Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1534 – 2022/1291
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1534
KARAR NO : 2022/1291
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2020
NUMARASI : 2019/338 E. – 2020/85 K.
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/07/2020 tarih ve 2019/338 E. – 2020/85 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, “…” adlı tüzel kişiliğin, tamamen bir özel girişim niteliğindeki …’nın ve … … Para Birimi’nin sahibi olduğunu ve… adresinden Türkçe internet sitesinin de bulunduğunu, davacının hem ticaret unvanının ayırt edici unsuru olan hem ticaret markasının ayırt edici ve bütün unsuru olan hem de dünyanın en büyük işlem hacimli … para borsasının ismi olan … ibaresinin, ilk kez davacı tarafından “…” anlamına gelen “…” kelimesinin ilk harfi olan “b” harfinin ve “…” anlamına gelen “…” kelimesinin ilk harfinden sonraki kısmı olan “…” ibaresinin bir araya getirilmesiyle yaratılmış olduğunu, müvekkilinin 2019/05589 numaralı … marka başvurusunun Markalar Dairesi tarafından 6769 sayılı SMK’nın 5/1-(b), (c) ve (d) bentleri uyarınca ayırt edici nitelikten yoksunluk, tanımlayıcılık ve ticaret alanında ortak kullanıma açık işaretlerden olma gerekçeleriyle reddedildiğini, bunun üzerine davacı tarafından YİDK nezdinde itirazda bulunulduğu, ancak itirazın da YİDK tarafından reddedildiğini, oysa bu ibarenin tamamen özgün bir nitelik taşıdığını, gerek kendiliğinden ayırt ediciliği gerekse de kullanım sonucu ayırt ediciliğinin olduğunu, iddia ettiğinin aksine ne ayırt edicilikten yoksun olduğunu, ne tescil ettirilmek istendiği ilgili mallar ve hizmetler yönünden tanımlayıcı bulunduğunu, ne cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirttiğini, ticaret alanında herkes tarafından kullanılan bir ibare olmadığını, … markasının Paris Sözleşmesi’nin 4. mükerrer 6. maddesi uyarınca da Türkiye’de tesciline izin verilmesi gerektiğini, davacı adına … markası ile dünyanın birçok ülkesinde dosyalanmış ve hatta tescil edilmiş birçok marka olduğunu, … ibareli Avrupa Birliği markasına ait tescil belgesinin de bulunduğunu, davacı adına … ibaresi içeren birçok alan adı bulunduğunu, … markasının davacı tarafından uzun yıllardır kullanıldığını ve bu markanın pekiştirilmiş bir ayırt edici gücü bulunduğunu, dolayısıyla SMK’nın 5/2. fıkrası uyarınca tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek YİDK 2019-M-7858 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, … kelimesinin Türkçe’de ya da İngilizce sözlüklerde bir anlamı bulunmadığı, davacının hem YİDK nezdindeki itirazında hem de huzurdaki dosyanın dava dilekçesinde, bu ibarenin “…” anlamına gelen “…” kelimesinin ilk harfi olan “b” harfinin ve “…” anlamına gelen “…” kelimesinin ilk harfinden sonraki kısmı olan “…” ibaresinin bir araya getirilmesiyle yaratılmış bir kelime olduğunu belirttiği, davacı adına “…” işareti ile Dünya’nın çeşitli ülkelerinde, markanın Türkiye’deki tescil edilmek istendiği aynı sınıflarda aynı veya benzer mal ve hizmetler yönünden, marka tescilleri yapılmış olduğu, dava konusu marka başvurusunun çok yüksek olmasa da bir ayırt ediciliğinin bulunduğu, marka başvurusunun SMK 5/1-(b) kapsamında reddedilmesinin uygun düşmediği, “…” kelimesinin … para borsasını ve bir … para birimini ifade ettiği, marka başvurusunun SMK 5/1-(c) kapsamında reddedilmesinin doğru olmadığı, “…” adında bir meslek, sanat veya ticaret grubuna rastlanılamadığı, “…” kelimesinin, davacının sunduğu bir … borsayı ve … para birimini ifade etmekte olduğu, bu ifade ile diğer kişilerin … para birimi ve borsalarından ayırt edildiği, marka başvurusunun SMK 5/1-(d) kapsamında reddedilmesinin uygun düşmediği gerekçesi ile davanın kabulü ile, 2019-M-7858 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacının “…” ibareli başvurusunun, kapsamındaki mal ve hizmetler bakımından ayırt edici nitelikten yoksun bulunduğunu, “…” ibaresinin … alanında kullanılan bir … para biriminin adı olduğunu, ticari kaynak göstermediğini, söz konusu ibarenin başvuru kapsamında bulunan malların ve hizmetlerin tüketicileri tarafından belirli bir ticari kaynağa ait bir işaret olarak algılanmayacağını, markanın asli işlevi olan ayırt etmeyi sağlama işlevini yerine getiremeyeceğini, “…” ibaresinin SMK’nın 5/1-b, c ve d bendi uyarınca markasal koruma hakkı kazandıramayacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, … kelimesinin Türkçe’de ya da İngilizce’de bir anlamı olmadığı, davacının “…” işareti ile Dünya’nın çeşitli ülkelerinde, markanın Türkiye’deki tescil edilmek istendiği aynı sınıflarda marka tescilleri yaptırmış bulunduğu, dava konusu marka başvurusunun ayırt ediciliğinin olduğu, marka başvurusunun davalı Kurum tarafından SMK’nın 5/1-(b) kapsamında reddedilmesinin uygun düşmediği, marka başvurusunun SMK 5/1-(c) kapsamında reddedilmesinin doğru olmadığı, “…” adında bir meslek, sanat veya ticaret grubuna rastlanılamadığı, “…” kelimesinin, davacının sunduğu bir … borsayı ve … para birimini ifade ettiği ve bu ifade ile diğer kişilerin … para birimi ve borsalarından ayırt edildiği, marka başvurusunun SMK 5/1-(d) kapsamında reddedilmesinin uygun düşmediği anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalı … tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/10/2022
Başkan
Üye
Üye
Katip