bulunduğu, 35/5. Sınıfta bulunan 5/2. altsınıfa ilişkin emtianın pazarlanmasına ilişkin olarak “… …” ibaresinin markasal kullanımının bulunmadığı, yine hükümsüzlük istemi bakımından itiraza mesnet gösterilen 2007/32835 sayılı “…” ibareli markanın koruma kapsamı altında bulunan ve dava konusu 5/2. altsınıfta bulunan emtia ile benzer nitelikte olan “Tıbbi amaçlı olmayan ve tamamlayıcı gıda maddeleri (polen, proteinler, karbonhidratlar dahil).” emtiası bakımından da davacının “…” ibaresini markasal olarak kullandığını belirtir delil bulunmadığından, 5/2. alt sınıf bakımından ileri sürülen hükümsüzlük isteminin, kullanmama def’i nedeniyle reddedilmasi gerektiği, kötüniyet iddiasına dayalı hükümsüzlük istemi yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … ve davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … ve davalı … ayrı ayrı alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … ve davalı … tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin Davalı … ve davalı … ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında Davalı … ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip