Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1535 – 2022/1290
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1535
KARAR NO : 2022/1290
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2020
NUMARASI : 2019/271 E. – 2020/105 K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali – Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/07/2020 tarih ve 2019/271 E. – 2020/105 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, … ibareli markaların davacılar adına tescilli ortak hizmet markası olduğunu, davacıların uzun yıllar süren emek, çok büyük yatırım ve tanıtım faaliyetleri sonunda İstanbul’da, en büyük ev, ofis ve alışveriş-eğlence merkezlerinden biri olan “… Ortak Projesi”ni hayata geçirdiklerini, 2004 yılında … ibaresini ortak hizmet markası olarak tescil ettirdiklerini, … ibareli 7 ortak markaları bulunduğunu, ayrıca markalarının … nezdindede tescilli olduğunu, bu anlamda … ibaresini tanınmış hale getiren tarafların bu ibare üzerinde üstün ve öncelikli hak sahibi olduğunu, davalının başvurusunu yaptığı … ibaresinin davacıların çok tanınmış seri hizmet markası … ile işaretsel ve sınıfsal olarak benzer olduğunu, davalının davacılar markası ile ayniyet derecesinde benzer marka başvurusunun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Kurum kararının yerinde olmadığını, davalının söz konusu işareti bilinçli olarak seçtiğini, iyiniyetli bir davranış söz konusu olmadığını, davalı markasının tescilinin davacı markasının ayırt ediciliğini yok edeceğini, davalının haksız kazanç elde edeceğini ileri sürerek 2019-M-7447 sayılı YİDK kararının iptaline ve 2018/111010 sayılı başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu markalar arasında benzerlik bulunmadığını, dava konusu “…” ve “…” kelimelerinin günlük hayatta kullanılmayan bu anlamda yüksek ayırt edici niteliğe sahip işaretlerden olduğunu, yine dava konusu markaların okunuş ve yazılışlarının farklı olduğunu, “…” ve “…” ibareli aynı ya da farklı sınıflarda tescilli markaların olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı… vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 43. sınıf dışında davalı markası kapsamında kalan 03, 18, 25 ve 35. sınıf mal/hizmetlerin tamamının davacı taraf markalarının tescilli olduğu emtiadan farklı olduğu, davalı markasının büyük, siyah harflerle yazılmış … ibaresinden, davacının “…” ve “……” ibareli markalarının da büyük, siyah harflerle yazılmış kelime markaları olduğu, davacı tarafın diğer markalarının ise “… …” unsurlarını haiz karma markalar olup davacıların “…” seri markalarının sahibi bulunduğu, davalı adına tescilli … ibaresinin Türkçe karşılığının “kanton/küçük eyalet”, … kelimesinin ise “genellikle kireçtaşı, kumtaşı gibi suyu kolaylıkla geçiren katmanlar içinde görülen, bir akarsuyun oyarak oluşturduğu, yamaçları duvar gibi dik, dar vadilere verilen ad” olduğu, dava konusu markalar arasında kavramsal bir benzerlik bulunmadığı, davalının … markası yazıldığı gibi “…” şeklinde telaffuz edilebileceği, davacı markası ise yazıldığı gibi “…” şeklinde telaffuz edildiği, aralarında işitsel bir benzerlik olmadığı, dava konusu markalar arasında görsel olarak belirgin bir benzerlik bulunmadığı, davacılar vekilince, müvekkillerine ait markaların tanınmışlık vasfı kazandığını iddia edildiği, YİDK aşamasında ileri sürülmeyen bu iddianın, eldeki davanın hükümsüzlük istemini de içerdiği gözetilerek, bu istem bakımından irdelendiği, davalının başvuruya konu markasının davacının tescilli markasından haksız yararlanma sağlayacağı, davacı markasının itibarına zarar vereceği, ayırt ediciliğini zedeleyeceği iddialarının da ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının tescil alma istediği marka ibaresi ile müvekkilinin markası arasında ayniyet ölçüsünde benzerlik olduğunu, ayrıca markaların kapsamlarının da benzer bulunduğunu, müvekkillerinin markasının tanınmış olduğuna dair delillerin dosya kapsamında olduğunu, müvekkillerinin bu markasının ödüllü olduğunu, … ibaresi üzerinde üstün ve öncelikli hak sahibinin ortak marka sahibi müvekkili şirketler olduğunun açık bulunduğunu, emsal kararlar olduğunu, davalının tescilinin müvekkillerinin kazandığı tanınmışlıktan yararlanmak ve haksız kazanç elde etmek amacına hizmet edeceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvurusuna konu … ibaresi ile davacı tarafın “…” esas ibareli markaları arasında kavramsal, işitsel ve görsel olarak benzerlik bulunmadığı, SMK’nın 6/1. maddesinin koşullarının somut uyuşmazlıkta olmadığı anlaşılmakla, davacı taraf vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 100,00 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 19,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/10/2022
Başkan
Üye
Üye
Katip